Eski bir kabin memuru, 10 yıl boyunca görev yaptığı uçuşlarda edindiği birikimi, işinden ayrıldıktan sonra da devam ettirdiği dünyayı gezme tutkusuyla harmanlayarak paylaştı. Şu ana dek 74 ülke gören ve hem iş hem de tatil amaçlı uçuşlarda “sorunsuz seyahat” reçeteleri geliştiren deneyimli yolcu, hâlâ düzenli olarak uyguladığı üç temel ipucunu şöyle özetliyor:

Yatma vaktine kadar uyanık kalın
Uçaktan indiğiniz gün, yorgun olsanız bile yerel akşam vaktine kadar uyanık kalın. 

“Gece uçuşlarından sonra otel yatağına kendimi bırakmak cazip geliyor; ancak kısa bir şekerleme bile jet lag’i uzatıyor” diyor. 

İniş saatine göre akşama kadar ayakta kalmak, ertesi sabah daha dinç uyanıp gerçek uyku rutinine hızlıca dönmenizi sağlıyor. Yatma zamanı geldiğinde ise yanlışlıkla uyuyakalmamak için telefonunuzda alarm kurmayı unutmayın.

Sadece el bagajıyla seyahat edin
Kabin memurluğu döneminde geliştirdiği “tek el bagajı” prensibi, en pahalı konfor: “Valizim her zaman yanımda oluyor ve kaybolma riski sıfıra iniyor. 

Check-in kuyruğunda beklemiyorum, bagaj tesliminde zaman kaybetmiyorum.” Çoğu havayolu, artı bir küçük çanta hakkı tanıyor; ama kuralları uçuştan önce kontrol etmekte fayda var. 

Hacmi sınırlı eşyalarınızı en verimli şekilde yerleştirmek içinse uçakta mont ve bot gibi büyük parçaları giymeyi öneriyor.

Değerli eşyalarınızı unutmayın
Otelden çıkarken kasaya bıraktığınız kıymetli eşyaları unutmamak için pratik bir yöntem: “Belgelerinizi ve nakit paranızı kasaya koyduğunuzda, yanınıza bir ayakkabı alın. Böylece çıkış zamanı geldiğinde ‘ayakkabımı aldım mı?’ diye kontrol etmek, diğer eşyalarınızı da hatırlamanıza yardımcı oluyor.”

Bu üç basit ama etkili kural, “sınırları zorlayan” seyahat alışkanlıkları yerine, güvenli ve stressiz bir yolculuk için temel adımları öne çıkarıyor. Uçuş deneyimi olgunluğu, “dünyayı geziyor olmanın” ötesinde, hareket halindeyken konforun da şifresi niteliğinde.

Kaynak: Haber Merkezi