10 Aralık’ta İstanbul Beşiktaş’ta meydana gelen terör saldırılarında bir kez daha milletçe büyük bir acı yaşadık. Bu vesileyle o menfur olayda hayatlarını kayıp eden şehitlerimize, ALLAH’ tan rahmet, kederleri ailelerine baş sağlığı diliyorum. Yaralı kardeşlerimize de, Yüce Rabbimiz acil şifalar versin.   Temennimiz o dur ki bir daha böyle bir terör olay ile karşılaşmayalım, İnşallah. Fakat ne yazık ki beynelmilel dış düşmanlarımız ve onların maşa olarak kullandıkları, yerli işbirlikçileri var oldukça bu ve benzeri terör olaylarının tamamen biteceğini beklemek çok faza iyimserlik olur. Yine de biz devlet olarak terörle en etkili şekilde mücadele etmeye, büyük bir kararlıkla devam etmeliyiz. Milet olarak da bize düşen görev, terörün oluşturmak istediği yılgınlığa düşmemeliyiz.

Hemen hepimizin hem fikir olduğu gibi, terörle en etkili bir şekilde mücadele etme unsurlarından biri de zamanında elde edilecek iyi bir İSTİHBARATTİR. Bu vesileyle İstihbarat birimlerimizi çok daha etkin bir şekilde kullanıp,  en azamı istifadeyi elde etmemiz lazımdır.

Şu anda başlıca 3 büyük İstihbarat birimimiz bulanmaktadır. Bunlar: İç ve Dış İstihbarata birden bakan MİT, İç istihbarata bakan; Polis ve Jandarma bünyesinde bulunan istihbarat birimleridir. Ayrıca bu 3 güzide güvenlik birimlerimizin her biri de Terörle mücadele etmektedir. Bana göre bu durum; terör başta olmak üzere tüm nitelikli suç ve suç örgütleriyle yapılan mücadelede gereken başarıyı elde etme hususunda bazen handikap oluşturmaktadır. Hâlbuki Terör ve tüm nitelikli suçlarla mücadele etmek ve bu hususta gerekli nitelikli İstihbarata sahip olabilmek için, yukarda saydığım bu 3 güzide teşkilatımızın ilgili birimlerini bir çatı altında toplamak gerekir.

 Bu sebeple, MİT artık bundan sonra sadece Dış İstihbarata bakmalıdır.   Bir yandan Yurt içindeki Polis, jandarma, Sahil Güvenlik gibi iç güvenlik teşkilatlarımızı üst seviyede organize edecek, diğer yandan da MİT’ in yurt içi faaliyetlerini sürdürebilecek bir yüksek güvenlik teşkilatına ihtiyacımız vardır. Bu amaçla direkt Başbakanlığa (yeni çıkacak kanunla Cumhurbaşkanlığı’ na) bağlı, Başkanlık seviyesinde bir teşkilat olarak “YÜKSEK GÜVENLIK BAŞKANLIĞI” adı altında,  kısa adı “YÜKSEK GÜVENLİK” olması gereken yeni bir nitelikli, İç Güvenlik teşkilatı kurulmasını öneriyorum.

            Bu yeni iç güvenlik teşkilatımız; MİT’ ın Yurt içi faaliyet birimleri ile Emniyet Genel Müdürlüğü’nün; İstihbarat, Terörle Mücadele, Özel Harekât, Narkotik ve Organize Suçlar Daireleri ve Jandarma’ nın benzer birimlerinin birleşmesi ile teşekkül etmelidir. Yukarda saydığım bu birimler, daha seçkin bir hale getirilerek bundan böyle, YÜKSEK GÜVENLİK BAŞKANLIĞI bünyesinde, aşağıda anlattığım görev ve yapılanma içinde, vazifelerine devam etmelidirler.

YÜKSEK GÜVENLİK BAŞKANLIĞI GÖREVLERİ:   

1-      Yurt İçi İstihbarat

2-      Terörle Mücadele

3-      Organize suçlarla Mücadele

4-      Narkotik suçlarla – Uyuşturucuyla Mücadele

5-      Milli Güvenliğimizi tehdit eden dâhili ve harici kaynaklı faaliyetlerle mücadele

a-      Siyası Faaliyetler

b-      Ekonomik faaliyetler 

c-      Kültürel faaliyetler

d-      Sosyal faaliyetler

e-      Nüfus faaliyetleri

f-       Zararlı gıda ve yıkıcı sağlık faaliyetleri

YÜKSEK GÜVENLİK BAŞKANLIĞI TEŞKILAT YAPISI VE İLGİLİ DAİRELER:

            YÜKSEK GÜVENLIK, diğer çoğu güvenlik birimlerimiz gibi faaliyet konularına göre değil, yapılan fiili işler göre dairelere ayrılmalıdır. Mesele terörle mücadele, narkotik gibi ayrı ayrı daireler yerine, Genel Faaliyetler, Özel harekât, sınır güvenliği gibi dairelere ayrılmalıdır. Bu daireler de aşağıdaki gibi olmalıdır.

