Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, CHP milletvekillerinin, Meclis'in ara verdiği dönemde vatandaşın dertlerini dinlediğini, sorunlara nasıl çözüm üretileceğini anlattıklarını söyledi.

CHP milletvekillerinin çalışmalarının son derece değerli olduğunu dile getiren ve kendilerine gösterdikleri çaba dolayısı teşekkür eden Kılıçdaroğlu, "Bizim mücadelemiz hak, adalet, hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye mücadelesi. Bizim mücadelemiz herkesin kazandığı, mutlu olduğu, her evde huzurun, bereketin olduğu bir mücadele. Biz saray mücadelesi vermiyoruz. 'Saraylarda oturalım.' diye mücadele etmiyoruz." diye konuştu.

Bu mücadeleyi sonuna kadar götürmenin görevleri olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Halkın sorunu varsa çözmek bizim görevimizdir hatta görevin ötesinde namus borcumuzdur. Bunun mücadelesini her yerde ve ortamda vermek zorundayız." ifadelerini kullandı.

Ocak ayının, hüzünlü bir ay" olduğuna, bu ayda karanlığa ışık tuttuğu, mücadele verdiği için hayatı terörle sonlandırılan aydınlar için anmalar yapıldığına işaret eden Kılıçdaroğlu, Onat Kutlar, Yasemin Cebenoyan, Metin Göktepe, Hrant Dink, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Gaffar Okkan'ın ocak ayında şehit edildiğini belirtti. Kılıçdaroğlu, "Karanlığa ışık tutan bütün aydınlarımızı saygıyla, sevgiyle anıyoruz. Onları asla unutmayacağız." dedi.

Afyonkarahisar'da kentsel dönüşüme ilişkin iddia
Afyonkarahisar'da Mısri Mahallesi ve İmaret Camisi arkasındaki bazı alanlar için 2013'te Bakanlar Kurulu kararıyla kentsel dönüşüm kararı alındığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, CHP Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksal'ın konuyu yakından takip ettiğini aktardı.

Kentsel dönüşüme ilişkin 5 Şubat 2021'de ihale yapılacağının açıklandığını, ihalenin mart ayına ertelendiğini anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Daha sonra TOKİ geliyor. Arsalarda metrekaresi 400 lirayla 1750 lira arasında değer takdiri yapıyor. Burada oturanlar, fakir insanlar, günlük yaşayan insanlar, emekliler dolayısıyla 'Nasıl olsa bunların sesi soluğu çıkmaz. Hak aramasını da bilmezler. Bunlara kimse sahip çıkmaz.' düşüncesiyle... Kentin merkezinde 400 liraya arsa mı var? Milletvekilimiz Burcu Köksal araştırdı. Asri Mezarlık'ta metrekare 1500 lirayla 2 bin lira arasında. Daha pahalı. Bunlarda vicdan da yok. Değerlendir, kentsel dönüşüm yap. İnsanlar da gitsin evlerinde rahat rahat otursunlar. Toplantı yapılıyor. Toplantıda bu insanlar isyan ediyorlar. Haksızlığa uğradıklarını söylüyorlar. 'Biz fakiriz diye ensemize vurup arsayı mı elimizden alacaksınız?' diyorlar.

Sonunda Belediye Başkanı, 'Belediye olarak biz bu kentsel dönüşümün hiçbir noktasında yokuz.' diyor. Yani 'Ben karışmıyorum, bu işi yukarıdakiler biliyor.' diyor. İşi yukarıya bıraktıysan saraya kadar gider. O adamların cebini doldurmak zaten mümkün değil, ne versen yerler bunlar. Burcu Köksal milletvekilimize söylüyorum; oradaki insanların hakkını hukukunu tek başına savunacaksın, yiğit bir insan olarak sonuna kadar savunacaksın. Biz de o insanların her zaman yanında olacağız."

"Hatamız varsa düzeltmeye özen gösteririz"
Siyasette eleştirinin, gayet doğal olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Biz bir şey yaparız. Rakiplerimiz bizi beğenmez, bizi eleştirirler. Eleştirinin de kendine göre bir özelliği vardır. Olur ya bir hatamız vardır, eleştiriden ders çıkarmak gibi bir ayrıcalığımız da var bizim CHP olarak. Bir eleştiri gelir, açar bakarız. Hatamız varsa düzeltmeye özen gösteririz. Aynı hatayı tekrarlamamak için çalışır, çaba harcarız." dedi.

AK Parti'ye oy verenlere seslenen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Ellerini vicdanlarına koysunlar. Burada onlarla samimi bir konuşma yapmak istiyorum. Oy verdiniz, 19 yıldır tek başına iktidar oldular. Hiçbir zaman bir vatandaşıma dönüp de 'Neden AK Parti'ye oy verdin?' diye özel bir yargılama yapmadım. Herkesin tercihi başımızın üstünedir ama şu soruyu sorma zamanı geldi. İnsafsız şekilde eleştiriliyor, bir sürü iftiralar atılıyor. Şu soruyu AK Parti'ye oy veren her vatandaşımın hatta il, ilçe ve belde başkanlarının da sormasını isterim; AK Parti ne yapmak istedi de CHP engel oldu? Sen ne yapmak istedin de biz engel olduk? Bir kanun, kararname, genelge çıkaracaktı da biz mi engel olduk? Bir vali tayin edilecekti de biz mi engel olduk? Biz neye engel olduk? Neden en insafsız şekilde, hakaret boyutuna varan şekilde eleştiriliyoruz?

