Bölgemizde iklimin değişmesi ile ürün çeşitliliği artmaya başlamıştır. Eskiden Fındık, mısır yetiştirirken buna çay da eklenmiş, bugün ise çayın yanında değeri dünyaca bilinen kivi, üzüm, hurma, likapa, karayemiş… Gibi ürünlerden talepler gelmeye başlayınca profesyonel anlamda yetiştiriciliğine geçilmiştir. 

Elimizdeki altın değerinde olan tarım ürünlerimizin farkında değiliz. Bunların her biri kendi çapında kıymetli olan ürünlerdir. Özellikle son yıllarda üretimine ağırlık verilen yeşil çayın içerisindeki antioksidan maddeler sayesinde kansere karşı koruyucu olduğu, Kivinin C vitamini deposu olduğu, cildi güzelleştirdiği, dünya da izabella adıyla tanınan kokulu üzümümüz, şarabı, şırası, pekmezi, pestili ve pepeçurasıyla kültürümüze girmiştir. Yapılan tıbbi araştırmalara göre üzümlerin kabuk kısımlarında bol miktarda antioksidan olarak görev yapan resveretrol maddesinin sentezlendiği ve bu sayede kanser oluşumuna doğru giden hücre değişimlerini bloke etmekte ve istenmeyen dokuların vücutta oluşumunu engellemektedir. Ayrıca bölgemizde son yıllarda en fazla problem olan özellikle doğum yapacak kadınlarımızda ve doğan çocuklarında bazı karaciğer hastalıkları ve kansızlığın tedavisinde de üzüm pekmezini birçok doktorumuz tedavi amaçlı tavsiye etmektedir.

Trabzon hurmasının A vitamini ve karbonhidratlarca çok zengin olup, son zamanlarda pekmezi de yapılıp sık olarak tüketilmeye başlanmıştır.                                  

Karayemişimiz namı değer taflanın ise şu an da tubitak tarafından üzerine çalışılan bir bitki olduğunu biliyorum. KTÜ öğretim üyeleri tarafından mineral yönden incelemeleri neticesinde yüksek miktarda antioksidan maddeye rastlanmıştır. Bilindiği gibi hastalık stres veya yağlı besinlerin oluşturduğu zararlı oksudanlar vücutta hücre tahribatına ve erken çökmeye neden olmaktadır. İşte Karayemişten elde edilen antioksidanlar vücudu oksidanların zararlı etkilerine karşı koruyor. Alzheimer, diyabet, doku ve cilt hastalıklarına karşı fayda sağlıyor. Vücutta hücre yenilenmesini sağlayarak kansere karşı koruyor.
 

 

Likapaya sağlık açısından bakıldığında dünyada tespiti yapılan yararları; Taze olarak yenildiğinde kanı temizlemesi, yağlı bileşiklerin vücuttan atılmasını sağlaması, damar sertliği oluşumunu engellemesi, kan şekeri ve kolesterolü düşürmesi, kalp krizi riskini azaltması, kılcal damar oluşumunu artırarak gözlerin görme geçirgenliğini de artırması, kansere karşı savaşan Ellagıc – asit miktarı en fazla olan meyve olması, ağız içi yaralarını iyileştirmesi, iltihaplar için dezenfektan özelliği taşıması, varis ve basuru ( Hemoroit ) iyileştirmesi, bayanlarda özel günlerin düzene girmesinde etkili olması, yaprak ve kuru meyvelerinden yapılan çay ishal giderici olarak kullanılması gibi daha birçok faydalarının olması bu bitkiye mavi altın adını vermiştir. Bölgemizde de yetiştiriciliğine profesyonel anlamda başlanmıştır.

Yöremizde ürettiğimiz kestane balımız tıbbi ballar arasında farenjit, astım, kansızlık durumlarını iyileştirici özelliğine sahip diğer bir ürünümüzdür.

Netice olarak bu bitkilerimizle ilgili dünyada ve ülkemizde bilim adamlarımız tarafından hem meyvesi hem de bitkinin kendisinin verim ve kalitesinin arttırılmasında ıslah çalışmaları devam etmektedir. Bu bitkilerin en az 1 dekar alanlarda yeni kapama bahçeler kurularak bu bitkilerin yetiştiriciliğini artırmaya çalışıyoruz. Böylece üreticilerimiz sadece çaya bağımlı kalmaz diğer ürünlerin satışından da ek bir gelir elde etmiş olur. Karadeniz bölgemizde ürün çeşitliliğinin sağlanması, bölgemizdeki üreticilerimizin gelir düzeylerinin artması ile birlikte, hem bölge ekonomisine, hem de yurt ekonomisine ek bir gelir kaynağı sağlamış oluruz.