37 yaşına gelmiş ve hem kulübü hem de Türk futbolu için sembol olmuş Hakan Şükür’ün futbol hayatında ilk kez kadro dışı kaldığı için bu derece üzülmesini anlayabiliyorum. Hatta küçük kızının bu hadiseden bu denli etkilenmesi de içimizi burktu gerçekten... Ama benzer bir şekilde kadro dışı kalan Lincoln’ün basına hiçbir açıklaması yansımamışken Hakan’ın 48 saate 48 demeç sığdırması da hoş olmuyor, Galatasaray bizzat kaptanı tarafından dinamitleniyor...

Feldkamp’ın verdiği cezanın boyutu tartışılabilir. Ama Hakan’ın da kadroda yer aldığı 92-93 sezonunda da Feldkamp’ın benzer tavırlar sergilediği, maç toplantısına geç kalan oyuncuya 500 mark ceza verdiği, bir gün Alman teknik adamın bizzat kendisi toplantıya geciktiğinde de bu cezayı ödediğini duymuştuk. Yani bir gün Feldkamp da maç gecesi kampta futbolcularla beraber kalırsa, eminim o da oraya eşini dostunu getirmez...

Hakan’ın gazeteye yaptığı açıklamaları geçtik (O muhabir benim arkadaşımdı, onunla dertleştim diyor. Söz konusu muhabir arkadaşı ben de tanıdığım ve güvenilir bir insan olduğunu bildiğim için bir derece tolere edebiliyorum), ama biraz önce Lig TV’de izlediğim uzun telefon konuşmasında söyledikleri sorumluluk duygusuyla bağdaşmıyor...

Kampta Lincoln ve kendisinin yalnız olmadığını, Feldkamp’a Ahmet Akcan’ın aktardığını söylüyor. Tamam bu anlaşılabilir, ama sözlerinin arasına “Hocaya farklı mı anlatıldı bilmiyorum'' kelimelerini sıkıştırarak Akcan’ı zan altında bırakıyor. Eğer Akcan bu sözleri duydu ise, Hakan bundan sonra onun yüzüne nasıl bakacak bilmiyorum...

Ardından Hakan, Feldkamp’la dün bir görüşme yaptığını ve hocanın ona “Eğer bana kızınla kalmak istediğini söyleseydin, eve gitmene izin verirdim'' dediğini söylüyor... Mevzu çok insani, görüşme çok medeni... Feldkamp bir kural koydu ise, bunu Hakan da Lincoln de delse cezasını vermek zorunda... Zaten eğer onlara cezasını vermezse, diğer oyunculara ceza uygulamakta da sıkıntı çeker. Hatta Hakan’ın da kaptan sorumluluğu ile cezayı sahiplenip, hocasına yardımcı olması beklenir. Ama o diyor ki, “Lincoln’ün takımdan ayrılma noktasına geldiği doğru. Bunu benimle paylaştı, ben de ilk duygularla hareket etmemek gerektiğini söyledim''... Lincoln Hakan’a böyle bir şey söylediyse bile, Hakan’ın bu çok hassas meseleleri içinde tutması, televizyonda söylememesi gerek... Kol kırılıp yen içinde kalabilirdi. Ama Hakan buna izin vermedi, Galatasaray’ın iç meselesi olabilecek bir konu, memleket meselesine dönüştü... Tüm bu tablo da, Hakan gibi dünya iyisi bir profesyonele yakışmadı...

Editör: HABER MERKEZİ