Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Rize İl Başkanı Salih Zeki Mayi, “2002 yılında seçim meydanlarında yapmış olduğu “çay ve simit hesabı” ile iktidara gelen AKP, 2011 yılına girerken 8 yıllık iktidarı süresince; çay üreticisini yoksulluğa, yoksulu açlığa terk etmiştir” dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi Rize İl Başkanı Salih Zeki MAYİ, ilk adımını; 03 – 04 / 12 / 2010 tarihinde Şişli Rizeliler Eğitim, Kültür ve Dayanışma Derneğini ile Kalkandere Eğitim - Sağlık - Çevre ve Kültür Vakfı’nı İstanbul’da ki merkezlerinde gerçekleştirmiş olduğu “RİZE İÇİN GÜÇ BİRLİĞİ” toplantılarının ikinci büyük adımını 19 / 12 / 2010 tarihinde MHP Sarıyer ilçe Başkanlığı’nın organizasyonu ile merkezi İstanbul’da bulunan Sarıyer İstinye Yemişli Köy Derneği”n de “Elmalı Köyü Derneği” üyelerinin de katılımı ile kadirşinas Rizeli hemşehrilerimizin yoğun ilgi ve teveccüh göstermiş oldukları “ÇAY PANELİ” nde Türk çay tarımı ve sanayinin temel sorunlarının yanı sıra Rize ilinin temel sorunları; İnsan göçü, HES projeleri ve Turizm, Kamu ve Özel sektör yatırımlarındaki yetersizlik, Rize – Mardin Otoyolu ve Ovit Tüneli, Organize Sanayi Bölgesi ve Serbest Bölgede yaşanan hukuki sorunlar ile AKP yöneticileri tarafından Rize’de kurulacağı vaat edilen Tersane gibi başlıca konular, “özellikle Rizeli hemşehrilerimiz tarafından gündeme getirilerek tartışıldı.”

Milliyetçi Hareket Partisi Rize İl Başkanı Salih Zeki MAYİ, ÇAY PANELİ’nin ardından yapmış olduğu açıklamada şunları ifade etti; “Milliyetçi Hareket Partisi tarafından 31 Ekim 2010 tarihinde, Ankara Atatürk Kapalı Spor Salonu'nda gerçekleştirilen ve halkımızın yoğun ilgi göstermiş olduğu “MİLLET VE DEVLET BEKASI İÇİN GÜÇ BİRLİĞİ” toplantısının ardından benzer bir toplantının Rize içinde yapılmasının gerekli ve yararlı olacağı kanaatine vardık ve Rize dışında yaşamlarını sürdürmekte olan değerli hemşehrilerimizin gerek Rize ve gerekse gurbette ki Rizelilerle ile ilgili sorunları, dilek ve önerilerini dinlemek ve çözüm önerilerimizi kendileriyle paylaşmak istedik” dedi.

Salih Zeki MAYİ sözlerine şu şekilde devam etmiştir; “Türkiye, çay tarım alanlarının genişliği bakımından, dünyada üretici ülkeler arasında 7. sırada, kuru çay üretimi yönünden de 5. sırada, yıllık kişi başına tüketim bakımından ise 4. sırada yer almaktadır.  Türkiye, Gürcistan Cumhuriyeti, İran ve Japonya’da yaş çay ürünü, Mayıs – Ekim arasındaki 6 aylık süre içerisinde üç sürgün şeklinde hasat edilirken, diğer üretici ülkelerde bu süre 9 ila 12 ay devam etmektedir. Doğu Karadeniz Bölgesinde 758 bin dekar çaylık sahada yaklaşık 201 bin üretici çay tarımı ile uğraşmaktadır. Yıllık yaş çay ürünü rekoltesi iklim ve tarımsal teknik önlemlere bağlı olarak 1.000 – 1.200 bin ton arasında değişebilmektedir. 1985 yılında sektördeki toplam alımın % 95’i ÇayKur, % 5’i Özel Sektör tarafından yapılıyor iken, bu oran özel sektör fabrika sayısındaki artış paralelinde her yıl değişerek 2009 yılında % 54’ü Çaykur, % 46’ sı Özel Sektör tarafından gerçekleştirilmiştir. Özetle Türkiye, dünyada önemli bir çay üreticisi ülkedir ve organik çay tarımı dışında konvansiyonel (geleneksel) çay üretiminde kimyasal ilaç vb. kullanılmayan yegane çay üreticisi ülke konumundadır.”

Mayi, “2002 seçimleri öncesi Sayın Başbakan Erdoğan, Afyon ilimizde düzenlemiş olduğu açık hava toplantısında dönemin başbakanı Sayın Ecevit’i ve hükümeti şu sözler ile eleştirmişti: “5 kişilik bir ailenin sadece çay ve simit yemesi için ayda 270 milyon lira gerekiyor. Asgari ücret ise 163 milyon bu hükümet, benim vatandaşıma bir çay ve simiti layık görmüyor, bunlar duymaz, görmez ve gerçekleri konuşmaz. Bunların saygısı da yok. Saygıları olsa sandığı getirirler “. Dedi ve sandık geldi,  AKP 8 yıldır tek başına iktidarda…

Şimdi buradan soruyoruz, TÜRK-İŞ’in Ekim 2010 Açlık Ve Yoksulluk Sınırı verileri esas alındığında; dört kişilik ailenin açlık sınırının 860 liraya, yoksulluk sınırının 2.802 liraya yükseldiği görülmektedir. Acaba aynı hesabı 2010 yılında AKP’ye oy veren vatandaşlarımız ve Sayın Başbakanımız yapmış mıdır ? Bu gün İstanbul’da ortalama olarak, bir bardak çay 1 TL ve 100 gr’lık bir simit 1 TL seviyelerine çıkmışken, çay üreticisine 2010 yılında yaş çay taban fiyatı olarak verilen 88.5 Kuruştur. Destekleme priminde ise hiçbir iyileştirme yapılmamış ve 2009 yılındaki 11.5 Kuruşluk değer 2010 yılında da uygulanmıştır… 

