Arıcı, ÇAYHABER’e yaptığı açıklamada ilçe teşkilatının yapılanma sürecini, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Çayeli ziyaretini ve çaydaki kontenjan konularına değindi.

Mehmet Kemal Arıcı’nın konu başlıkları;

“Halkımız iktidarın yorgunluğu ve bitkinliğinin farkına varmış”
“Çayeli’nde partimizin yönetim kurulunu oluşturduk. Görev taksimatını yaptık. Güzel ve büyük de bir ilgi var. Bizlere ilgi umduğumuzdan çok fazla oldu. Çalışmaktan çok insanların buna hazır olması lazım. O ortamın Çayeli’nde olsun, Rize’de olsun ben hazır olduğuna inanıyorum. Halkta şu anda ki iktidarın yorgunluğunun, bitkinliğinin farkına varmış ki yeni arayış içine girmiş. Ben öyle hissediyorum tabi bu benim görüşüm. Bizde bu davaya gönül veren arkadaşlar ile bir yönetim oluşturduk. Bu hafta içerisinde de mahalle ve köy temsilcilerini belirleyeceğiz. Belki şansımızdandır, belki kendi halkımızın insanlarının iyi olmasındandır; kuruluş aşamasında hiçbir zorluk yaşamadık. Tepkili bir eleştiri ile karşı karşıya kalmadık. Hatta, oluşturduğum yönetimde herkes kendi geldi ve bize onlar müracaat etti. Çekirdek kadroyu da ben aramadım yani. Herkes bu yola girmek istedi, bu yolda benimde emeğim olsun istedi.”

 “Çayeli’ndeki genç nüfusta umutsuzluk var”
“Bizim zamanlamamız, yeni bir partinin oluşması, siyasi sahnede yol ve yer almamız ve en önemlisi bizim birinci hedefimiz ekonomi olması. Ekonomi şu anda üstünde duracağımız en önemli konudur. Şöyle baktığımız zaman son 30 senede insanlar fakirleşti, alım güçleri düştü, hayat zorlaştı. Buradan bir çıkış bulmak için; önce çok iyi ekonomiden anlayan kadroların yönetime gelmesi lazım. Ekonomi, hak, hukuk ve adalet… Bunlar çok önemliydi. Maalesef bu zayıfladı yani. Daha iyi seviyeye gideceğine zayıfladı. Örneğin Çayeli’nde bir genç nüfusumuz var.  Şöyle etrafımıza bakıyoruz. Biz belli bir yaşı geçmiş insanlarız. Yeni yetişen nesle bakıyorum yaşı 20-25 olan gençler bakıyorum, herkeste bir umutsuzluk var.  Şimdi bazen diyorlar ya eskiden çok kötüydü her şey. Biz üniversitede okuyorken son sınıfa geldiğin zaman gençler; arkadaşlıklar kurardı, evlilik hayalleri kurardı ama şimdi ki gençlikte öyle evlilik hayali kuran insan sayısı çok düşük. Bunun nedeni de ekonomidir. Bu gençler önce ekonomik olarak bağımsızlığını kazanacak ki onda sonra kendilerine yeni bir yuva kursunlar.  Ev gençliği diye bir nesil türedi. Yani yaşları 30’a gelen ama hala anne babalarıyla kalan, onlardan harçlık alan bir kuşak geldi. Bu da çok büyük bir sorundur. Gençlerin katkı sağlaması lazım, üretmesi lazım. Kendi özgürlüğünü, özgür bağımsız ile yapısını oluşturması lazım. Şimdi bu verilen paralarla böyle bir şey sağlanabilir mi? mümkün değil. Burada siyasi olmamak lazım.”

“AK Parti kuruluş amacından şaşmasaydı bugün hiçbir parti kurulmazdı”
“Biz Recep Tayyip Erdoğan’ı memleketinde siyasete girdik. Şimdi hiçbir parti, insan ve lider kötü bir amaç için yola çıkmaz. Ben buna inanıyorum. Yani kötü niyetle ben şunu yapıyım diye çıkmaz ama zaman içerisinde istemeden bazı farklı yerlere gider. Yoksa AK Parti’ni kuruluş aşaması, ilk zamanlarda yaptığı olaylara bugün kimse kötü diyemez. Şimdi ama 10 sene önce ki, 20 sene önce ki konuşulanlarla bugün geldiğimiz nokta da aynı değil. Biz fikir olarak zaten 10 sene öncedeydik. AK Parti kuruluş amacından şaşmasaydı bugün hiçbir parti kurulmazdı. Ne Deva Partisi olurdu ne Gelecek Partisi olurdu ne de İYİ Parti olurdu. Toplumda istek olduğu için bu partiler geliyor. Bizim ortak tek bir şeyimiz var; vatan sevgisi. Buradan biz siyasete girip, hiçbir zaman onun arkasından para kazanmak, zengin olmak gibi bir düşüncemiz yoktu. Biz onu zaten yapıyoruz kendimiz, işimiz ama bunları yaparken, ülkemize de faydalı olmaya çalışıyoruz.”