Bizi niye eleştiriyorsunuz? Haklı bir gerekçe ortaya koyun. Efendim 'Tarihte bilmem ne oldu?' Tarihte olmuşsa olmuş, sen geleceğe bak. Geleceği inşa edeceksin. Vatandaş sana görevi geleceği, huzurlu bir ülkeyi inşa et diye verdi. 19 yıldır yönetiyorsun. 19 yıldır tek hedef var, CHP. Bir şey yaptık yalnız. Hatalarını, yolsuzluklarını açıkladık tek tek. Saraylarda oturdular, vatandaş çöpten yiyecek toplarken bunu eleştirdik. Bu bizim hakkımız. O vatandaşın hakkını kim savunacak? Ağzını açsa hapse atıyorsunuz zaten. Müsaade edin de hapsi biz göze alalım, biz eleştirelim sizi ve eleştiriyoruz. AK Parti'ye oy veren bütün kardeşlerime soruyorum; CHP, 19 yıldır oy verip iktidar yaptığınız partinin yapmak istediği önemli bir şeyi ne zaman, nerede engelledi? Yok böyle bir şey."

"CHP olarak yanlışları millet adına dile getiriyoruz"
Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin 19 yıldır iktidarda olduğunu, CHP olarak yanlışları millet adına dile getirdiklerini, tüyü bitmemiş yetim adına eleştirilerini yönelttiklerini söyledi.

AK Parti'ye oy verenlere, "83 milyon bir avuç kişiye çalışsın diyorsan, bana açıkça söyle, ben de seni tanıyayım." diye seslenen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Ancak böyle söylemeyeceğini biliyorum. İstediğin kişiye bir, iki, üç, beş maaş veriyor musunuz? Veriyorsun. Devleti arpalığa çevirdin, sahte diplomayla kalkıp kamu bankasına yönetim kurulu üyesi atadın, rüşvet alanı büyükelçi, Kur'an-ı Kerim ile dalga geçeni büyükelçi atadın. Bir de Müslüman geçiniyorsun. İstedikleri bütçeyi yaptılar, istedikleri vergi teşvikini verdiler, istedikleri zaman bir değil, hiçbir Osmanlı padişahına nasip olmayacak kadar çok saraylarda oturdular. 'Yaptığınız yanlıştır' diyoruz, kıyameti koparıyorlar. Fakirin fukaranın hakkını savunma ne zamandan beri suç, eleştiri konusu olmaya başladı? Devri iktidarlarında oldu. Bu iktidar firavunların iktidarı, kibir iktidarı. Biz, hep beraber, bu ülkenin insanları olarak, fakirin fukaranın hakkını koruyacağız, firavunlara yol göründüğünü göstereceğiz, göndereceğiz onları. İstedikleri malı ithal ettiler, istediklerine vergi muafiyeti verdiler. CHP olarak, 'yanlış yapıyorsunuz' dedik. Biz böyle dedikçe, hep bir ağızdan koro halinde üstümüze saldırıyorlar. Bu, bizim haklı olduğumuzu gösteriyor. Vatandaşın hakkını ve hukukunu savunduğumuzu gösteriyor."

"Erdoğan ağzını açıyor aynı şeyler, bakanlar ağzını açıyor aynı şeyler"
Kılıçdaroğlu, 19 yılın sonunda hangi sorunun çözüldüğü sorusunun önemli olduğunu belirterek, "Kendi sorunlarını çözdüler. Paraları azdı, dolar milyarderi oldular; yandaşları beslemeleri gerekiyordu, çeteler oluşturdular, dolar bazında ihaleler verdiler. Vatandaşa dönüp, 'Biz yerliyiz, milliyiz' efsanesini yaratmaya çalıştılar. Doların önünde secde eden adamlar, dolarla devleti yöneten adamlar yerli ve milli olur mu? Akıl tutulması var. Her şeyi ithal edeceksin, 'Biz yerli ve milliyiz' diyeceksin. Hadi canım sende. Vatandaşın hiçbir sorununu çözmüş değiller." diye konuştu.

21. yüzyılın Türkiye'sinde 3 milyondan fazla çocuğun internete giremediğini, üçüncü dünya ülkelerinin Türkiye'den daha iyi durumda olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, İstanbul'da dahi birleştirilmiş sınıfların bulunduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, derslik sayılarının yetersiz olduğunu, "Arsa gösterin, okul yapalım" çağrılarına sırtların dönüldüğünü savunarak, "Bunu bile yapmadılar; kibir yüzünden. Allah'ın izniyle bu firavunları göndermek bizim boynumuzun borcudur." ifadesini kullandı.

