‘‘Size hurmalıklardan, üzümlüklerden bağlar, bahçeler yaptık. İçlerinde sizin için birçok yemişler var.’’ ( Müminun;19)

‘‘Hurma ve üzüm ağaçlarının meyvelerinden de şerbet, şıra ve güzel rızık edinirsiniz. Muhakkak ki, bunda aklı olup düşünen bir topluluk için alamet var.’’ ( Nalh;67)

Kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim de önemine binaen isminden zikredilen meyvelerden biri olan üzümün üzerine bilim adamlarımız çalışmalarının neticelerini kıymetli okuyucularımla paylaşmak istedim.

Üretimi M.Ö. 5000 yıl kadar eskiye dayanan, ana vatanını Anadolu ve Kafkasya’yı içine alan Küçük Asyadır. Dünyada 10 binin üzerinde üzüm çeşidi olduğu tahmin edilmektedir. Türkiye de ise 1200’un üzerinde üzüm çeşidi mevcuttur. Fakat bunlardan 50–60 kadarının ekonomik değere sahip olduğu ve geniş üretim alanlarında yetiştiriciliğinin yapıldığı bilinmektedir. Ülkemizde en geniş üretim alanına ege bölgemiz sahiptir. Akdeniz ve Trakya da üzüm yetiştiriciliğinde önemli bir yere sahiptir. Doğu Anadolu da (Elazığ, Erzincan, Iğdır), Güney doğu Anadolu da (Gaziantep), Karadeniz bölgesinin (Sinop, Rize, Arhavi) sahil şeridinde iyi cins üzümler yetiştirilmektedir. Ülkemiz 3.600.000 ton taze üzüm üretimi ile dünyada 5.ci sırada bulunmaktadır. Üzümün rengi, şekli ve büyüklüğü türüne göre değişir; çekirdekli veya çekirdeksiz cinsleri vardır. Olgun üzüm meyveleri yeşil, sarı, mor ya da siyah renkte olabilir.

Yaş üzümün 100 gramında yaklaşık 15,4 gr karbonhidrat, 1 gr protein, 1 gr yağ, 21 gr fosfor, 0,6 miligram demir, 60 kalori enerji, az miktarda diğer bazı elementler, çeşitli vitaminler ve su bulunur. Üzüm ihtiva ettiği maddeler sayesinde güzellik iksiri ve gerçek bir beyin gıdasıdır. Öğleden sonra bir salkım üzüm veya taze sıkılmış bir bardak üzüm suyu, vücudun ve bilhassa içindeki glutamik asitten dolayı, beyin hücrelerinin zindeleşmesinde önemli rol oynar. Bir şifa kaynağı olan üzüme; aminoasitler, A ve B vitaminleri ( B1, B2 ), potasyum, magnezyum, kalsiyum, silisyum, iyot, çinko, kükürt, manganez gibi mineraller depolanmıştır. Bu özelliğinden dolayı üzüm; insan için çok özel bir şifa ve zindelik kaynağı olarak yaratılmıştır. Aynı zamanda üzüm bağışıklık sisteminin kuvvetlenmesinde, beden ve sinir yorgunluklarının hafifletilmesinde, cildin canlı bir görünüm almasında, alerji ve kireçlenmelerin engellenmesinde çok önemlidir. İçindeki tabii fruktoz, vücudun harcadığı enerjinin kısa sürede telafi edilmesinde rol oynar. Taşıdığı bioflovanoidlerle C vitamininin aktivitesini artırır.

Üzümü; Kuran-ı Kerimde zikredecek kadar önemli kılan bir diğer özelliği de kanda oksijen taşınmasında rol oynayan hemoglobin sentezinde gerekli demirin, böbreklerin ve kalp atışlarının düzenlenmesinde kullanılan potasyumun bünyesinde bol miktarda yerleştirilmesidir. Üzümde yedisi sinir hücreleri için gerekli olan 15 çeşit aminoasit vardır. Bütün canlılarda 20 aminoasit olduğunu düşündüğümüzde üzümün dengeli beslenmede ki önemi daha iyi anlaşılır. Besinlerin parçalanması sonucu oluşan maya, sigara, alkol ve kirli hava gibi zararlılar(serbest radikaller) kılcal damarların duvarlarına saldırarak bunların tahribatına sebep olur. Bu tahribata karşılık, üzümde bulunan bazı güçlü antioksidanlar (serbest radikalleri tesirsiz hale getiren maddeler ) düşük yoğunluktaki zararlı lipoproteinlerin (LDL) kılcal damarlarda birikmesini engelleyecek özelliğe sahiptir.

Diğer yandan üzümün bünyesindeki en önemli maddelerden biri olan ‘‘resveratrol’’un kansere karşı tesirli olma özelliği taşıdığı bilinmektedir. Resveratrol maddesinin dut, yaban mersini (Likapa ) ve yer fıstığı gibi yetmişin üzerindeki bitki türlerinde bulunduğu belirlenmiştir. En çok ve en iyi kaynağının üzüm olduğu ve en yüksek oranda renkli üzümlerde olduğu tespit edilmiştir. Özellikle siyah üzüm suyunda bulunan flovanoidlerin kandaki pıhtılaşmanın önlenmesinde, plazma oranının artmasında ve dolayısıyla, kalp hastalıklarına karşı koruyucu ve anti kanserojen maddelerin vücutta tesirli olmasında önemli rol üstlendiği bilim adamlarınca tespit edilmiştir. Resveratrol daha çok kırmızı – siyah üzümlerin kabuk kısmında bulunduğundan renkli üzümleri yerken kabuklarının atılması doğru değildir.

Üzüm, insan sağlığı için önemli olan maddelerin bir kısmını da bilhassa çekirdeklerinde bulundurduğu için üzüm çekirdeğinin çiğnenip parçalandıktan sonra yutulmasında da fayda vardır. Diğer önemli olan bir husus ta üzüm kolay fermente olan ( mayalanan ) bir meyve olduğundan yemeklerden hemen sonra yenmemesi tavsiye edilmektedir. Her taze meyve suları gibi üzüm suyunu da sıkılmasını takiben yarım saat içerisinde içilmesi tavsiye edilmektedir.

Her yönü ile şifa kaynağı olan bu meyvenin ülkemizde de bolca yetiştirilecek alana sahip olasından dolayı üretimini artırmalı ve bolca tüketilmesini tavsiye etmeliyiz. Bu meyveyi bize bahşedene de hamd ve teşekkür etmeliyiz.