İstanbul Eczacı Odası (İEO) Başkanı Ecz. Semih Güngör ' Muayene ücretlerinin tahsilatının eczacıya bırakılmasıyla, bu ücreti ödeyemeyecek olan vatandaşların hastane kapısından değil, eczacıyla tartışarak eczane kapısından dönmesi isteniyor. Hasta 5 YTL’lik ilaca ulaşmak için 10 YTL muayene ücreti ödemek zorunda bırakılıyor. Eczacı SGK’nın Tahsilat Memuru olamaz” dedi. 

Güngör, oda merkezinde düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “2008 Yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği, hem sağlık uygulamaları hem de reçete hizmetleri konusunda hastalara ve meslektaşlarımıza çok önemli sorunlar yaşatan uygulamalar içermektedir. 

Halk ile eczacı karşı karşıya getiriliyor. Eczacı örgütlerini devreden çıkarmak isteyen SGK, eczacılarla tek tek sözleşme yapmak istediğinin sinyalini veriyor. Faktör ve Kan ürünlerinin eczacı odaları denetimi ve sorumluluğunda hastalara ulaştırılmasının önüne geçilmeye çalışılıyor. 

Uygulamanın ilk günü nöbetçi eczanelerimiz, özellikle SGK provizyon sisteminde yaşanan aksaklıklar ve özel hastanelerin muayene ücretlerinin artmış olması nedeniyle vatandaşlarımızla karşı karşıya kalmışlardır. 

Söz konusu tebliğ ile muayene ücretleri; İkinci basamak resmi sağlık kurumlarında 3 YTL,Eğitim ve araştırma hastanelerinde 4 YTL, Üniversite hastanelerinde 6 YTL,Özel sağlık kurum ve kuruluşlarında 10 YTL olarak belirlenmiştir. 

Muayene ücreti adı altında alınan katkı payı hastaların cebinden karşılayacakları bir ücrettir. 

Hükümet muayene ücretini ödeyemeyecek olan vatandaş hastane kapısından geri döndüğünde bunun sorumlusu olarak görünmek istememektedir. Muayene ücretlerinin tahsilatının eczacıya bırakılmasıyla, bu ücreti ödeyemeyecek olan vatandaşların hastane kapısından değil, eczacıyla tartışarak eczane kapısından dönmesi sağlanmıştır. 

Diyelim özel hastaneye giden SGK mensubu bir çalışan muayene oldu ve doktorunun yazdığı reçetedeki 5 YTL’lik ilacı almak için eczaneye gitti. Eczacı provizyon sistemine reçeteyi girdiğinde muayene ücreti olarak 10 YTL ve ilaç katılım payı olarak ise 1 YTL yani toplam 11 YTL’yi (daha sonra SGK tarafından kendisinden kesilmek üzere) hastadan tahsil etmek zorundadır. Hasta ilacına ulaşmak için muayene ücreti ve katılım payı ödemeyip ilacın parasını cebinden ödeyerek almak istediğinde ise, sorunu çözülmemekte, sadece ertelenmektedir. 

Çünkü yeniden bir sağlık sorunuyla hastaneye başvurduğunda bu kez parasını cebinden ödeyemeyeceği bir reçeteyi SGK ile anlaşmalı eczaneden almak istediğinde daha önceden ödemediği tüm muayene ücretlerini ödemek zorunda kalacaktır. Yani vatandaşın, ödemediği her bir muayene ücreti ileride yaşayacağı sağlık sorunlarının herhangi birinde ve bu kez almak zorunda kalacağı ilaçlarla birlikte yine eczaneler aracılığıyla kendisinden topluca tahsil edilecektir. 

Faktör ve kan ürünü ilaçları yıllardan beri eczacı odaları aracılığıyla hastalara ulaştırılmaktadır. Bu uygulama ile yüksek meblağlı faktör ve kan ürünü ilaçlarında uzun yıllar engellenemeyen haksız kazancın ve kamunun zarara uğratılmasına neden olan suistimallerin önüne geçilmiştir. Hemofili ilaçlarının eczacı odalarının denetiminde dağıtılmaya başlanmasının ardından, gözüken hasta sayısında yüzde 40 oranında azalma gerçekleşmiş, örneğin Hatay’da bu ilaçları kullanıyor gösterilen 17 hastanın aslında var olmadığı ortaya çıkmıştır. 

2007 Sağlık Uygulama Tebliği’nin faktör ve diğer kan ürünleri ile ilgili 17/I maddesinde yer alan “Faktör ve diğer kan ürünlerinin reçeteleri Türk Eczacıları Birliği’nce oluşturulacak usule göre eczanelerden dönüşümlü olarak verilecek bu reçetelerin ödenebilmesi için Türk Eczacıları Birliği bölge eczacı odasının onayı aranacaktır” hükmü, ne yazık ki 2008 Sağlık Uygulama Tebliği’nde tamamen ortadan kaldırılmıştır. Uygulanmasına kesinlikle karşı çıktığımız “Günübirlik tedavi” kapsamına alınan bu ilaçların Eczacı Odalarının denetim ve sorumluluğundan çıkarılma süreci başlamıştır. 

Bilindiği üzere Eczacı Odalarının büyük emekler vererek kurduğu yatan hasta reçetelerinin eczaneler arasında eşit ve sıralı dağıtımı sistemi, geçen yıl çıkartılan Sağlık Uygulama Tebliği ile yok edilerek bu ilaçların hastaneler tarafından karşılanması zorunluluğu getirilmişti. Ancak aradan bir yıl bile geçmeden hastanelerin bu ilaçları karşılaması pratikte mümkün olmayınca yatan hasta ilaçları 2008 yılı Sağlık Uygulama Tebliği ile yeniden simsarların eline teslim edilmiş oldu. Aynı durum faktör ve kan ürünlerinde de yaşanacak, hastalar yeniden simsarların eline terk edilerek kamu kaynaklarının suistimalinin önü açılacaktır.'


Editör: HABER MERKEZİ