Bugün Covıtli olmamın 10. Günü. Öksürüğüm var ama olsun. İyiyim. Negatifi de gördüm. İnşallah yarın göreve başlayacağım. İyi kolladık kendimizi ama olmadı. Görevimiz gereği virüslü hastaları müayene ediyoruz. Kimini biliyoruz, onlardan kendimizi koruyabiliyoruz. Bilmediklerimiz ya da kendilerini bilmeyenler bulaştırıyorlar. Hem yakınlarına hem de bizlere. Taşıyıcı dediklerimiz işte. Ama bu biz sağlıkçıların savaşı. Doktor olarak, yardımcı sağlık personelleri olarak en önde olmak zorundayız. Çekinmeden, korkmadan ama önlemimizi alarak. Çünkü bu bizim şehadete ulaşma yolumuz. Biz asker değiliz ki cephede savaşalım.

Bizim savaşımız da işte bu şekilde. Yarın yine cepheye koşacağım. Çekinmeden, bıkmadan, korkmadan ama yine önlemimizi alarak. Çünkü "Uzun Covıt" var. Geçti gibi görünen ama insanın bir yerlerinde saklı kalan, belki savunma sistemimizin zayıflamasıyla, belki güçsüz olduğumuz zamanlarımızda, belki depresyona girerek hayattan elimizi ayağımızı çektiğimiz zamanlarımızda tekrar hortlamasın diye. Onun için Covıt geçirmişte olsak yine dikkat edeceğiz. Hatta daha çok dikkat edeceğiz. Taşıyıcı olmayalım diye.

Hastalığım süresince ikramlar gönderildi. Dualar edildi. Önemli biriymişim gibi davranıldı hep.

Bütün herkes bir umut oldu, bir umut verdi.

Benim doktorum oldular mesajlarıyla, konuşmalarıyla ve dualarıyla. Herkes o kadar önemli ve o kadar değerli ve o kadar güzel ki. Herkes. Ama herkes.

Binlerce kişi aradı, mesaj attı.  Bir babam aramadı. Biliyorum sağ olsaydı en çok o arardı. En çok o gizli gizli göz yaşı dökerdi. Annem her gün aradı. Korkarak aradı belki sesi kötüdür diye. Öksürüğümü duydukça üzüldü. Anne işte. Biz onların canıyız. Parçasıyız.

Hepsini çok seviyorum. Herkesi çok seviyorum. Ve herkesi çok seveceğim her zaman. Her daim iyi olun. İyi kalın. Sağlıcakla kalın inşallah. Allaha emanet olun.

Editör: HABER MERKEZİ