Dilek ASLAN

Başbakan Recep Tayyıp Erdoğan Dünya Rizeliler günü etkinliklerine geldiği Rize’’nin Güneysu ilçesinde geceyi geçirdi. Öğle saatlerinde evinden çıkan Başbakan Recep Tayyıp Erdoğan Güneysu merkez camiinde Cuma namazını kıldı. Cami girişinde Başbakan Recep Tayyıp Erdoğan’ın Cuma kılacak olması nedeniyle geniş güvenlik önlemi alındı. Cemaat aranarak camiye girdi. Cuma namazı sonrası ilçeyi dolaşan Başbakan Erdoğan toplanan halka hitap etti. Daha sonra Rize Merkeze bağlı Pazarköy’ e geçerek teyzesi Meliha Er’i ziyaret ederek Merkez Mahallesinde bulunan evine döndü.



Başbakan Recep Tayip Erdoğan Güneysu’ da yaptığı konuşmada, ülkede ''hortumların kesildiğini, mafyalar, çetelerin iktidarı belirlemediğini'' ifade ederek, ''Bu ülkede millet iktidar belirliyor. Birileri çetelerin avukatlığına soyunabilir. Bu önemli değil. Asıl olan milletin ne dediğidir'' dedi. 

Erdoğan, son 5 yılda Türkiye'de ve Rize'de ne denli bir açılış furyası olduğunun bilindiğini ifade ederek, Türkiye'nin bir dönüşümün içerisinde adeta kendini yeniden bulduğunu, tarihiyle adeta yeniden buluştuğunu söyledi. Bu yükselmenin 3 temel unsuru bulunduğunu, bunların da yolsuzlukla, yasaklarla ve yoksullukla mücadele olduğunu belirten Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: ''Daha iyiye ulaşacağız. Daha güzel günlere kavuşacağız. Bunun için de gayret, dayanışma gerekiyor. Hortumlar, hamdolsun büyük ölçüde kesildi. Bu ülkede mafyalar, çeteler iktidar belirlemiyor. Bu ülkede millet iktidar belirliyor. Ha, birileri çetelerin avukatlığına soyunabilir. Bu önemli değil. Asıl olan milletin ne dediğidir. Millet ne derse, bu ülkede o olur. Tarihte o oldu, bundan sonra da o olacak. 'Demokrasi' diyorsak, eğer demokrasiye inanıyorsak, o zaman milletin dediğine saygı duyacağız. Bazı seçkincilerin, belirleyicilerin, çeteyle, onla bunla yaptıklarını duyuyorsunuz, görüyorsunuz. Bu mücadelede, devlet millet dayanışması olduğu sürece, arzuladığımız yarınlara ulaşacağız. Bundan hiç kimsenin endişesi olmasın.'' 

''Bekara karı boşamak kolaydır'' diyen Erdoğan, muhalefetin bir sorumluluğu bulunmadığını, sorumlu mevkiye geldikleri zaman neler yaptıklarını da bildiklerini söyledi.

Erdoğan, gaz yağı, benzin kuyruklarını bildiklerini, o kuyrukların olduğu dönemde bu ülkede iktidarda kimin olduğunu da bildiklerini dile getirerek, şöyle konuştu: ''Bizi bunlar delikli kuruşa muhtaç ettiler. O günleri biliyoruz ama bugün böyle bir sorun var mı? Zaman zaman çıkıyor, garip garip laflar ediyorlar, 'Türkiye'nin şu kadar borcu var' diye. Türkiye'nin borcunu koruşan kişi Türkiye'nin milli gelirini de konuşacak. Ona bakarsan dünyanın en borçlu ülkesi Amerika... Ama Amerika'ya bir zararı var mı? Yok. Niye? Milli geliri, gayri safi yurtiçi hasılası yüksek de onun için. Orana bakacaksın. Orana baktığın zaman baktığın zaman kıl, tüy... Biz göreve geldiğimizde Türkiye'nin milli geliri neydi, ona bakacağız. Ondan sonra bugüne bakacağız. Nereden nereye geldik.'' 


   
-''KİMSE BU MAKAMLARDA KALICI DEĞİL''- 

Erdoğan, milletin herkesi layık olduğu yere getirdiğini, eğer getirmezse sandığa gömdüğünü ifade ederek, şunları kaydetti: ''Bundan önce gömdükleri gibi. Kimse buralarda, bu makamlarda kalıcı değil. Ben de kalıcı değilim. Gün ola, biz de buradaki görevimizi milletimizin talimatıyla bitireceğiz. Belki artık 'yetti, git' diyecekler. 'Yüzünü görmekten bıktık' diyecekler. Olabilir, diyebilirler... Kimse buraya çivi çakmıyor. Böyle bir hakkımız yok. Bu demokrasinin güzelliği. Yeter ki bu rekabet içerisinde olanlar ortada olsun. Çıksınlar ortaya ve hakikaten desinler ki, 'biz bu yarışta varız'. Bu yarışta olanlara, 'siz niçin bu yarışa girdiğiniz' biz demeyiz. Bu ülkede kim taş üstüne taş koyarsa başımızın, gözümüzün üstünde yeri vardır. bu anlayışımızı da burada, özellikle vurguluyorum. Yeter ki olumlu olan tekliflerle bize yardımcı olunsun. Biz onları alalım, değerlendirelim.'' 
   
-''CİDDİ ADIM ATTIK''-

Türkiye enerjisinin yüzde 52'sinin doğalgaz, termik santrallerinden karşılandığını belirten Erdoğan, ''yükselen petrol ve doğalgaz fiyatlarıyla birlikte elektrik fiyatının da çok ciddi manada arttığını'' söyledi.

