Seçimlerin rakamsal sonuçları kadar, sandıkta seçmenin verdiği mesajı iyi okuyabilmekte çok önemlidir. Maalesef ülkemizde, bu konuda gerekli sağlıklı analizler yapılamıyor. Hemen her seçim sonucunda,  başarısız olanlar;  bir bahane bulup onun arksında saklanarak, başarısızlıklarını örtmeye çalışıyorlar. Hâlbuki sandıkta milletimizin verdiği mesaj iyi okunabilse; hem kazanamayan partiler eksikliklerini görebilir, hem de kazanan iktidar partisi, halkın teamüllerini öğrenip ona göre bir yol haritası oluşturur kendisine.

         Hiç kuşkusuz bu seçimlerin en büyük galibi milletvekili sayısını azaltmasına rağmen oylarını % 50 ye çıkaran AK Parti’ dır.  Üstelik bu Parti, Türk siyasi tarihinde ilk defa 3. kez oylarını artırarak iktidara devam eden tek partidir. Bundan önce 1950, 54 ve 58 seçimlerini 3. Kez DP kazanmıştı, fakat 1958 deki son seçimde oy oranı azalmıştı.

         Oylarının artmasına rağmen vekil sayısının azalması, AK Parti’ nin bir kusuru olmadığı gibi, milletimizin de özellikle böyle bir mesaj verdiği yorumları da doğru değildir. Bu durum tamamen, seçim sisteminin ortaya çıkardığı bir sonuçtur. Yoksa bazılarının iddia ettiği gibi; Milletimiz sandıktan, Sayın Erdoğan’ a “ Oylarını artırıyoruz ama milletvekilini azaltıyorum ona göre” demiş değildir. Sorarım size, hangi seçmen partisine milletvekillerini azaltmak niyetiyle oy verir? Sanırım buna kargalar bile güler... Önemli olan Zaten oy oranıdır. Ve 3. Kez oylarını artırarak, her iki kişiden birinin oyunu alarak, İktidarını devam ettiren AK Parti’ nın bu sandık kazanımı, bana göre büyük bir başarı ve siyası bir zaferdir.

         AK Parti, nin bu başarısının sebepleri bence şunlardır:

1 -  AK Parti kesintisiz ve sorunsuz bir şekilde ülkemize, büyük hizmetler vermiştir.  Yanı bu başarının altında yatan en büyük sebep kesinlikle yapılan hizmetler ve gün gibi aşikâr görülen başarılı yönetimdir. Zaten başarılı olmayan bir iktidara başka hangi sebepler olursa olsun, milletimiz yeniden % 50 lık bir destek vermez. Böyle bir şey, eşyanın tabiatına aykırıdır zaten.

2 -  Başbakanımız, R. Tayip Erdoğan’ in kendine has şahsı karizmasının oluşturduğu, insanlara verdiği; sevgi ve güven.  Kim ne derse desin Milletimizin en az yarısı, Sayın Erdoğan’ ı hem çok savıyor hem de ona çok güveniyor. Üstellik bu güven; bilgi ve beceri gibi liyakat hususunda olduğu gibi, ülke menfaatlerini koruma konusunda da en üst seviyede duyulmaktadır. Bu sebeplerdendir ki, AK Parti’ ye oy atan seçmenin çok büyük bir bölümü; pek tanımadıkları vekillerine değil, Liderleri Sayın Erdoğan’ a oy vermişleridir.

3 -  Başbakanımızın açıkladığı, “çılgın Projeleri” Türk milleti benimsedi. Bu ve benzeri büyük Projeleri,  Sayın Erdoğan Söylemişse, bir bildiği var, muhakkak yapılabilir ve yapılması da lazım diye düşündü, seçmenin yarısı.        

4- Muhalefetin abartarak seslendirdiği sorunları da giderebilse, ancak yine Sayın Erdoğan Liderliğindeki Ak parti iktidarı giderebilir diye düşündü halkımız. Yanı vatandaşlarımız,    mevcut sorunları muhalefetin dilendirmesine, istismar etmesine ve ürettikleri çözüm önerilerine fazla itibar etmedi.

5 - Türk milleti, AK parti’ sinin oluşturduğu siyası istikrarı, sevdi ve çok benimsedi. Bir ülkenin kalkınması, siyası ve ekonomik alandaki büyümesi ve küresel krizler karşısında dahi ayakta durabilmek için “Siyası İstikrarın” ne kadar önemli olduğunu görerek, yaşayarak öğrendi.

6 – Bu seçimlerin en önemli mesajlarından biri de: Türk milleti artık sağda da solda da Küçük patı görmek istemiyor. Solda CHP nin yanındaki DSP, büyük reklam kampanyalarına rağmen ancak % 0.3 oy alabildi. Sağda ise: SP % 1.3, Has Parti 0.8, BBP 0.8, DP 0.7 ve MP 0.2 oranında, ancak bu kadar oy alabildiler. Bu oranların toplamı  % 3.8 ile  % 4 un altına bir rakam. Bana göre Sağ yelpazede, milletimiz çok önemli bir mesaj vermiştir.  Yukarıda saydığımız bu küçük 5 sağ partiye demiştir ki. “R. Tayip Erdoğan gibi bir ağabey lideriniz varken, neden ona destek olacağınıza, Siyasi menfaatçilik yaparak ona köstek oluyorsunuz? Siz böyle enaniyetçilik yaparsanız; bende gözün yaşına bakmam sizi sandığa gömerim”. Bana göre aziz milletimizin bu yüksek mesajını ancak BBP’ si lideri Sayın Topçu Okuyabilmiş ve istifa ederek gerekeni yapmıştır. Diğerleri, şuana kadar gördüğüm kadarıyla, hala aynı tas aynı hamam misali… Devam etmektedirler.