Bu bağlamda ikinci adımını bir “ÇAY PANELİ” ile gerçekleştirmiş olduğumuz “RİZE İÇİN GÜÇ BİRLİĞİ” toplantısında, panelimize katılan değerli çay üreticisi Rizeli hemşehrilerimizin dile getirmiş olduğu sorunlar; çay tarımı ve sanayisinde çözüm bekleyen mevcut problemlerin 8 yıllık AKP iktidarı süresince giderek kronikleştiğini ve özellikle 2009 yılı içerisinde Ulusal Çay Konseyi ve Rize Ticaret Borsası tarafından hazırlanan Çay Kanun Taslağı’nın mevcut endişe ve sorunlara çözüm bulması bir yana, REKABET KURUMU’nun Çay Kanun Taslağı için hazırladığı değerlendirme raporlarıyla da hedeflenenin ÇayKur’un kamusal yapısının ortadan kaldırılması olduğu net bir şekilde anlaşıldığı için, çay üreticilerimizin kaygılarını oldukça arttırdığını üzülerek gördük.  

Ayrıca Rizelilerin, Başbakanın ve gümrüklerden sorumlu Devlet Bakanının Rizeli olması ile övünüldüğü bir kabinede, ülkemize yasa dışı yollarla giren kaçak çayların, Gümrük Müsteşarlığı’na bağlı TASİŞ birimi tarafından ihale yoluyla satılıyor olması mevcut sorunları iyice kronikleştirmiştir. Bu olumsuzluk yetmezmiş gibi, AKP güdümlü Ulusal Çay Konseyi , kolluk kuvvetleri tarafından el konulan ve Gümrük Müsteşarlığına devredilen bu kaçak çayların ÇayKur tarafından “bedeli ödenerek” satın alınması gibi oldukça sakıncalı bir öneriyi de gündeme getirmiştir.

Ulusal çay Konseyi, yasadışı yollarla ülkeye giren kaçak çayları ÇayKur’a maletmeye çalışırken; Tarım Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü’nün ithal çaylarda aranması zorunlu mikrobiyolojik kriterler içerisinde yer alan “Koliform grubu bakterileri”leri zorunlu kriterler listesinden çıkarmasına göz yummuş, buda yetmezmiş gibi Ulusal Çay Konseyi, Tarın Bakanlığı’nın 2010 yılında uygulamaya koymuş olduğu Havza Bazlı Tarımsal Destekleme Modeli’nin yasal çerçevesini çizen Bakanlar Kurulu Kararı’na da itirazda bulunma gereği duymamıştır.

Milliyetçi Hareket Partisi Rize İl Başkanı Salih Zeki MAYİ, ÇAY PANELİ’nde katılımcılara çay tarım ve sanayinde yaşanan bu ve benzeri tüm sorunlar için, yasal yolla ithal edilen çaylarda “Gözetim Belgesi” uygulanmasının zorunlu hale getirilmesi de dahil MHP’nin çözüm önerilerini maddeler halinde sunmuş ve panele katılan değerli Rizeli hemşehrilerimiz, kendilerine sunulan bu çözüm önerilerinden oldukça etkilenmiş olduklarını panel sonunda söz alarak ifade etti. 

Bununla birlikte, çay üreticilerimizin haklı tepkisine neden olan Ulusal Çay Konseyi Başkanı ve AKP Rize Milletvekili A.BAYRAMOĞLU’nun “Çay Kanun Taslağı”na karşı çay üreticilerimizin ve sivil toplum örgütlerimizin göstermiş olduğu demokratik ve haklı tepkilerini değerlendirirken bir Milletvekiline yakışmayan talihsiz açıklamaları çay üreticilerimiz arasında infial yaratmış ve ÇAY PANELİ’ne katılan tüm Rizeli hemşehrilerimiz, AKP Rize İl Örgütü ve AKP Rize Milletvekili A.BAYRAMOĞLU’nu Rize kamuoyundan özür dilemeye davet etti.

Milliyetçi Hareket Partisi Rize İl Başkanı Salih Zeki MAYİ ; “RİZE İÇİN GÜÇ BİRLİĞİ” projesinin gerek Rize kamuoyu ve gerekse gurbetteki hemşehrilerimiz tarafından beklenenin üzerinde teveccüh gördüğünü, katılımcıların ifadesiyle ; “RİZE İÇİN GÜÇ BİRLİĞİ” projesi ve bu bağlamdaki toplantılar Rize ve Türk Çayı için ümit verici bir çalışmadır !…

Değerli Rizeli hemşehrilerimizin bu takdiri, tüm mesailerini ülkesine ve Rize’ye zarf etmiş olan MHP Rize İl Başkanlığı’nın ve üyelerinin yegane azim ve sevinç kaynağıdır. Bu cümleden olmak üzere “RİZE İÇİN GÜÇ BİRLİĞİ” toplantılarımızda bizleri yalnız bırakmayan ve yoğun katılımlarıyla çalışmalarımıza destek olan tüm Rizeli hemşehrilerimize, ÇAY PANELİ’ni organize eden  MHP Sarıyer ilçe Başkanlığı ve Sarıyer İstinye Yemişli Köy Derneği” ile “Elmalı Köyü Derneği” üyelerine Milliyetçi Hareket Partisi Rize İl Başkanlığı olarak en kalbi saygı ve sevgilerimizi arz ederiz.” Şeklinde açıklama yaptı.

Editör: HABER MERKEZİ