Takvimler 17 Nisan 1993’ü gösteriyordu. Cumhurbaşkanı Turgut Özal görevi başında vefat etmişti. Kara haber tez duyulmuş herkes şok içinde idi. Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel aralarında İçişleri Bakanı Nahit Menteşenin olduğu bakanlar ile beraber çeşitli açılış ve temel atma törenlerine katılmak için Ege Bölgesine gitmişlerdi. Haber onlara ulaştığında onlara şaşkına dönmüşlerdi. O arada Nahit Menteşe Süleyman Demirel’in kulağına fısıldadı “Kral öldü yaşasın yeni kral”. Bu olağanüstü durum karşısında geziye katılan ekip törenden sonra programı yarıda kesip Ankara’ya dönerler.  

Her sonun bir başlangıç olduğu gerçeğini ispat edercesine Özal’ın Cumhurbaşkanlığı sona ermiş Türkiye için yeni bir dönem başlamıştı. Gözler Demirel’in üzerinde idi. Özal gibi Başbakanlığı bırakıp Çankaya ya çıkacak mı? Çıktıktan sonra yerine kim gelecek ti? Veya kongrede birini işaret edecek mi? Çeşitli tartışmalar dan sonra adaylar ortaya çıkmaya başladı. İsmet Sezgin, Köksal Toptan ve Tansu Çiller. DYP tabanı Demokrat Parti misyonunu temsil eden İsmet Ağabey dedikleri İsmet Sezgin’i ve Köksal Toptan tanıyordu. Tansu Çiller ise 20 Ekim 1991 seçimlerinde önce partiye katılmış. 2 anahtar gibi sloganik vaatlerle DYP seçim kampanyasına büyük katkılar sağlamıştı.  Güzelliği ve duruşu ile siyasete alışmaya çalışan Çiller  basının ilgi odağı olmuştu. 

Daha sonra bakan olarak görev vereceği Yalım EREZ’İN Başkanlığını yaptığı TOBB’UN, basının ve Amerika’nın desteğiyle kongreye giren Tansu Çiller Beyaz Sayfa açmayı vaadiyle seçimi kazandı. Türkiye’nin yeni başbakanı oldu. Artık Tansu Çiller basın için bir fenomendi. Giyim tarzı ile çeşitli zamanlarda yaptığı gaflarla, dudak okuma yöntemiyle basına verdiği ilginç malzemelerle. Medyada sıra dışı liderin yaptığı her işi haber yapmaktan büyük bir mutluluk duymaktaydı. Hatta bazı gazeteciler bu işi iyice abartarak (1.Sarışın Güzel Kadın/ Yavuz Gökmen, İkinci Vatan Tansu Çiller'in ABD Macerası Turan, Yavuz Gökmen/ Maskeli Leydi Tekmili Birden Tansu Çiller, Faruk Bildirici) Çillerle ilgili kitaplar yazdılar.   

Tansu Çiller kendine rakip olarak dönemin Anavatan Partisi Genel Başkanı A. Mesut YILMAZ’I görmüş. Bu iki lider birlilerini acımasızca eleştirdiler. Girdikleri her seçimden partilerini küçülterek çıktılar. 2002 seçimlerinden sonra parti başkanlıklarını bıraktılar. Tansu Çiller 14.12.2002 tarihinde yapılan DYP Olağanüstü Kongresinde bütün içtenliğiyle şunları söyledi Artık veda etmek zamanı geldi.
Genel başkanlıktan ayrılırken, veda ettiğim sadece şu kürsüdür, makamdır. Bir nefer gibi, bir anne gibi aranıza geliyorum.” 
 

Geçen zaman için sadece cenaze törenleri gibi özel yerlerde kamuoyu kendisini görebildi. Uzatmalı bir birlikteliği Nikâhla sonlandırmak için DYP seçime az bir zaman kala Anavatan Partisi ile bileşme çalışmalarına başlamış adını Demokrat Parti olarak değiştirmişti. Anavatan Partisi ile tasarlanan birliktelik gerçekleşmeyince seçime isim değiştirmiş olarak giren DYP barajın altına kaldığı için genel başkan Mehmet Ağar istifa ettiğini kamuoyuna bildirdi. Ağarın yerine kim gelecek diye tartışmalarda birçok kişinin ismi geçti.  

Tansu Çillerde bu kişilerdendi kendisi bu çağrıları kibarca kabul etmedi. Bu isimlerden en ilginci ise seçimlerden önce DP’nin vitrin diye tabir edilen adaylarından olan Gülen Cemaatine yakınlığı ile tanınan Gazeteci Nevval Sevindi. Tansu Çillerle olan ortak özellerine bakacak olursak ikisi de sarışın ikisi de tabandan gelmeyen partiye imaj kazandırsın diye düşünülmüş isimler. Çiller gibi Nevval Sevindi yi  DP tabanı sahiplenir mi? Benimser mi? Genel Başkanlık koltuğunu teslim eder mi? Merkez Sağda 2. Sarışın güzel kadın dönemi başlar mı? Bunları zaman gösterecek. 

Çayhaber 

Editör: HABER MERKEZİ