Rize Birinci Amatör Kümede 2009-2010 sezonuna büyük ümitlerle giren fakat istediği neticeyi alamayan Çayelispor, ‘’sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer’’ Atasözü örneği önümüzdeki dönem hazırlıklarını sessiz sedasız sürdürüyor.   

1949 yılında kurulan ve mazisi üstün başarıları ile dolu olan ve birçok ünlü futbolcu yetiştiren Çayelispor konumu itibari ile hiç de hak etmediği yerde bulunuyor. Kulübe yakın kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre, 2010-2011 sezonu için kollar sıvanmış durumda. Bunun sonucu olarak öncelikle teknik direktör konusunu aydınlığa kavuşturmak için aday olarak düşündükleri isimlerle ön etüt görüşmelerini gerçekleştiriyor. Bu görüşmelerin henüz sonuçları alınmış durumda değil. Belli ki hedeflerini gerçekleştirmek için işi baştan sıkı tutarak daha şimdiden bunun hesaplarını inceden yapıyorlar.

Her sivil toplum örgütü gibi spor kulüplerini de bir tüzel kişilik olarak düşünebiliriz. Böyle olunca da bu spor kulübünün içinde ister istemez bir organizasyon yapısı olacaktır. Organize yapıların temel taşları olan yöneticiler, çalışanlar ve fiziksel ortam kendi arasında etkileşim içerisindedir. Bu dokunun başarılı olması ulusal ölçütte düşünülerse temel bilim kurallarına uymakla mümkündür. Yerel bazda işin içine yöresel dengeler de girer ki; bu sürecin iyi işletilmesi başarının halk nezdinde de onaylanması sonucunu doğurur. Yerel konumdaki işlerin bu açıdan sıkıntıları kaçınılmazdır.

İşte burada iyi yönetici, başarının anahtarını eline alarak çıkmazları çözebilecek kapasitede olmalıdır. Yoksa iş harmana döner, evir çevir arapsaçı olan bu yumak bir türlü çözülemez. Sonradan da telafisi mümkün olmayan sorunları ve zararları beraberinde getirir. Bir işe girişildiği zaman hele bu iş bir hayır, hizmet yarışı olayı artık burada sen ve ben olayı yoktur, olmamalıdır. Onun dediği, kaşı gözü, kulağı gibi torba doldurmayacak meseleler hiç mevzubahis olmamalıdır. Hele bu organizasyon spor ise işin içine siyaset asla ve asla karıştırılmamalıdır. Karıştırılırsa dar çerçevede kalır ve topluma hizmet odaklı olmaktan çıkar. Bu sonucu da hiç kimse tasvip etmez umarım. Sadece ve sadece çoğul değil tekil şahsiyetler faydalanır.

Çayelispor, yeni dönemde yapacağı yapılanmalarda bunları kulak ardı etmemelidir. Aksine başarılı olmak ve geniş çevrelerin beğenisini kazanmak istiyorsa bu öğütleri kulağına küpe etmelidir. Çünkü hiç kimse karşılıksız bir sevda ile bağlı olduğu  Çayelispor Kulübü’nden  üstün değildir. 

Mevzu bahis Çayelispor olunca akan sular durmalıdır. Aynı bir Atasözümüzde olduğu gibi ”Sözkonusu vatan ise gerisi teferruattır’’ sözüne atıfta bulunarak  “Söz konusu Çayelispor İse gerisi Teferruattır”’  diyebilmeliyiz. Çünkü Çayelispor her şeyin üstündedir ve ona göre yapılanma ve yönetilmeye layıktır. Ondan dolayı şahsi çıkar ve beklentilerimizi, kırgınlıklarımızı bir yana bırakarak Çayelispor’un ülküsü etrafında tek vücut olarak kenetlenmeliyiz ki dost düşman görsün. Bak o zaman başarı nasıl geliyor. Çayelispor’un hangi kademesinde olursa olsun ister yönetici, sporcu, teknik hoca yönetimi, yardımcısı, malzemecisi, taraftarı kısaca tüm bileşenler ellerini taşın altına sokmalıdır. Bu kervan sekmeden yürüyecekse hedef gerçekleştirmek için ortak paydada buluşulmalı. Çalışma grupları arasındaki uyum da çok önemlidir. Her görev alıcı bunun bilincinde olmalı ve sorumluluk duygusu içinde hareket etmelidir. Bunlar yapılırsa başarı gelir, herkes mutlu olur, koltuklarımıza rahatça yayılırız en önemlisi uykumuzu rahat yaparız. Herkes mutlu ve şen olunca tabloda ne kadar güzel olur değil mi ressamın resmettiği gibi. 

Çayelispor, 2010-2011 sezonu için vizyonunu oluşturmada geniş kitlelerden yararlanarak sağlam bir yapılanmaya gitmenin hesaplarını yapmalıdır. Bu süreçte yarı yola kadar değil biraz abartılı olacak ama ‘’Mezara kadar’’ gibi sonuna kadar gidecek insanlara ihtiyacımız vardır. Bu tip gönül insanlarımız vardır ve onları çıkarıp bulmakta siz yöneticilerin görevi olmalıdır. Tekrarlamakta fayda görüyorum “Sözkonusu Çayelispor ise gerisi teferruattır’’ sözünü her kademede görev alacak kişiler iyice bellemeli ve kendilerine ilke edinmelidirler. 

Aksini düşünen varsa henüz yolun başında iken çıkıversin aradan da ayak bağı olmasın. Çünkü böylelerine büyük bir camia olan Çayelispor’da yer yok ve de olamaz. Biz Çayeli’ler olarak bu işi ya başaracağız ya da başaracağız. Aydınlık günler bizim içindir ve o da yakındır, yeter ki birlik olalım, diri olalım. Çünkü birlikten kuvvet doğar.

Editör: HABER MERKEZİ