Dilek ASLAN
 
CHP Ankara Milletvekili Nesrin Baytok, Adana Milletvekili Tacidar Seyhan ve Artvin Milletvekili Metin Arifağaoğlu, Rize'ye gelerek partilerinin Rize il başkanlığı yetkilileriyle bölgede yapılmakta olan HES'lerde incelemelerde bulundular.
 
CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan, yapılan hidroelektrik santrallerinin (HES) kısmi, pilot santraller olarak planlanması, mevcut santrallerin etkileri görülmeden, analizi yapılmadan yeni santral kurulmasına izin verilmemesi gerektiğini söyledi. Seyhan, İkizdere Vadisi'nde yapılmakta olan HES'lerde incelemelerde bulunduktan sonra yaptığı açıklamada, bölgenin bütününde inceleme yapmak için Rize'ye geldiklerini söyledi. Bölgeye bütüncül olarak bakmayı amaçladıklarını belirten Seyhan, bölgenin ihtiyaçlarını, bölgenin yapısının HES'lere uygun olup olmadığını, HES'lerin gerekli kriterler içinde yapılıp yapılmadığını, elektrik üretimi sonrasında bölge halkının karşılaşacağı sorunları inceleyip araştıracaklarını ifade etti.
 
 
 
HES'er son dönemde çığ gibi büyüdüğünü kaydeden Seyhan, ''Türkiye'de temel yanlış şudur. Dünyanın her yerinde HES yapılır. Ama bunlar peyderpey yapılır. Ülke genelinde 30–40 santral planlanır, her bölgeye de 1–2 tane yapılır ve derelerdeki yaşamın devam etmesi, köylülerin yaşamını idame ettirecek şekilde can suyu bırakılır'' dedi. Türkiye’de en kötü gelişmenin HES'lerin denetiminin yapılacağı baraj güvenliği yönetmeliğinin çıkarılmaması olduğunu savunan Seyhan, şöyle konuştu:''Maaselef Devlet Su İşleri (DSİ) Çevre ve Orman Bakanlığına alındıktan sonra baraj güvenliği hiçe sayıldı. Denetimin sahibi yoktur. Şu anda bizim endişemiz Türkiye'nin gecekondu barajlar çöplüğüne dönüşmesidir. Küresel ısınmadan dolayı dünyanın her yerinde su miktarı azalmaktadır. Burada yapılması gereken planlama önce bölge halkını mutlu edecek ve yaşamasını sağlayacak su miktarının bırakılması ile doğal dengenin bozulmamasıdır. Ama yaptığımız ilk incelemelerde, bırakılan can suyunun yatırım yapan kuruluşların insafına bırakıldığını gördük. Kamu, can suyu miktarını pazarlığa açmıştır. Yarın üretim düştüğünde can suyunun bırakılıp bırakılmayacağı ciddi endişeye neden olmaktadır.''
 
Seyhan, şu anda bırakılan can suyunu gördüklerini, derelerde kenar yataklarının kuruduğunu ileri sürerek, ''Bitki örtüsü, köylüler bundan etkilenecek. Çok sık erozyon tehdidi olan köylerin altında bile tüneller yapılmakta. Bazı yerlerde birı kalın can suyunun derinliği 5 santimetre bile yok. Bu tablo büyük bir sorumsuzluk, duyarsızlık ve denetimsizlik olduğunu göstermektedir'' diye konuştu.
 
 
 
Kendilerinin yenilenebilir enerji kaynaklarına karşı olmadıklarını, yenilenebilir enerji kaynağının dünyanın vazgeçilmezi olduğunu vurgulayan Seyhan, şunları söyledi:''Ancak temiz bir çevre isterken mevcut çevreyi de tahrip edecek bir anlayışı gündeme getiren kontrolsüz yapılanmanın Türkiye'yi felaketi sürükleyeceğini görüyoruz. Bu nedenle bu santraller kısmi, pilot santraller olarak planlanmalı, mevcut santrallerin etkileri görülmeden, analizi yapılmadan yeni santral kurulmasına izin verilmemelidir. Bunu yapacak denetim kuruluşunun muhatabını en azından vatandaş bilmelidir. Derenin yatağı değiştirildiğinde o bölgenin tüm jeolojik, doğal yapısını değiştirip o bölge insanını belki göçe mahkum edersiniz. Bunlar ciddi, planlı yapılmalıdır.''
 
Seyhan, tünel sisteminin bölge için aslında ideal bir sistem olduğunu dile getirerek, ''Ama bu sistemde bile temel olan şey, dere yataklarının değiştirilmesi ve can suyunun azlığıdır. Burada can suyunun pazarlığınının yapılması, o bölgede yaşayan insanların pazarlık konusu yapılması demektir. Ha can suyundan vazgeçmişiniz, ha bölge insanının yaşama hakkından...'' diye konuştu. Seyhan, bugün ve yarın Rize'de incelemelerde bulunduktan sonra Artvin'de yapılmakta olan HES'lerde inceleme yapacaklarını bildirdi.


Editör: HABER MERKEZİ