Kırşehir'de esnaf ziyaretinde bulunduğunu, herkesin şikayet ettiğini anlatan Kılıçdaroğlu, ancak devleti yönetenlerin sorunun farkında olmadığını, sarayda böyle bir sorunun bulunmadığını öne sürdü. Kılıçdaroğlu, "Bir devleti yöneten kişiyi düşünün, sarayın dışına çıkamıyor, esnafa el uzatıp 'merhaba' diyemiyor. AK Parti milletvekilleri de öyle, onlar da çıkamıyorlar alana, çıkamazlar da zaten. O görev bize düşüyor. Biz yapacağız o görevi." dedi.

Bütün kötülüklerin anasının işsizlik olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, milyonu aşkın üniversite mezunu işsizin bulunduğunu kaydetti. Sarayda işsizliğin olmadığını, işsizlikle mücadele edilmediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, "Neyi konuşuyorlar? Erdoğan ağzını açıyor aynı şeyler, bakanlar ağzını açıyor aynı şeyler. Döviz ve faizden söz ediyorlar. Döviz, faiz milli mi? Hayır. Hiç yatırımdan, kalkınmadan, işsizlik, istihdamdan söz ediyorlar mı? Döviz ve faizi sürekli ekonominin ana ekseni olarak gördüğünüz andan itibaren kendinizi yurt dışındaki sermayeye teslim etmiş sayılırsınız." değerlendirmesinde bulundu.

"Devletten, halkından habersiz olan bir kişi Türkiye'yi yönetemez"
Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Sicil Gazetesi'ne bakılmasını isteyen Kılıçdaroğlu, 2020 yılında 99 bin 588 esnafın meslek ve sicilden terkini istediğini kaydetti. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ise "Şirketlerin kapandığı yok, nereden çıkardınız." dediğini anımsatarak, "Böyle bir insan devleti yönetemez. Devletten, halkından habersiz olan, halkının dertlerini, sorunlarını bilmeyen bir kişi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yönetemez." görüşünü savundu.

Kılıçdaroğlu, pandemi nedeniyle dükkanı kapalı olan esnafa elektrik faturası geldiğini ifade ederek, kürsüden bir fatura gösterdi.

Firavunların, halkın içinde bulunduğunu durumu asla göz önünde bulundurmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Onlar kendi saraylarına, yarattıkları güçlere inanırlar. Kibirleri vardır onların. Vatandaşları hakir, sıradan, ezilmesi gereken insanlar olarak görürler. Kendilerini eleştirenlerin en ağır cezaları almasını isterler. Bu firavun düzeninden bu ülkeyi, milletimizle beraber kurtaracağız." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, pandemi nedeniyle kahvecinin, pastacının, lokantacının dükkanının kapatıldığını ancak mitingin, Uludağ'da eğlenmenin serbest olduğunu söyledi.

"Adam" tartışması yapıldığına işaret eden Kılıçdaroğlu, "Bu kadar zavallılığı, acizliği hiç görmemiştim, tanık olmamıştım. Esnafı batıran adam, Recep Tayyip Erdoğan. Biz zaman zaman gazeteler ve televizyonlarda yer alan fotoğrafları kullanıyoruz. Fotoğrafları biz çekmiyoruz. Pazar artıklarından yiyecek toplayan anneler, çöp konteynırlarında çocuklarıyla birlikte yiyecek toplayan babalar, anneler. Bunları 21. yüzyılın Türkiye'sine yakıştırmıyoruz, 'yanlıştır' diyoruz. Bu garabete, aile destekleri sigortasıyla son vereceğiz." şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın, "CHP cenahı aynı yüzsüzlüğü, sokaklarda rastgele çekilen fotoğraflarla milletimizi karamsarlığa sürüklemeye çalışıyor. " dediğini aktararak, şunları kaydetti:

"Adamın dünyadan haberi yok. Fotoğrafı ben çekmiyorum. Kaldı ki o çöp koyteynırlarından, pazar artıklarından bir şey toplayanları herkes görüyor. Sevgili Erdoğan, istiyorsan sen de gez çöp konteynırlarının oralarda, pazar artıklarının nasıl toplandığını sen de gör. Gelebilirsen. Türkiye'yi ne hale soktuğunu görmek istiyorsan gel oraya. Gelir mi? Gelemez. Dolayısıyla sarayda oturanlar Türkiye gerçeğini görmek istemiyorlar. Erdoğan'a, AK Parti'li kardeşlerime, AK Parti'ye oy veren kardeşlerime sormak isterim: Günde 47 lirayla 4-5 kişilik bir aile nasıl geçinir? Bir de saraya bakın. 5 yerden ayrı ayrı maaş alan, en ufağı 10 bin lira... Bunlarda vicdan, ahlak, din, iman var mı? Buna ben isyan etmeyip de kim isyan edecek, ben eleştirmeyeceğim de kim eleştirecek? Saray sosyetesi oturuyorsunuz, oradan 'CHP şöyle, CHP böyle' diye ahkam kesiyorsunuz. CHP halkın partisidir. Halkın sorunlarını dile getirecektir."
 

Editör: HABER MERKEZİ