Erdoğan, 5 yıldır elektriğe zam yapmadıklarını ifade ederek, ''Buna dayandık ama bu bizim cari açığımızı arttırıyor. Buna sürekli olarak dayanmak, tahammül etmek mümkün değil. Bunu da aşacağız. Burada bizim bir tedbir almamız gerekiyor. Hidroelektrik, termik, rüzgar enerjisi santrallerini arttıralım, nükleer enerjiden de istifade edelim ki, elektriği ucuza mal edelim, halkımızı da ucuz elektrik verelim'' dedi.

Erdoğan, bu konuda yeni bir adım attıklarını belirterek, ''Su akar Türk bakar diye bir söz var. Bizim de sularımız hep akmış gitmiş, biz de bakmışız. Ne bu suları evlere taşımızı, ne de bu sulardan enerji elde etmişiz. Onun için Türkiye genelinde, hidroelektrik santrallerinden küçük olanlarına yönelik bir çalışma başlattık. Dereler üzerinde bu ufak çaplı santral kurma kararı aldık. Bu kararlar bugünün değil, yıllar öncesinden beri konuşulur ama adım atılmazdı. Şimdi ise biz ciddi bir adım attık'' diye konuştu. 
   
-''ASIL ÇEVRECİ BENİM''-

Dünyanın çeşitli yerlerinden çevrecilerin olduğunu anlatan Erdoğan, ''Bunlara 'ne yaparsınız' dersin, inanın şöyle ele avuca gelecek bir şey yok. Sadece onların boş vakitlerini değerlendirmek için yaptıkları iş bu...'' dedi. 
  Başbakan Erdoğan, ''yarın, gazetelerin bunu 'çevrecilere karşı çıktı' diye yazacağını'' ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:''Ben çevrecinin daniskasıyım. Asıl çevreci benim. Belediye başkanlığımdan beri çevrecilik konusunda neler yaptığımızı özellikle İstanbul'da yaşayanlar çok iyi bilir. Nasıl ağaçlar diktim İstanbul'a, İstanbul nasıl ağaçlandı bunu orada yaşayanlar çok iyi bilir. Biz İstanbul susuzdu, 180 kilometreden su getirdik. Çevreciler o zaman da karşımıza dikildi. Ne dediler, 'bunlar ağaçları söküyorlar' dediler. İnsanoğluna su götürüyoruz kardeşim. Bir şeyler sökülecek tabi. Dağları deldik, tüneller yaptık, bu tünellerden su getiriyoruz İstanbul'a. Kurumuş İstanbul... Millet evinin banyosunu, küvetini, bidonlarını su dolduruyor. Ama 800 bin fidan diktik Istranca'ya. Bu adımları attık, yapılanları görmüyorlar. Dürüst olacaksın, samimi olacaksın.

Medya her zaman bu 50-60 kişinin yanına yağılır, gösteri yaparlar. Yürüdüler, sanki millet yürüdü. Milletin falan yürüdüğü yok. Ondan sonra bizim hemşehrilerimizin bazılarını takarlar yanlarına, 'derelerimizi şöyle yaptınız, böyle yaptınız' derler. Hatalar vardır, doğrudur. Varsa düzeltiriz, bunlar giderilir ama yapılan işin doğru olup olmadığını önce bakacağız. Bu fikir temelde doğru mu değil mi, elektriğin olmadığı zaman kime 'yuh' olsun diyeceksin, hükümete.

Hükümet nereden elektriği bulacak, ya sudan, ya kömürden, ya petrol, doğalgazdan elektrik üretecek. Elektriğini kaynakları bunlar. Nükleer enerjiden konuşuyoruz. Gittiler Sinop'a gösteri yaptılar. Halbuki ilk nükleer santral Sinop'ta değil, Akkuyu da yapılacak. Adresi de yanlış almışlar.''

-''SONUNA KADAR DEVAM EDECEK''-

Terör konusuna da değinen Erdoğan, bu konuda bazı spekülasyonlar yapıldığını vurgulayarak, ''Sanki terörün bir tarihi var. Sanki, şu, şu işleri yaparsan, terör biter. Hayır, terörün sıfırlandığı dünyada hiçbir ülke yok. Hiç kimse kalkıp da şu sıfırlamıştır diyemez'' dedi.

Erdoğan, zaman zaman muhalefet çıkıp ''iktidar ne yaptı'' diye sorduğunu dile getirerek. şöyle konuştu:''İktidar ne yapmadı ki... Her şeyi yapıyoruz. Yapmamız gereken ne varsa yapıyoruz. Bu işi en iyi bilen kimdir, güvenlik güçleridir. Hep kendilerine şunu söylüyorum; 'bir isteğiniz var mı, bizden ne istiyorsunuz, ne isteğiniz varsa söyleyin biz bunu size vermeye hazırız.' Aklınıza ne gelirse... Ama terör bir adi suç değil, ne zaman kimi, nasıl vuracağı belli olmuyor. Onun için maalesef zaman zaman şehitlerimiz geliyor. Ciğerparemiz bunlar. Ama terör denilen bu bela ile mücadelemiz sürecekse, maalesef bunun bu yönü de var. Temenni ederim ki, inşallah bunun kökünü kazıyalım. Ama bunu şu zamanda sıfırlayacağız dersek sizlere yalan söylemiş oluruz. Bunu da çok açık, samimi olarak söylüyorum. Ama bu mücadele kararlılıkla, sonuna kadar devam edecek.''

Editör: HABER MERKEZİ