Belki de ''Recep Öztürk'ü Anlatabilmek...'' başlığını kullanmak daha isabetli olacaktı ne dersiniz?

İnsan hayatında öyle anlar vardır ki, hissiyatınızı ifade etmede güçlük çeker, zorlanırsınız. Kelimelerin kifayetsiz kaldığı vehmine kapılırsınız. Şu an bende böyle bir ruh hali içerisindeyim. Karma karışık duygular taşıyorum. Tarifsiz elem ve hicranlarla boğuşuyorum. Zavallı gönlüm bir hüzün yumağına döndü.

İki hafta kadar önce, trajik ve bir yığın soru işaretleriyle dopdolu bir helikopter kazası sonucu kaybettiğimiz Muhsin Başkan'ın acısı hala tazeliğini koruyor yüreğimde. Çok üzüntülüyüm, derinden yaralıyım.

Diğer bir üzüntü kaynağım ise, çok sevdiğim,kendisine büyük bir dostluk ve vefa beslediğim sevgili kardeşim,Başkanım Recep Öztürk'le ilgili sergilenen tutum ve davranış bozuklukları!...Neredeyse kendisini ''Hain'' ilan edeceğiz!

Bize yazıklar olsun!

Bu kadar ucuz mu otuz beş küsur yıllık destansı mücadelenin bedeli?

Bu kadar ucuz mu bir ömrü, bu mukaddes ''Türk İslam Davası'' na adamış olmak?

Muhsin Başkanı bir helikopter kazasıyla kaybettik. Recep Başkanı da herhalde kendi elimizle kaybetmeye niyetliyiz. İstediğimiz, yapmaya çalıştığımız şey bumudur?

Bize Yazıklar Olsun!

Allah bizi ıslah etsin!

Ben Recep Öztürk'ü siyasetçi kimliğiyle hiç görmedim. Bir fikir, bir düşünce adamlığı, kısacası bir MEFKÜRE ADAMLIĞI onda hep ön planda oldu. O bir gönül adamıdır.

Dik duruşu, kırıksız çizgisi, lekesiz, gölgesiz ve tertemiz bir mazisiyle O, bende ve benim gibi binlerce, yüz binlerce insanda ''EFSANE BAŞKAN'' ''GÜÇLÜ-KARİZMATİK LİDER'' Portresinin ta kendisi olmuştur.

''FEDAKÂRLIK-FERAGAT ve FERASET'' Recep Başkanda sembolleşmiştir.

Cesaret ve karalılık O'nda abideleşmiştir.

Ne mutlu Rize'ye ve ne mutlu Çayeli’ne ki böyle lider bir ülkücüyü kelimenin tam tabiriyle '' ÜLKÜ DEVİ''ni yetiştirmiştir. Ve bu yüce davanın en tepe noktasına taşımıştır.

Recep Başkan Ülkücü Hareket'in ''EFSANE'' sidir. Rahmetli Başbuğ O’nu her yerde ''O BU HAREKETİN KAHRAMANIDIR''.Cümlesiyle ifade etmiştir.

Niçin biliyor musunuz?

İşkence hanelerde, zindanlarda, taş medreselerde verdiği inanılmaz direnç imtihanı en başarılı şekilde tamamladığı için...

Size yeminle söylüyorum ki, ben burada Recep Başkan'ı, Reisimi ne kadar anlatsam da; yinede anlatmak istediklerimin binde birini bile anlatabilmiş olamam.

Kendisi zaten internetteki sitede (Çay Haber) gerekli gördüğü konularda söyleyeceğini söyledi. Hepimiz okuduk.

Dikkat edilirse, her söylediği cümlede bir ''HORASAN ERENLİĞİ'' nin, bir ''GAZİ DERVİŞ'' edalığının emareleri görülecektir. Recep Başkan böylesine mütevazı ve alçak gönüllü bir kişiliğe sahiptir.

Bakın, ''SON SÖZ'' başlığı altında O'na ait internetteki söylediklerine (09 Nisan 2009):

''RECEP ÖZTÜRK'Ü HİÇKİMSE SİYASET SAHNESİNDE GÖREMEYECEKTİR!'' Ve ilave ediyor;

''Ulaşmak istediğim bir gaye için, siyaset kurumunu bir araç olarak kullanmayı bile kendime (varlığıma, yaradılış gayeme) yapılmış en büyük ihanet sayarım.

Bu ne demektir?

Bu şu demektir:

Ben bırakın siyaset yapmayı; içinde siyaset yapılan bir partinin bırakın kapısından içeri girmeyi, önünden dahi geçmem...

Ben, bu noktayı çok anlamlı buluyorum. Galiba bir dava adamının neden siyasete soğuk durduğunu anlar gibi oluyorum.

Recep Başkan, ''BEN HERKESE HAKKIMI HELAL ETTİM, SİZDE BANA HAKKINIZI HELAL EDİN'' diyor.

Burayı da iyi yorumlamak lazım. İyi okumak ve çok düşünmek lazım!..

Başkanım,

Ne demek istediğini herkes gün geçtikçe daha iyi anlayacaktır. Neyi işaret ettiğin mutlaka ileride herkes açısından daha da net anlaşılacaktır. Buna eminim.

Bir psikolojik travma yaşanıyor.

Burada hiç kimse kötü niyetli değildir! Buna emin ol.

Bütün mesele, herkesin sana olan inanılmaz sevgisi ve büyük saygısından kaynaklanmaktadır. Bir üzüntü halinin şoku yaşanıyor.

SENİ SEVİYORUZ.

SAYGI İLE SELAMLIYORUZ.

Allah yar ve yardımcın olsun'' KOCA REİS''

                                                                                                   

09 NİSAN 2009

Mustafa Tüylüoğlu

 

Editör: HABER MERKEZİ