HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın babaocağı Rize'de Erdoğan'a yüklendi...

HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın babaocağı Rize'de Erdoğan'a yüklendi. Kurtulmuş, 12 Eylül rejiminden mağdur olduğunu ifade eden Erdoğan'ın 12 Eylülün getirmiş olduğu siyaseti devam ettirmek istemesini ve Erdoğan'ın tuzu kurular diye bahsettiği TÜSİAD'la barışmasını TÜSİAD'ın tuzu mu ıslandı yoksa sizin aklınız başınıza şimdi mi geldi sözleriyle eleştirdi.

Kurtulmuş, bir günlük ziyareti için geldiği Rize'de gündüz ilçeler ve şehir merkezindeki temaslarından sonra akşam bir restaurantta partisinin il başkanlığınca düzenlenen yemeğe katıldı. Yemekte bir konuşma yapan HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş yemeğe katılanlar tarafından Başbakan Kurtulmuş tezahüratlarıyla uğurlandı.

Konuşmasına HAS Parti'nin çok kısa süre önce kurulduğunu ve çok kısa süre önce kurulmasına rağmen Türkiye'de bir ilki gerçekleştirerek Türkiye'de çok geniş tabanlı olarak 28 günde kuruluşunu tamamlayarak kongresini yaptığını ifade ederek başlayan Kurtulmuş, Türkiye'de usulsüz, seviseyiz siyaset yapıldığını, HAS Parti ile Türkiye'de siyasete usul geldiğini, Türkiye'nin bundan sonraki iktidar merkezinin HAS Parti olacağını ve Türkiye'de çok güzel işler gerçekleştireceklerini kaydetti.

Kurtulmuş'un konuşmasından bazı satırbaşları şöyle:

- İktidar ve muhalefet partileri kavga etmekten, usulsüz siyaset yapmaktan ileriye gidemiyor. Türkiye'nin sorunlarını paylaşmaktan, memleketin hiçbir milli meselesini çözmekten aciz olan bu iktidar ve muhalefet sonbirkaç ay içinde birbirleriyle Recep Bey - Kemal Bey söz düellosuna girerek sokaklarda dolaşan 10-12 yaşındaki çocuklar gibi usulsüz siyaset yapmaktalar. İktidar ve muahlefet partileri birbirleriyle kavga etmekten Türkiye'nin sorunlarını tartışmaya ve çözmeye zamanı olmuyor. Memleketin hiçbir meselesi iktidar ile muhalefet arasında tartışılmıyor. Birbirlerine karşı seviyesiz olan siyasetle birbirlerinin siyaset amaçlarına hizmet ediyorlar. 

Ne işsizlik, ne yolsuzluk, ne 5 para etmez hale getirilen fındık, ne 5 para etmez hale getirilen çay, Çaykur ne de % 26'lara varan işsizlik bunların gündeminde mevcut. Ortada bir Hacivat-Karagöz oyunu var. Birbirlerine hakaret ederek sağcılar bu tarafa solcular bu tarafa oy versin dediler. Yıllarca siyaseti bu şekilde uyguladılar. Biz bu oyunu çok gördük. Ben ömrümde CHP'nin iktidarını Ecevit'in halkın değerleriyle barışık olduğu dönem dışında görmedim. AKP'nin söylemeye çalıştığı sakın bunlara oy vermeyin. Bunlara oy verirseniz CHP iktidara gelir ve din elden gider. Öteki de diyor ki sakın bunlara oy vermeyin. Bunlara oy verirseniz irtica gelir, cumhuriyet elden gider. Biri din elden gider diğeri cumhuriyet elden gider diyor. Ne din elden gidiyor, ne cumhuriyet elden gidiyor. Ama bu beylerin kavgasıyla gençlerin geleceği, Türkiye'nin geleceği elden gidiyor. Bunlar bunun farkında değil.

- Sayın başbakan bugünkü gazete manşetlerinde gönlündekini açıklamış ve 2 partili bir sistem istiyorum demiş. Sayın Başbakan'ın 2 partili sistem peşinde olduğunu aylardır söylüyoruz. Sayın Başbakan diyor ki 2 partili bir sistem istiyorum. Başüstüne Recep, 2 parti fazla olur isterseniz öbür partileri kapatalım sadece siz kalın tek başınıza demokrasi ortaya koyun. 2 partili bir sistem yapmak için iktidarla muhalefet arasında bu paslaşmanın yapıldığı ortaya çıktığı anlaşılıyor.

12 Eylül rejiminin Türkiye'ye getirdiği en önemli özelliklerden birisi Türkiye'de 2 partili bir sistem oluşturarak siyasi farklılıkları ortadan kaldırmaktır. Bunun için % 10 barajı koyan 12 Eylül askeri yönetimidir. Siyasi partiler yasasının, seçim yasasının, sendikalar yasasının, toplu sözleşme yasasının bütün anti demokratik yapısını ortaya koyan 12 Eylül rejimidir. 12 Eylül rejimi Türkiye'de Amerikanvari bir siyaset sistemi kurmak için yapılmış bir ihtilaldir. İhtilali 12 Eylül darbecileri yaptığı zaman  Amerika'nın Ankara'daki büyükelçisi Amerika Dışişleri Bakanlığı'na sakın merak etmeyin ihtilali bizim çocuklar yaptı diye  resmi yazı geçmişti. Yıllardır bu sistemin mağduriyetinden yakınarak bugünlere gelen sayın başbakanın şimdi bu sistemi savunmasını anlamak mümkün değildir. 

