Kayıp trilyon davası sonrası hapis ve para cezasına mahkum edilen eski Başbakan Necmettin Erbakan’ın 15 adet ev ve arsasına konan haciz işlemi sonrası, icra takibi de başladı. Ankara 7. İcra Müdürlüğü, Erbakan’ın Altınoluk’taki yazlığı da dahil icra işlemi yapıyor.
Kayıp trilyon davası sonrası hapis ve para cezasına mahkum edilen eski Başbakan Necmettin Erbakan’ın 15 adet ev ve arsasına konan haciz kararının ardından, icra işlemine de başlandı. Ankara 7. İcra Müdürlüğü 2007/7408 nolu dosyayı, 2 trilyon 644 milyarlık hazina zararı borcunu tahsil için işleme koydu. Erbakan’ın icra takibine konu olan malları arasında, Balıkesir-Edremit-Altınoluk köyündeki yazlığının yanı sıra, Kocaeli-İzmit 2. Bölge Bahçecik köyündeki arsası ve İstanbul-Fatih 1. Bölge Hasan Halife Mahallesindeki evleri de bulunuyor.
Kamuoyunda 'Kayıp trilyon davası' olarak bilinen dava, RP'nin laiklik karşıtı odak haline geldiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmasının hemen ardından gündeme gelmişti. Dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, RP'ye 1997 yılında yapılan Hazine yardımının yaklaşık bir trilyon liralık kısmının gerçekte harcanmadığı halde sahte belgelerle harcanmış gibi gösterildiği iddiasıyla, Erbakan dahil partinin genel merkez ve il yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulundu. Erbakan ve yakın arkadaşlarından 88'i yargılanıp mahkûm edildi. Erbakan'ın cezası Yargıtay'ca da onandı, bu karar Erbakan'ın aktif siyasi yaşamını da noktaladı. Ancak Erbakan hapse girmeyip cezasını defalarca erteletti, son olarak da cezasını evde çekmesini sağlayacak yasal değişikliğe gidildi. Bu dava ile ilgili Abdullah Gül ve Abdülkadir Aksu hakkında da soruşturma açıldı ve fezlekeleri TBMM’ye gönderildi.
PARAYI VERMEDİLER
Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla kapatılan Refah Partisi'nin (RP) yöneticilerinin, 1997'de partiye yapılan Hazine yardımını devlete iade etmeleri gerekiyordu. Ancak paranın örgütlere gönderilerek harcandığını öne süren parti yöneticileri, iade işlemi yapmadı. Yapılan incelemelerde, Hazine'ye iade edilmesi gereken yaklaşık 1 milyon YTL'nin 'sahte belgelerle harcanmış gibi gösterildiği' anlaşıldı. Skandal, Maliye müfettişlerinin RP'nin hesaplarını incelerken, örgütlere para aktarımı yapıldığına ilişkin makbuzların sahte olduğunu saptamasıyla açığa çıktı. İl teşkilatlarının da kendilerine aktarılmamış paraları harcamış gibi gösterdikleri ve bunun için de sahte faturalar aldıkları belirlendi. Bu belgeler arasından il teşkilatlarına alınmış gibi gösterilen yüzlerce kilo sucuk faturaları bile çıktı.
ERBAKAN’A HAPİS
Yargıtay Başsavcılığı'nın suç duyurusu üzerine Ankara Başsavcılığı dava açtı. Necmettin Erbakan'ı, 'özel belgede sahtecilik' suçundan 2 yıl 4 ay hapse mahkûm eden Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi, partiden 68 kişiyi de 1 yıl ile 1 yıl 2'şer ay arasında değişen sürelerde hapisle cezalandırdı. Yargıtay kararı onadı. Eski RP Genel Başkan yardımcıları Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu hakkında ise, dokunulmazlıkları nedeniyle ceza davası açılamadı.
Anayasa'nın 76. maddesi ve Milletvekili Seçimi Kanunu'na göre 'yüz kızartıcı' bir suçtan mahkûm olduğu için Erbakan'ın siyasi yaşamı da bitti. 22 Temmuz seçimlerinde de bağımsız milletvekili adaylığı bu nedenle reddedildi. Maliye ve Hazine, yasal faiziyle 11 milyon YTL'yi (11 trilyon lira) bulan devlet zararının parti yöneticilerinden alınması için de alacak davası açtı. Bu dava sonucu paraların bir bölümü tahsil edildi.
