ESSELAMÜ ALEYKÜM VE RAHMETÜLLAHİ VE BEREKATÜH.

Ülke olarak, millet olarak çok önemli günlerin arefesindeyiz. Yıllardır hayallerini kurduğumuz olayların bir bir gerçekleşmesi, bizi son derece mutlu ediyor.

Bizlere bu günleri yaşatan müslüman Türk milletinden, onun lideri olan Tayyip Erdoğan’dan ve sebep olan her bir kardeşimden Allah bin kere razı olsun.

İstanbul’da Türk devletleri teşkilatı kuruldu.

Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan Macaristan devlet ve hükümet başkanları, İstanbul’da bir araya gelerek çok güzel ve güçlü birlikteliğin temellerini attılar.

Bu birleşme şimdilik 4.5 milyon kilometrekarelik, 300 milyon nüfuslu ve trilyonca dolarlık bir hacmi içinde barındırmaktadır.
Bu olay ve birleşme aslında ülkelerimiz için çok büyük bir ortak pazar niteliğide de taşımaktadır.

Enerji burada, petrol burada, doğalgaz burada, madenler burada en önemlisi insan gücü burada, müslüman milletler topluluğu burada. Ülkemiz akıllı bir çıkış yaparak, Türk devletler topluluğunu kurarak stratejik ve  jeopolitik güç olarak çok önemli bir adım daha atmıştır.

Şunu özellikle söylemek istiyorum. Tayyip Erdoğan’ın siyaseti ve liderliği sayesinde, ülkemiz çok büyük mesafe katetmiştir. Türk dünyasının lideri olan cumhurbaşkanımız sayesinde, bu birliktelikte,  arzu ettiğimiz başarıya ulaşacaktır.

Bugün İslam dünyası denilince akla gelen ilk devlet müslüman  Türk devletidir. Türk devleti bütün mazlumların sığınağı olan bir devlettir. Biraz ince düşündüğümüz zaman müslüman Türk milleti olarak İslamın sancaktarlığını yıllardır biz yaptığımız için, müslüman Türk milleti olarak dünyayı idare görevi bize aittir.

Dünyada adil bir düzen her zaman bizim sayemizde olmuştur ve olacaktır. Müslüman Türk milleti, nerede ise orada insanların huzur ve mutlu yaşam sürmelerinin temini daha kolay olmuştur. Ne zaman biz devre dışı bırakılmışız, dünya her türlü zulmü eziyeti ve akıl almaz işkenceleri görmüştür.

Bunun için dağılan tesbih tanelerine dönüşen ümmeti bir araya getirecek ve toplayacak olan da müslüman Türk milletinin ta kendisidir. Bunun temellerinin yeniden atıldığını görmek dünyadaki her müslümanı heyacanlandırıyor ve yeni bir umutla hayata bakışımızda müthiş değişikler oluyor.

Bizler müslüman Türk milleti olarak yakaladığımız bu ivme neticesinde, bütün dünyada kendi değerlerimiz etrafında bir güç birliği oluşturarak bu iradenin kuvvetle desteklenmesini sağlamalıyız. Müslümanım diyen her birimizin buna katkısı olması çok önemlidir. 

Asırlardır dünyayı bu hale getirenlerin ayaklarına kapanan müslümanlar, artık silkenerek ayağa kalkmanın sevincini hep birlikte yaşıyoruz. Artık kendi ayaklarımız üzerine durabiliyor ve yeni formüller üretebiliyoruz. Burası daha başlangıç noktasıdır. Türk milleti yapandır, imar edendir. Bu vazifesini bilerek bu işi en iyi şekilde yerine getirecektir.

Türkiye’nin yanı ülkemizin 20 yıldan beri Türk Cumhuriyeti devletlerine başlatmış olduğu büyük hamleler ekonomik ve kültürel yatırımlar meyvelerini vermeye başlamıştır.

Aslında Karabağ zaferinin ardından Kafkaslar’da barışın istikrarın ve işbirliğinizin hakim olacağı yeni bir dönemin kapıları aralanmıştı.

Bu birleşme ülkemiz, Türki cumhuriyetleri için ve bütün dünya müslümanları için tarihi bir adımdır.

Bu olay bize şunu göstermiştir ki, dünyayı yönetmekte olan süper güçlerin artık proje üretecek ve hiçbir kimseyi yönlendirebilecek güçleri olmadığını açıkça göstermiştir. Bu birleşme ve bu olay onların sonunun başlangıcı olacaktır. Dünyada ve ülkemizde şimdiden sonra hiçbir şey ama hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.