“(Meral Akşener olayları) O grup Çayeli’ni temsil etmiyor. Belli bir patiyi temsil ediyor”
“Çayeli’ne yakışmayan görüntüler oldu. Çayeli bu değil. Hepimiz bu memlekette yaşıyoruz. Bizde misafirperverlik vardır. Belli bir grup, belli siyasi kızgınlığı olan diyelim, birbirlerine kini, nefreti olan insanların ortaya attı bir şeydi ama ben yine şunu söylüyorum; o grup Çayeli’ni temsil etmiyor. Belli bir patiyi temsil ediyor. Televizyonlardaki o görüntüler benim gibi her Çayeliliyi üzmüştür. Çünkü Çayeli insanı misafirperverdir, düşmanı bile olsa o şekilde davranmaz. Ben olsam gider hoş geldin derdim ve o kullandığı kelimeleri kullandığı için de utandırırdım onu.”

“Çayeli’nde AK Parti’ye oy vermediler” 
“Şimdi bu olaylarda hazırlık aşamasında hatalar başlamıştı. Biz bunu bir gün önceden görmeye başladık. Neden? İkizdere olsun, Çayeli olsun, Rize Merkez olsun pankartlar, bayraklar asılmaya başlandı. Yan bunlar yanlıştı. Pankartlarda Rize arkandadır, İkizdere arkandadır, Çayeli arkandadır yazıyor… Ama işin bir de gerçeği var; bugün İkizdere’yi MHP kazandı, AK Parti’ye oy vermediler. Çayeli’nde AK Parti’ye oy vermediler. Demek ki Çayeli halkı senin arkanda değil, farkında değilsin.  O pankartı yazmakla arkanda olmuyor. Yerel seçimlerde arkanda olmalıydı. Hatalı yola girilmeseydi, ertesi gün bu olaylar olmazdı. Onun için yine tekrarlıyorum; bu bir halk hareketi değildi. Tamamen bir partinin yönetim kurulunun tavrıydı. Çayelililerin tavrı değildi.”

“Çayda taban fiyat olsaydı özel sektör 3₺’den çay almazdı”
“Şu anda gündemimizde olan bir başka konu çay. Çay sezonu açıyor. Üretici olarak yine üzülüyoruz. İlk açıklanan rakam güzel, 4 lira iyi bir para. Ama bazı şeyleri de görmemezlikten gelmemek lazım. Şimdi bu 4 lira açıklanırken taban fiyat olarak konulsaydı, onun altında ki alımlar yasaklansaydı, bugün özel sektör 3 liralardan çay almazdı. Daha sezonun başlangıcında özel sektör 3 lira 20 kuruştan çay almaya başladı. Kontenjanı da 17 kiloya indirdiler. Bu halkı iyice perişan etmek demektir. Bizim insanımız devlete bağlıdır. İsyankâr değildir. Kuru ekmeği suya bandırır yer, isyan etmez devletine. Ama devletinde bu insanları düşünmesi lazım. Devlet babadır. Devlet baba bu insanlara hakkını vermesi lazım.”

“17 kilo kontenjanla bu insanlar çaylarını nasıl satacak?”
“Otomatik olarak sen devlet baba olarak veya bu devleti yönetenler, bu köylüyü alıp özel sektörün kucağına atıyorsun.  Şimdi o zaman ben şöyle düşünüyorum halk olarak, bizim devletimiz halkın yanında mıdır? Yoksa kapitalist, özel sektörün yanında mıdır?  Taraflar belli olmalı. Şimdi yönetimlerde, kapitalist sitemlerin bazı kuralları vardır ama devlet bence halkının yanında olmalı. Halkın yanında olmakla da bu kanunlarla olmaz. Çünkü mecliste muhalefetin yaptığı her şey yanlış değildir. Bazen de doğru şeyleri söylüyorlar. Eğer 4 lira taban fiyat ve onun altında alımlar yasaklanacak kanun kararname çıksaydı bugün Rize köylüsü, çay üreticisi bu duruma düşmezdi. Daha kötü duruma düşecek çünkü çayını 3 liranın altında satmak mecburiyetinde kalacak.”

“Çay üreticilerinin sevinci bir hafta sürdü”
“Maalesef sevinç bir hafta sürdü. Çay üreticileri, çaycılıkla uğraşan insanlar 4 liraya hesap yaptılar ama bu sevinç bir hafta sürdü. Şu anda 3 lira. Daha da inecek. Bu rakamın bugün bir lira inmesi, %25’e denk geliyor.  Çok büyük bir rakamdır. Yani bununla bugün market her yerde enflasyonun %30-40-50’lere vardığı bir şeyde, en basit bir insan markete girip çıktığı zaman 300-500 lira harcarken bu paralarla demektir ki 2021 zor geçecek.”

Editör: HABER MERKEZİ