1-      Genel Faaliyetler Dairesi

2-      İstihbarat Dairesi

3-      Özel Harekât Dairesi

4-      Sınır Güvenlik Dairesi

5-      İdari İşler (Teşkilat) Dairesi

6-      Milli Güvenlik Dairesi

Bu tur yapılanmanın şöyle bir faydası olacağı kanaatindeyim: Genellikle suçlar ve suç örgütleri iç içe girmişlerdir. Mesela bir adamın veya bir gurubun bir faaliyeti silah kaçakçılığı, bir diğer faaliyeti de uyuşturucu kaçakçılığı ve aynı zamanda da bir ülkenin gizli servisiyle iş birliği içinde olabilir. İşte bu kişileri; Genel faaliyet dairesi yakın takibe alır. Eğer onlar için daha fazla bilgiye ihtiyaç duyulursa, İstihbarat dairesinden veya onlara karşı çok geniş bir harekât yapmak gerekirse, Özel harekât dairesinden destek alınır.

            Bu açıklamalardan da belli olacağı gibi, bu teşkilatta işleri çekip çeviren en önemli birim Genel Faaliyet Dairesi’ olmalıdır. Söz konusu daire kurumu genel anlamda temsil ettiği için, Operasyonlarda ihtiyaç üzere giyecekleri yeleklere veya kullanacakları tüm yazılarda kısaca “YÜKSEK GÜVENLIK” ibaresini kullanılmalıdır.

YÜKSEK GÜVENLİK TEŞKILATININ İLGİLİ ORGANLARI:

            Her türlü faaliyet ve Operasyonların yapılabilmesi adına gerekli eylem planının oluşabilmesi için; Genel Merkez de ve onların yerel temsilcileri olan bölge Merkezlerinde şu organlar olmalıdır.

1- DERLEME VE DEĞERLENFİRME MERKEZİ: İhbar, istihbarat veya diğer çeşitli yollarla gelen bir güvenlik bilgisi bu merkezde masaya yatırılır;  Mahiyeti detaylı bir şekilde ortaya çıkarılır. Daha sonra Söz konusu Bilgi, “ Güvenlik Projesi”  veya kısaca Proje adını alır. Bu proje; hakkında elde edilen tüm bilgi ve belgelere, özel kanaatlerde eklenerek Yetki ve planlama merkezine gönderilir.

2- YETKİ VE PLANLAMA MERKEZİ: Derleme ve Değerlendirme merkezinden kendilerine gelen Güvenlik Projesi için; gerekli, İdari ve hukuki yetkiler alınır. Daha Sonrada Yapılacak operasyon için; “eylem planı” oluşturulur. Oluşturulan bu eylem planı içinde operasyonun yapılması için; Proje Harekât Merkezine gönderilir.

3- HARAKAT MERKEZİ: Kendisine gelen, izinleri alınıp planlaması yapılan Güvenlik Projesinin; Her türlü eylem ve operasyonun gerçekleşmesini iş bu, Harekât merkezi Organize eder. Harekât Merkezi ilgili gördüğü, il veya illerin merkezine durumu bildirir ve hazırlanan plana göre Operasyon veya Operasyonların yapılmasını ister. İş bitene kadar da takibini yapar.

Bu saydığım Güvenlik Projeleri, ciddi büyük operasyonlar için geçerlidir. Ani olarak gerçekleşen eylemler için acil yetki ve sorumluluklar devreye girer.

Bu YÜKSEK GÜVENLİK teşkilatını çok önemsiyorum muhakkak kurulmalı ve çok geniş yetkilerle en aktif şekilde faaliyetlerini sürdürebilmelidir. Bu teşkilat, ülkemizin dâhildeki; kısa ve uzun vadede, anlık ve asırlık güvenliğini sağlamaktan sorumlu en üst düzeyde İç güvenlik teşkilatımız olmalıdır. Dış Güvenlik birimlerimiz olan Ordu ve MİT dışındaki; Polis, Jandarma, Sahil Güvenlik, Gümrük Muhafaza gibi tüm iç güvenlik birimlerimiz de bu teşkilata bağlı olmalı veya O teşkilatlara emir ve direktif verebilecek konumda olmalıdır. 

            YÜKSEK GÜVENLİK BAŞKANLIĞI memleketimizin; her yerde gören gözü işten kulağı gibi olmalıdır. Bir ebeveynin çocuğunun kalp atışını dinler gibi, bu teşkilat; ülkemizde olan ve oluşabilecek her türlü zararlı, bölücü ve yıkıcı faaliyetleri takıp edip o olaylar olmadan önce önleyici tedbirleri almakla da mükellef olmalıdır. Kısa ve uzun vadeli güvenlik proje ve politikaları hazırlayıp bunları iktidara sunmalı veya iktidardan alacağı güvenlik direktiflerini en kısa zamanda yerine getirmelidir. Şimdiki sistemde sadece Başbakan’ a, Başkanlık sistemine geçildiğinde ise sadece Başkan’ a  (Cumhurbaşkanlığı’ na ) bağlı olmalıdır. 

            İnanıyorum ki, Kurulacak bu ve benzeri bir teşkilat sayesinde bundan böyle:  Başta terör olmak üzere; Organize suçlar, Uyuşturucuyla mücadele, Bölücü yıkıcı faaliyetler, Askeri darbe teşebbüsü, Halk ayaklanması gibi; Devletimize, Vatanımıza ve milletimize, siyasi ve ekonomik istikrarımıza zarar verecek her türlü faaliyet ve şer odaklarına karşı daha etkili ve başarılı bir mücadele vermiş oluruz. İNŞALLAH

Alihan YILMAZ  16.10.2016