-İSTER AK Parti'nin kurucusu ol.
-İster partinin en temel taşlarından biri ol.
-İster en zor zamanlarda partiye sahip çıkmış ol.
-İster partide herkesin “abi” diye hitap ettiği saygın bir kişilik ol.
Hiç mi hiç fark etmez.

*

Eğer...
-Eleştiri yaparsan...
-Aykırı laf edersen...
-Farklı görüş bildirirsen...
Bitersin.
Bitirirler.

*

-Sekiz televizyonla...
-On sekiz gazeteyle...
-Onlarca tetikçiyle...
-Onlarca milletvekiliyle...
-Yüzlerce trolle...
-Yüzlerce troliçeyle...
Anında üstüne çöreklenirler.

*

-“Cüppeli Bülo” diye manşet çakarlar.
-“Manisalı Lawrence” diye laf sokarlar.
-“Maskesi düştü” diye haber yaparlar. 
-Küfürleri, hakaretleri, aşağılamaları havalarda uçuştururlar.
Öyle ki...
Neye uğradığını şaşırırsın.

*

Bu durumun AK Parti camiasında yer alan tüm kişilere verdiği mesajlar çok net, çok açıktır:
-“Aklından geçen en küçük, en masum, en yapıcı eleştiriyi bile dile getirme” denmektedir.
-“Eğer en küçük bir eleştiride bulunursan öyle bir kampanyayla karşılaşırsın ki feleğini bile şaşırırsın” denmektedir.
-“Kafanı kuma göm” denmektedir.
-“Aklını, fikrini, eleştirini kendine sakla ve yutkun” denmektedir.

*

Artık AK Parti böyle bir partidir.
Fikirlerin çarpışmadığı, hakikat şimşeğinin çakmadığı bir parti...

Ahmet H. Coşkun/Hürriyet

Editör: HABER MERKEZİ