Bu birliktelik öyle basit bir birliktelik değil, şekillenmekte olan yeni dünyamızın büyük süper gücü olacak ve adını Türk birliği olarak tarihe yazdıracaktır.

Göreceksiniz ki bu birliktelik bütün dünyanın çözüm meselelerinde, barış ve istikrara katkı yapacak, bütün dünya meselelerinin çözümünde öncü rol oynayacak, güvenli ve refah içinde bir Türk dünyasının temelleri atılmış olacaktır.

Yine bu birliktelik Allah’ın izniyle, İslam medeniyetini yeniden tüm insanlık için bir çekim ve aydınlanma merkezi haline getirecektir.

Onun için müslüman Türk milleti olarak bizler çok güçlü olmak ve ayakta durmak mecburiyetindeyiz. Çünkü bizler dünyanın sigortası konumundayız. Dünyanın neresinde bir müslüman yaşıyorsa gözü kulağı bizim üzerimizdedir. Ne zaman ayağa kalkacakta dünyaya bir nizam verecek diye sabırla beklemesini bilmiştir. 

Şu İslam medeniyetinin büyüklüğünü kendi insanımıza yavaş yavaş anlatabilmenin mutluluğunu da yaşıyoruz. Dünyadaki bütün ümmetin bize ne kadar muhtaç olduğunu kavramış olması, bizim doğru yolda olduğumuza işarettir.

Müslüman Türk milleti olarak bizler, haklı olarak bütün dünya müslümanlarının umudu olmaya devam edeceğiz.

Bugün dünyayı yönetmekte olan güçlerin karşısında öz güveni, azmi, iyi ahlakı ve inancıyla, ülkesini seven bütün insanlığın huzur ve saadeti temini için uğraşan Müslüman Türk milleti ve onun devleti olan Türkiye Cumhuriyeti devleti mevcuttur.

Bizler müslüman Türk milletinin fertleriyiz.
Bizler Türkoğlu Türkleriz.
Türk gönülden türeyen aydınlanmış demektir.
Bütün dünyayı aydınlatmak bizlere nasip olacaktır.
Bizleri güçlü kılan islamın sancaktarlığını yapan müslüman Türk milleti oluşumuzdur.
Dünyayı sevk ve idare etme görevi müslüman Türk milletine ait olmuştur ve ilelebet devam edecektir.

ONUN İÇİN,

Bugün dünyanın süper gücü olarak gösterilen Amerika’nın rakibi ne Rusya, ne de Çin’dir. ABD’nin tek rakibi güçlü, korkusuz ve cesur müslüman Türk milleti ve onun devleti olan Türkiye Cumhuriyeti devletidir.

Batı, müslüman Türk milletinin olduğu yerde ben istediğim gibi at oynatamam istediklerimi yapamam düşüncesini çok iyi kavradığından, her zaman bizi devre dışı bırakmak istemiş ve bizi ortadan kaldırmak için her türlü akıl almaz yollara başvurmuştur. Çünkü bizim olduğumuz hiçbir yerde ona müsade edilmeyeceğini çok iyi bilmektedir.

BU YÜZDEN, 

ABD’nin dünya hakimiyeti önündeki en büyük engeli müslüman Türk milleti ve onun devleti olan Türkiye Cumhuriyeti devletidir 

Müslüman Türk milleti olarak bizler, bize karşı kurulan bütün oyunları ve tuzakları bozacak akla ve dirayete her zaman sahip olmuşuz. Bu topraklardaki bin yıllık devlet aklı, tecrübesi ve İslam inancı öyle basit geçiştirilecek bir durum değildir.

Türk kadim devleti öyle hafife alınacak bir devlet de değildir. Planlarını çok önceleri yapar ve harekete geçecek zamanı kollaştırır. Yirmi yıldan beri çok ince hesaplar yapıyor, bir yandan da kendi kendimize yetecek seviyeye gelmek için çok çalışıyor ve yapılması gereken yatırımları da bir bir bir hayata geçiriyoruz.

Güçlü Türkiye demek, dünyadaki bütün müslümanların söz sahibi olması onların güven içinde yaşamaları demektir.  

Bu vesileyle Allah’ın rahmeti bereketi bütün müslüman kardeşlerimiz üzerinden eksik olmasın.

Gazamız mübarek olur inşallah.

Selam ve dua ile, Allah’a emanet olunuz.