ESSELAMÜ ALEYKÜM VERAHMETÜLLAHİ VEBEREKATÜHÜ

Bugün de yine Erbakan hocamın bir sözüyle başlamak istıyorum.

“Bir gün gelecek İsrail’e öyle bir tokat atacağız ki hayatı gözünün önünden Gazze şehidi gibi geçecek.”

O günlere doğru yaklaşıyoruz düşüncesindeyim.

İsrail dişişleri bakanı, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyindeki Libya’daki Doğu Akdeniz’deki Karabağ’da varlığını Filistin ve Hamas ile ilişkilerini eleştirdi.

Bunların tümü istikrarı bozuyor diye konuştu. İstikrar dedikleri arz-ı mevud vadedilmiş topraklar ve Büyük İsrail devletinin kurulma hesapları. 

Adamlar planları kurmuşlardı. Bir bir işletiyorlardı. Planları bozulunca ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar.

Bu planları bozan adamın adıdır RECEP TAYYİP ERDOĞAN.

Yine bir İsrail gazetesinde “Türkiye dünyadaki bütün müslümanların koruyucusu gibi davranıyor” diye yazıyor.

Müslüman toplumların düşünce dünyası, batının dikte ettiği argümanlar ile kuşatılarak kökleri ve medeniyet değerleriyle ilişkisi zayıflatılmaya çalışılmıştır.

Emperyalist güçlerin devşirmeleri tasfiye ediliyor ve devlet belli bir aradan sonra asıl sahiplerinin eline geçmiştir.

Türkiye artık böyle bir ülke konumundan çıktı. Washington talimatlarla iktıdarı dizayn etme, hükümeti devirme, Türkiye’nin iç politik önceliklerini ayarlama dönemleri tarihe karıştı.

Türkiye Osmanlı’nın çöküşünden sonra ilk defa ayağa kalktı kalkmaya çalışıyor. ilk defa kendi sorunlarımızla uğraşırken, dışardaki bütün müslüman kardeşlerimizin sorunlarıyla da uğraşacak kapasiteye gelebildik.

Türkiye bir yandan kendi iç meseleleriyle güçlü bir şekilde uğraşırken, dışarda da Libya’da, Suriye’de, Akdeniz’de, Ege’de, Azerbaycan’da, Somali’de ve olması gereken her yerde olabiliyor.

Türkiye artık bütün mücadelesini küresel ölçekte yapabilecek kapasitede bir devlet olma yolunda hızlı adımlarla ilerlemektedir.

Şimdiden sonra hiçbir siyasi hesap kişisel düşünce ya da bakış Türkiye veya Osmanlı aklının üzerinde olamayacaktır.

Onun için Türkiye bu siyasetiyle müslüman ülkeler, bütün mazlum coğrafyadaki müslüman kardeşlerimiz ve tüm Arap halklarının gönlünde tahtını kurmuş, geleceğe yönelik güzel birleşme ve ortaklıkların olabileceği sinyallerini vermektedir.

Türkiye artık Batı’yı şoke eden bir yükseliş dönemi yaşıyor.

Türkiye dünyadaki yeni merkez güçlerinden biri haline gelmeyi başarmıştır. 

Türkiye’nin bu kadar güçleneceğini beklemiyorlardı. Böyle kararlı siyası bir duruş ve hareket öngörmüyorlardı. Şimdiye kadar uyguladıkları yöntemlerle onu bir kez daha durduracaklarına inanmışlardı.
Bugün bunu başaramadıklarını görmek onları deliye döndürüyor.

Çok kısa zaman önce bir yolunu bulup durdurabildikleri Türkiye’yi durduramıyorlar ve Türkiye şu anda küresel ölçekte bütün olaylara müdahil olabiliyor, bu da onların işine gelmiyordur.

Vesayet rejimi görünürde demokratik olan seçimle gelen ve giden iktidarların olduğu ancak asıl iktidarın başka güç odaklarında olduğu rejim modelidir. 

Ülkemizin en büyük kazancı bu vesayet odaklarından kurtulmakla olmuştur.

Onun için yıllar sonra bu işleri belli bir düzene sokabilen kendi içinden bir vatan evladı çıkarmayı başarmıştır. Bu millet onun kıymetini biliyor ve bunu da kimseye yem etmeyeceğini her fırsatta göstererek dünyaya mesajını doğru bir şekilde verebilmektedir.

Barack Obama’nın bir sözüyle bitirmek istiyorum.

“Türkiye hesaba katılmadan bir dünya siyaseti düşünülemez. Sayın Erdoğan dünyada çok sevilen bir lider ve geleceğe çok büyük imzalar atacağı kesin” 

Yeniden büyük Türkiye’ye adım adım. Dev uyandı, durdurabilene helal olsun.

Selam ve dua ile, Allah’a emanet olun.