Sayın başbakan yıllardır %10 barajını savunuyor, %10 barajıyla Türkiye'de siyasi istikrarın olduğunu söylüyor. Nerede istikrar, hani ekonomide istikrar?  8 yıldır tek başına iktidar olan iktidar var. Bu milletin lehine sonuçlanacak, uzlaşarak, anlaşarak sonuç alındığını, istikrarı sağlayacak bir adım atıldı mı? İstikrar var doğru. Bu kadronun istikrarı var, yoksulluğun, varoşlara, açlığa mahkum edilen insanların istikrarı var. İşsizlikte istikrar var. Üniversite mezunlarının iş bulamamalarında istikrar var. Samsun Tekkeköy'de 2,5 aylık Büşra bebeğin açlıktan ölmesinde istikrar var.  bakıyorsunuz CHP'ye bunları dile getirmiyor, bunları söylemiyor. AKP 8 yıldır bu konuda IMF, Dünya Bankası, Avrupa Birliği'nin savunuculuğunu yaparak onların politikalarını uyguluyor ama muhalefetteki CHP ağzını açıp birşey demiyor. Gençlerin işsizliğiyle ilgili birşey demiyor. O da bu ekonomi programını ben daha iyi uygularım diyor.

HAS Parti 12 Eylül rejiminin bütün bu anti demokratik kalıntılarını ortadan kaldırmak için Türkiye'ye demokrasi hatta ileri demokrasi gelmesi için vardır. Yoksa sayın başbakanın söylediği gibi 2 partili bir sistem istiyorum, % 10 barajları tabiki devam edecek, halk yine tanımadığı insanları milletvekili seçsin diye siyaset yapmıyorum. Sayın başbakanın bu sözlerini fevkalade yadırgadığımı ifade etmek istiyorum. Sayın başbakan 12 Eylülün hemen sonrasında siyasi arenada devam ederken ona da birileri diyordu ki %10 barajı istikrar için gereklidir. Sayın başbakan siyasi mücadelesinde %10 barajını aşa aşa bu noktaya geldi. Şimdi o da %10 barajını demokrasi için zorunlu görüyor. 

Madem bu kadar barajların arkasına sığınıyorsunuz ben size bir akıl vereyim de kendinizi biraz daha emniyete alın. %10 barajı yetmez barajı %30'a çıkarın. 2 partili sistem de yetmez bütün partileri kapatın ve tek parti olarak siyasete tek başınıza yolunuza devam ediniz.  Bu gerçeklerin örtülmesi için Türkiye'de siyaset bir sokak dövüşü şeklinde yapıldı. Ama HAS Parti, üslubuyla Türkiye siyasetine yeni bir seviye kazandırıyor. Gerçekçi, halktan yana olan, halk için yapılan bir siyaseti ortaya çıkarıyor.

- Sayın Başbakanla TÜSİAD arasındaki gerginliği bilmiyeniniz yoktur. Sayın Başbakan her fırsatta tuzu kurular diye bahsettiği TÜSİAD'la, TÜSİAD üyeleriyle barıştığını ifade etti.  O görüşmede Başbakana ekonominin iyiye gittiğini söyleyen Koç ve onun temsil ettiği grup ekonominin iyiye mi yoksa kötüye gittiğini cevaplamadan önce acaba şirketlerinizden kaç tanesi borçsuzdur? Acaba kaç tanesi %100 sizin yerli sermayenizdir? Kaç tane yabancı ortağınız var ve çok iyi kazanan şirketlerinizden kaç tanesi borç batağındadır? sorularına cevap versin ve ondan sonra ekonominin iyiye mi yoksa kötüye mi gittiğini cevaplasın.

Bir soru da sayına başbakana olacak. Sayın başbakan bu tuzu kuru dediğiniz adamların tuzu mu ıslanmıştır yoksa sizin mi aklınız başınıza şimdi gelmiştir onlarla barıştınız.

 

HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş konuşmasında ayrıca 12 Eylülü gerçekleştirenlerin yargılanmasını sağlamak için referanduma gidildiğini ve aradan 5 ay geçmesine rağmen ne Kenan Evren hakkında ne de başka bir komutan hakkında dava açılmadığını, ülkede tarımın dışa bağımlı bir hale getirildiğini ve 100'e yakın tarım ürününün ithal edildiğini, Fiskobirlik'in çıkarılan yasalarla bitirildiğini aynı yöntemin 1 milyon 200 bin kişiyi ilgilendiren ÇAYKUR'a da yapılmak istendiğini, ülkede 10 bin dolar olan kişi başı gelirin gerçeği yansıtmadığını 4 kişiden oluşan kaç ailenin eline yılda 40 bin dolar geçtiğini, vatandaşlarımızın bankaların ve kredilerin altında ezilir hale getirildiğini kaydetti.

Yemek sonrasında ise HAS Parti Kadın Kolları ve Gençlik Kolları Yönetiminden Kurtulmuş'a çeşitli hediyeler takdim edildi.

rizeninsesi.net

Editör: HABER MERKEZİ