Rüyaların dilini çözmesini bilirsek, onlar bize ışık tutar, bizi bize tanıtır ve yol gösterebilirler diye inananlardanım…

Bu girişten sonra geçen gün gördüğüm bir rüyamı sizlerle paylaşmak ve o rüyanın bize gösterdiği yol üzerine bir iki değerlendirme yapmak isterim…

Arkadaşlarımla öğlen arası yemeğe çıkmış ve geri dönmüştüm.  İş yerimize yaklaşınca iş yerinin önünde bayağı bir kalabalığın toplanmış olduğunu gördüm. Olağan dişi bir şeyin olduğunu anladık arkadaşlarla…

Benim çalıştığım iş yeri gerçek hayatta 7. katta bulunmasına rağmen burada giriş katıydı ve ben hemen kalabalığın ortasından geçerek içeriye girdim. İçerde balkona doğru açılan bir kapı ve o kapının önünde bir arkadaşım yağmur sularının ıslattığı odunları kaldırmaya çalışıyordu. Ona müdahale ettim; ızgara şeklinde odunları üst üste koyarsa odunların daha fazla ıslanmanın önüne geçebileceğini söyledim…

Sonra kulağına eğilerek; kim gelecek bu ne telaş ve kalabalık diye sordum. O da bana; duymadın mı, Devlet Bahçeli ziyaret edecek dedi.

Daha bu cümleyi tamamlamadan arkama döndüm, Devlet Beyle yüz yüze geldik…

Elimi uzatarak; “Hoş geldiniz Sayın Genel Müdürüm(!)” diyerek tokalaşmak için elimi uzattım. Yüzüme dahi bakmadan yanındaki kalabalığa dönerek; “bu arkadaş bizim muhaliflerimizden” dedi!

Sanırım “Genel Başkanım” değil de “Genel Müdürüm” diye hitap etmeme çok içerlenmişti Devlet Bahçeli!

Bu cümleyi duyar duymaz hemen kalabalığı yararak iş yerinden ayrıldım ve dışarıya çıktım…

Niyetim, Devlet Bey’in orada bulunduğu süre zarfında rahatsızlık vermeyerek ziyaretini tamamlamasıydı.

Öyle de yaptım. Uzun bir süre yürüyerek geniş bir meydana geldim. Kalabalık bir insan topluluğu vardı. Bir banka oturdum sigaramı yaktım. Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Misafirin gittiğini düşünerek yeniden iş yerine döndüm…

İş yerinde ki manzara şuydu. İçerde ki kalabalık dışarıya çıkmış, en önde Devlet Bahçeli arkasında onu takıp eden küçük bir grup, bu grubun arkasında da dörderli sıra halinde askeri nizam için de yürüyen kızlı erkekli yüzleri asık bir grup genç!

Dikkati mi çeken ayrıntı şuydu; Devlet Bey ve yanındakiler “siyah/ beyaz” olarak görünüyorlardı ama yürüyüş yapan gençler renkliydiler…Tabiri caizse ortam tam bir siyah beyaz film gibi geliyordu bana!

Ve aslında Devlet Bahçeli ve yanındakilerin dışında hemen hemen herkes renkli görünüyorlardı. Bu durumu çok garipsedim. Biraz daha kendilerine yaklaşmak istediğim de yanındaki korumaları kollarımdan tutarak beni oradan uzaklaştırdılar!

Tekrar iş yerine yöneldim ve içeri girdim. Birde ne göreyim. İş yerinde ki tüm arkadaşlarım ben içeri girer girmez alkışa başladılar! Çok sevindim ve şaşırdım bu duruma. Hayırdır neden böyle bir şeye gerek duydunuz diye sordum. Onlarda bana, “Genel Müdürün son kez burayı ziyaret ettiğini ve artık senden dolayı bir daha buraya gelmeyeceğini” söylediler!

Bu rüyayı gördükten sonra telaşla uyanmışım…

Rüyanın etkisiyle kendimi mutfağa attım. Bir bardak su içtim, bir dilim peynir attım ağzıma. Mutfak kapısını açtım bir sigara yaktım. Tam o sırada saat 7;45 civarıydı ki, Camiden “sala” okunmaya başlandı.

Kendi kendime “hayırdır” inşallah diyerek gördüğüm bu rüyamı orda sizinle paylaşmaya karar verdim!

Rüyaların; şuuraltımıza giden bir yol olduğu ve iç dünyamızda ki derinliklerimizi de açığa çıkardığına inanırım ben!

Bugüne kadar görmüş olduğum rüyalardan edindiğim tecrübelerden yola çıkarak özelde de bu rüya ile ilgili kanaat’ımı sizlerle paylaşmak isterim…

Geleceğe yönelik işaretler içerdiğine inandığım ve hayra yorduğum bu “siyah/beyaz” rüyam; ülkemizin uzunca bir süredir yaşadığı zorlukların “güzele ve hayra” doğru yöneleceğinin habercisidir diye inanmaktayım!

Son bir söz de Sayın Devlet Bahçeli’nin şahsına; bugüne kadar dik duruşuna, memleketimiz birliği dirliği için gösterdiği her türlü çabaya destek verdim. Bütün bunları inandığım için yaptım, ama bugün maalesef düne dair ne varsa yerle bir ederek güce ram oldu! Kendi yol arkadaşlarını, dün kendisini yerle bir ederek olmadık hakaretlere maruz bırakanlara tercih etti!

Dedi ya, “Ülkücü hiçbir işi yarım bırakmaz!”

İşte ben de düne kadar şahsına karşı gösterdiğim güveni ve o güvenin bana dikta ettiği tüm övücü konuşma ve yazılarımı geri alıyorum!Ve biliyorum ki bundan sonraki süreç Devlet Bahçeli için “bir varmış bir yokmuş”süreci olacaktır! Çünkü Ülkücüler hiçbir işi yarım bırakmazlar!

Görüşmek üzere, Allah’a emanet olun…