İnternethaber changeTarget(document.getElementById('news_content'))
Kayıp trilyon davası sonrası hapis ve para cezasına mahkum edilen eski Başbakan Necmettin Erbakan’ın 15 adet ev ve arsasına konan haciz kararının ardından, icra işlemine de başlandı. Ankara 7. İcra Müdürlüğü 2007/7408 nolu dosyayı, 2 trilyon 644 milyarlık hazina zararı borcunu tahsil için işleme koydu. Erbakan’ın icra takibine konu olan malları arasında, Balıkesir-Edremit-Altınoluk köyündeki yazlığının yanı sıra, Kocaeli-İzmit 2. Bölge Bahçecik köyündeki arsası ve İstanbul-Fatih 1. Bölge Hasan Halife Mahallesindeki evleri de bulunuyor.
Kamuoyunda 'Kayıp trilyon davası' olarak bilinen dava, RP'nin laiklik karşıtı odak haline geldiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmasının hemen ardından gündeme gelmişti. Dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, RP'ye 1997 yılında yapılan Hazine yardımının yaklaşık bir trilyon liralık kısmının gerçekte harcanmadığı halde sahte belgelerle harcanmış gibi gösterildiği iddiasıyla, Erbakan dahil partinin genel merkez ve il yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulundu. Erbakan ve yakın arkadaşlarından 88'i yargılanıp mahkûm edildi. Erbakan'ın cezası Yargıtay'ca da onandı, bu karar Erbakan'ın aktif siyasi yaşamını da noktaladı. Ancak Erbakan hapse girmeyip cezasını defalarca erteletti, son olarak da cezasını evde çekmesini sağlayacak yasal değişikliğe gidildi. Bu dava ile ilgili Abdullah Gül ve Abdülkadir Aksu hakkında da soruşturma açıldı ve fezlekeleri TBMM’ye gönderildi.
PARAYI VERMEDİLER
Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla kapatılan Refah Partisi'nin (RP) yöneticilerinin, 1997'de partiye yapılan Hazine yardımını devlete iade etmeleri gerekiyordu. Ancak paranın örgütlere gönderilerek harcandığını öne süren parti yöneticileri, iade işlemi yapmadı. Yapılan incelemelerde, Hazine'ye iade edilmesi gereken yaklaşık 1 milyon YTL'nin 'sahte belgelerle harcanmış gibi gösterildiği' anlaşıldı. Skandal, Maliye müfettişlerinin RP'nin hesaplarını incelerken, örgütlere para aktarımı yapıldığına ilişkin makbuzların sahte olduğunu saptamasıyla açığa çıktı. İl teşkilatlarının da kendilerine aktarılmamış paraları harcamış gibi gösterdikleri ve bunun için de sahte faturalar aldıkları belirlendi. Bu belgeler arasından il teşkilatlarına alınmış gibi gösterilen yüzlerce kilo sucuk faturaları bile çıktı.
ERBAKAN’A HAPİS
Yargıtay Başsavcılığı'nın suç duyurusu üzerine Ankara Başsavcılığı dava açtı. Necmettin Erbakan'ı, 'özel belgede sahtecilik' suçundan 2 yıl 4 ay hapse mahkûm eden Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi, partiden 68 kişiyi de 1 yıl ile 1 yıl 2'şer ay arasında değişen sürelerde hapisle cezalandırdı. Yargıtay kararı onadı. Eski RP Genel Başkan yardımcıları Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu hakkında ise, dokunulmazlıkları nedeniyle ceza davası açılamadı.
Anayasa'nın 76. maddesi ve Milletvekili Seçimi Kanunu'na göre 'yüz kızartıcı' bir suçtan mahkûm olduğu için Erbakan'ın siyasi yaşamı da bitti. 22 Temmuz seçimlerinde de bağımsız milletvekili adaylığı bu nedenle reddedildi. Maliye ve Hazine, yasal faiziyle 11 milyon YTL'yi (11 trilyon lira) bulan devlet zararının parti yöneticilerinden alınması için de alacak davası açtı. Bu dava sonucu paraların bir bölümü tahsil edildi.
İnternethaber changeTarget(document.getElementById('news_content'))
Editör: HABER MERKEZİ
