İşte Terim'in açıklamalarından satırbaşları...

'Ben hazırlık maçlarının hakikaten hazırlık maçı kıvamında olmasından yanayım. Danimarka çok ciddi bir rakip. Neredeyse en az İzlanda kadar önemli bir hazırlık maçı oynayacağız. Malesef az lig maçı oynayarak gidiyoruz. Bizim için önemli bir hazırlık maçı olacak.'

'Milli oyuncu havuzumuzun her mevki için gerekli alternatifleri barındırdığını düşünüyorum. Bir tek şansımız bizim Eylül ayında İzlanda'ya düşmemiz. Hava çok soğuk olmayacaktır. Aleyhimize olan faktör ise rakibimizin 20-25 lig maçı oynamış olması. Hem iklim olarak sert, hem de seyahat olarak uzak olan rakipler çektik.'

'Son zamanlarda değişik huylarımızdan bir tanesi de hangi grubu çekersek her takımın çantada keklik olduğu ve her takımı rahat rahat yenebileceğimiz düşüncesi var... İzlanda sert bir rakip, her an her şeyi yapabilecek bir takım. Futbol ciddi bir oyundur. Biz o ciddiyette olacağız. Belki bu tip takımları 'baş' olarak ifade etmeyebiliriz ama 'baş altı' olarak ifade edebiliriz. Ümit ederim iyi bir başlangıç yapacağız'

'Dünya Kupası takım hazırlıyoruz. Ben böyle bir 4 sene düşünüyorum. Geçmişteki başarılarımız da böyle bir zamana yayılan başarılardır. Avrupa Şampiyonası'nda katılmayı çok istiyoruz. Niyetimiz her maçtan alabileceğimiz en iyi sonucu almak. Hiç bir zaman sıralamanın bizi ümitsizliğe götürecek bir duruma düşmemek için uğraşacağız. Dünya Kupası'na çok ciddi hazırlanan bir takım var bir grup var.'


VOLKAN DEMİREL KONUSU

'Açıkçası, Volkan hatırladığım kadarıyla 62 defa milli olmuş. Çoğunda da Milli Takıma ben çağırmışım. Ve her zaman çağırmışım. Diğer futbolculardan Volkan'ın benim için hiç bir farkı yok. Bu karar onunda lehine olacak olan bir iştir. Bugün yok yarın burada olabilir. Bu konuyu polemik yapmaya gerek yok. Yarın da formda olduğu zaman kadroya alacağım. Bu sefer olmamasına karar verdim.'

'Süleyman Seba Sezonu dememizin bir sebebi var. Kaybederken de kazanırken de dostluğu hiç bir şeye değişmeyen bir tavrı var. İsmin sebebi bu. Ama daha başlarken buna uyulmadığı açık. Hep birlikte samimi şekilde davranacağız. Futbolla ilgili herkes hepimiz hata yaptık. Ama futbolu da öldürüyoruz. Bunu kurtarmak için hepimizin çok ciddi şekilde hep beraber çalışması lazım. Bakıyorum bu unsurun içinde en masumu futbolcular. Herkesin empati yapması lazım. Çok ağır küfürler altında mutlak kazanmaya endesklenmiş bir futbolcu olmak kolay değil. Düşünün ki 50-60 bin kişinin önüne çıkıyorsunuz ve mutlak kazanmak zorundasınız. Kaybetmek de bunun bir parçası ama biz de bu yok; kazanmalısınız. Burada 20-30 yaş arasındaki gençlerden bahsediyoruz. Tribünlerde küfürler edilirken biz futbolculardan en iyisini bekliyoruz. Düşünebiliyor musunuz? Maçın 10. dakikasında şeref tribününden biri hocaya bağırıyor 'şunu oyundan alsana' diye. Herkesin bir birine saygı göstermediği yani futbolumuz için bir baha iklimi yok malesef bir kara iklimi var. Mümkünse bu kara iklimini bahar havasına çevirmek zorundayız. Yoksa seyirci bulamıyoruz. Tabii ki bulamayız. Statlar boş kalacaktır. Dünyanın her tarafından yöneticilerin asli görevi sahayı doldurmaktır. Üsütümüze düşen görevler samimi olmaktır. Yazılı ve görsel basının da bu işten etkilendiğini görüyoruz. Bazı arkadaşların korktukları için istedikleri yorumu yapamadıklarını görüyoruz.'

 

Editör: HABER MERKEZİ