Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hiç bir zaman gerilimin tarafı olmadıklarını, aklıselimden ayrılmadıklarını savunarak, “Birliğinizi, beraberliğinizi, dirliğinizi bozmaya gayret edenler var, aranızda fitne fesat karıştırmak isteyenler var. Aranızda ne yazık ki siyasetin içinde olup veya dışından katkı sağlayan darbe çığırtkanları var. Bu ülke bunların hiçbirinden şimdiye kadar bir şey kazanmadı. Bu tür oyunlarda kaybeden Tayyip Erdoğan olmaz o çığırtkanlar olur. Eğer Türkiye’yi düşündüklerini söylüyorlarsa, sorumlu davransınlar. Bundan başka bir yol yok” dedi.

Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği'nin (ASKON) 5. Olağan Genel Kurulu toplantısında konuşan Erdoğan, kadınların 3 çocuk doğurmaları konusundaki önerisini yineledi.

-“SİZ NİYE TİNERCİ OLMADINIZ”-

Türkiye'nin nüfusu artan bir ülke olduğunu belirten Erdoğan, “Geçenlerde söyledim, yine söylüyorum: En az Türkiye'de Türk ailesinin 3 yavruya sahip olması lazım, nüfusun 5 olması lazım. Bunun üzerinden birçok spekülasyonlar yapılıyor. Ekonomistlere de sesleniyorum; hesaplarınızı iyi yapın. Eğer Türkiye'yi seviyorsanız, bu milleti seviyorsanız. 3 tane çocuğu olursa bir ailenin, bu ülkenin nüfusunu diri tutarsınız, genç tutarsınız. Aksi taktirde batının şu anda ağladığı gibi yarın biz de ağlamaya başlarız. Sene 2037, Türkiye ağlamaya başlar” diye konuştu.

“Efendim imkansızlıklar, işte çok çocuk olursa tinerci olur...” söylemlerini de eleştiren Erdoğan, “Bunu diyen siyasiler, cumhurbaşkanları var, bu ülkede. Onlara diyorum ki, siz niye tinerci olmadınız? Yoksa sizlerde mi yolsuzluklara bulaştınız? Ve... Bu konu, bana göre çok hassas bir konudur. Dolaştığım batı ülkelerinde her yerde aynı sıkıntı var. Almanya üste para veriyor. Teşvik ediyor, ama doğurmuyorlar. Çünkü alışkanlıklar var, bu alışkanlıklardan kolay kolay vazgeçilmiyor ama ben ülkemi milletimi seviyorum ve nüfusumuzun artmasından yanayım. Kim ne derse desin...” dedi.

-“TEDBİRLERİ ALIYORUZ, BİZİM SIKINTIMIZ YOK”-

Türkiye ekonomisine değindiği konuşmasında, devletin özel sektörün borcuyla yakından uzaktan hiçbir alakası olmadığını belirten Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin artık ürettiğini ve büyüdüğünü söyledi. Erdoğan, pazartesi günü, Türkiye’nin 650 milyar dolarlık milli geliri ulaştığının açıklanacağını ve bununla AB’nin yakalanacağını belirterek, “Rakamlar, artık milli gelir olarak değil, GSYH olarak tespit edilecek. 2007 tahminimiz 9 bin dolar civarında. Milli gelirinin yüzde 61.5 borç, 2006’da 34.2… AB tanımlı borç stokumuz çok düşük noktaya gelecek” dedi. Erdoğan, IMF güdümüne girilmesinin sıkıntı yaratabileceğini ancak IMF ile olan ilişkilerin ülkenin çıkarları açısından iyi değerlendirildiğinde avantaja da dönüştürülebileceğini söyledi. IMF’nin dünyada akredite bir kuruluş olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “Ülkenize yapılacak yatırımlarınızda, bunun avantajlarını yaşarsınız. IMF’ye şimdi 7 milyar dolar borcumuz var. Merkez Bankası’nın şimdi 71 milyar dolar rezervi var. Türkiye ayakları yere basıyorsa bundan basıyor. Tedbirlerimizi alıyoruz, bizim sıkıntımız yok, özel sektörle irtibatlarımıza devam ediyoruz” diye konuştu.

Erdoğan, mevcut faiz oranını benimsemiş bir iktidar olmadıklarını kaydederek, 5.5 yıl önce devletin borçlanma faizlerinin yüzde 63.4'ten, şu anda yüzde 17'ye geldiğini ifade etti ve “Biz yüzde 17'yi benimseyen bir iktidar değiliz. Şartları yine zorluyoruz. Zorlamaya devam edeceğiz. Yıllar boyunca ülkemizde o yüksek, belirsiz faizleri yaşadık. İnşallah şu andakinden daha da düşecek” dedi.

-“MANZARAYI BOZMAYA KİMSENİN HAKKI YOK”-

Gelişmiş ülkelerin içinde işsizlik sorunu olmayan bir tane ülke bulunmadığını savunan Erdoğan, “Başta ABD olmak üzere... Gösteremezsiniz. Bizim dönemimizde işsizlik artmamıştır en azından, işsizlik oranı korunmuştur. Geçen yılsonu itibarı ile yaklaşık 2.5 milyon işsizimiz ülkemizde iş sahibi olmuştur. Bu gerçekleri görmemiz lazım' diyerek, kendilerine yöneltilen eleştirileri yanıtladı. Erdoğan, şöyle konuştu: “Şimdi bu manzarayı bozmaya kimin ne hakkı olabilir. Türkiye’nin istikrarına, demokratik yapısına gölge düşürmeye kimin hakkı olabilir. Özgürlükleri kısıtlamaya bu dünyada kimsenin hakkı olamaz. Herkes kendi özgürlük alanında rahat edebilmelidir, bir başkasının özgürlük alanına müdahale etmeme kaydıyla… Üretimde, düşüncede özgürlük, din ve vicdan özgürlüğü, örgütlenmede özgürlük, bütün bunları özgürlük alanları olarak devam ettirmeliyiz.”

-“BUNUNLA(TÜRBAN) BİR TALEBİN ARZI YAPILMIŞTIR”-

Erdoğan, bazen kendilerine “niye bu önceydi, bu sonra” diye sorular yöneltildiğini ifade ederek, türban tartışmalarını kastederek, “Bizim böyle derdimiz olmaz. Özgürlükler zaten bir bütündür. Bunu kimse saptırmasın. Böyle bir hiyerarşi bir tasarrufa tabi tutulmamıştır. Sadece bir talebin arzı yapılmıştır. Atılan adım budur. Bu da parlamento içindeki bir kurumsal mutabakatla yapılmıştır. Türkiye’de toplumsal mutabakat var, kurumsal mutabakat yok. Bununla üretimi, ihracatı, yatırımı kimsenin gölgeleme gayreti içine girmesini arzu etmeyiz. Kimsenin istihdama zarar vermesini istemeyiz” diye konuştu.

Editör: HABER MERKEZİ