         Bu güne kadar siyası yelpazede genellikle, soldaki seçmen kendi yelpazesi içinde ki biriliği sağlardı ve bu konuda sağ seçmenden daha duyarlıydı. İlk defa bu seçim sonuçlarıyla görüldü ki artık; Sağ seçmende kendi siyası yelpazesi içinde, “sağda birliği sağlamak” hususunda oldukça bilinçlenmiştir. Ben bu bilinci çok önemsiyorum. Bu bilinç ayrıca bundan sonraki Türk siyası hayatında,  istikrar denilen o sihirli sözcüğü daha da güçlendirecektir. Zira bu güne kadar görülmüştür ki sandıktan çıkan bölünmüş sağ oylar, Ülkemiz siyasetine de istikrarsızlık getirmiştir.

7-  Milletimiz artık boş vaatlere, işkembeyi kubradan atılan bunca yalan ve yanlış vaatlere, basit ve ilkel kandırmacılara; hiç itibar etmediğini, bu seçimde açıkça ve çok barız bir şekilde göstermiştir. Eğer yalan ve yanlış vaatlere halkımız, inanmış ve itibar etmiş olsaydı; CHP nın alacağı oy oranı en az % 55, MHP’  nın ki ise en az % 20 olurdu.  

8- MHP’ nin iddia edildiğinin aksine kaset skandalından pek etkilenmediği görülmektedir. Oylarının önceki seçimden biraz azalmasının sebebi bence, Bu seçimlerde şehit cenazelerinin pek olmamasından kaynaklanmaktadır.

9-  Bu seçimlerde milletimiz, AK Parti’ ye, başta Ergenekon olmak üzere bütün çetelelerle ve cuntalarla yaptığı haklı mücadelesine destek verdi. Bu konuda da yola devam et biz arkandayız demek istedi. Bence bu bile çok önemli bir mesajdır.

10- Bana göre Cumhuriyet tarihinde ilk defa Türkiye, dünya siyasetine bu denli ağırlığını koymuştur.  Aktif ve müdahil bir dış politika izlendi. Özellikle Klasik bir deyimle “Ortadoğu, Balkanlar ve Kafkaslar” benim arka bahçem, benim hinterlandımdır! Bu bölgede bensiz Kimse hiçbir şey yapamaz izlenimini her fırsatta en yüksek sesle dost düşman herkese verdi. İşte bu Aktif onurlu dış politika; milletimizi haklı olarak, sevindirdi, gururlandırdı. Halkımız % 50 lik destekle bu konuda da yanındayım… Yürü yiğidim demiştir, Arap sokarlının çilekeş halklarının da umut vaat eden lideri Sayın R. Tayip ERDOĞAN’ a

         Neticede Halkımız, Aziz büyük Türk milleti, Bu seçimlerde:

         Tayip ERDOĞAN liderliğindeki AK Parti’ ye haklı yolunda, devam dedi. Yaptıklarını tasdik ettiğini, yapacaklarını da yaptıklarının teminatı olarak muhakkak hayata geçireceğine indiğini söyledi. Milletimiz, Sayın ERDOĞAN’ a “seni seviyoruz, sana güveniyoruz, arkandayız ve seni en az bir dönem daha başımızda görmek istiyoruz, YOLA DEVAM” dedi.

         Milletimiz sandıkta; CHP ve MHP’ ye iktidar yolunda vize vermedi, meydanlarda ve reklamlarda salladıkları içi boş vaatlere inanmadı. Hatta ikiniz birlikte bile benim gözümde bir ak parti etmesiniz (CHP % 26, MHP % 13 = % 39) dedi. Özellikle Sayın Kılıçdaroğlu’ na; “gerçekten bir şeyler yapmak istiyorsan, önce bu hurda yığını eski arabayı tamamen değiştir, sadece kaporta boyasını değiştirerek beni kandırmaya çalışma”. CHP adındaki bu 40 model arabayla ancak bu kadar olur mesajın ı verdi.  Milletimiz yeni olduğunu iddia eden CHP ye; “Ayrıca bana karşı ciddi ve inandırıcı ol, bir daha palavra sıkarak karşıma çıkma” dedi.

         Seçimlerden sonra Sayın Erdoğan’ in yapmış olduğu meşhur,  klasik balkon konuşması da bana göre çok olumluydu. “Gün helalleşme günüdür” diyerek hem siyası tansiyonu düşürmeye hem de seçimlerde oldukça yıpranan kardeşlik duygularımızı onarmaya çalıştı.

Bu başarının bölge ülkelerdeki şehir merkezlerinin de başarası olduğunu, o şehirlerin isimlerini de tek tek sayarak bildirmesi de çok anlamlıydı. Artık bundan sonra oralarda hep olacağız ve “bize (Türkiye’ ye) ümidini bağlayan bölge halkları, merak etmeyin hep yanınızdayız mesajını vermiştir.  Bu mesaj bile başlı başına benim için çok önemli ve çok anlamlıydı. O kadar duygulandım ki tüylerim diken diken oldu. Bir Osmanlı torunu, Müslüman Türk evladı olarak oldukça gururlandım, şeref duydum…