Müzik dünyasında Rize İkizdere den bir yıldız daha

Altay Tarkan Tevetoğlu derken ALtay Biberoğlu karşımıza çıktı.

Tüm sıcaklığı, delikanlılığı ve muhteşem kendine özgü yorumuyla. Bakalım  ne yıldızlar daha çıkartacak ikizdere vadisi... Müzik dünyasında özel bir yeri özel bir dinleyici kitlesi oln Sanatçı Altay’ın müziğini herkes biliyor.Biz bilinmeyen yönlerine bir yolculuk yapalım dedik. 

Rizelisiniz, Rize’ de mi doğup büyüdünüz?

Rize de doğdum. 60 günlükken de İstanbul’a geldim. İkizdere’den Biberoğlu sülalesindenim. . Akrabalarım Rize’de.  Hemen her yaz memlekete gittim.   Rize’ye gittiğimde kendimi çok iyi hissediyorum. Çünkü her yeri birbirinden güzel. Ben eşimle ilk tanıştığımızda Rize’ye yaptığımız seyahatte bizim eve gitmeden yolda uyardım onu.   dedim ki bağırma çağırma duyarsan sakın içerde kavga var zannetme bizim konuşma tarzımız bu. Bizi dışardan dinleyen tanımıyorsa kesin kavga ediyor zanneder. Bizim horonlarda atma türkü atılır. Atma türküde kavgalı olanlar birbirleriyle atışır. Horon biter kavgada biter. Biz böyle bir milletiz işte. 

Rize’de ki unutulmaz anım; çocukluğumda annem ve abimlerle gezerdim. Abim 17 yaşında rahmetli oldu. Annem otları keserken bizde abimle ağaca tırmanırdık. Sonra ben ağaçtan düştüm. Ağaçtan düştüğüm için annemden dayak yedim. O zaman sanırım 7-8 yaşlarındaydım.  Niye ağaca çıktım diye değil niye düştüm diye dayak yedim. 

Müziğe 6-7 yaşlarında bağlama çalarak başladım. Müziğe başlamamdaki etken abimdir. Abim bağlama üstadı Yavuz Top hocadan ders alıyordu. Bende müziğe abimle beraber başladım. Ortaokul, lisede müzik kolundaydım yarışmalara katılırdık. Liseli yıllarda müzik benim için ağır basmaya başladı. Hem okuyordum, hem işportacılık yapıyordum, hem de gitar çalıyordum. Liseden sonra üniversite sınavlarına girdim. Tercihimde İTÜ gemi ve makine mühendisliği yazdım. İlk sene kazanamadım. İkinci sene yazdım. Kazandım. Fakat Karadenizli olduğumuz için kitapçığı tam olarak okumadım meğer aynı bölümü iki kere üst üste yazamıyormuşsun.

Bu sefer matematik puanım çok yüksek olduğu için KTÜ matematik bölümünü yazdım. Of da halam yaşıyordu. Hem orada kalırım hem okurum diye düşündüm. Sonra orada bir sene okudum ama gönlümde hep konservatuar yatıyordu. Babam da konservatuar okumamı istemiyordu. Ailemizden biri üniversite mezunu olsun diyordu. Fakat ben ailemin haberi olmadan konservatuar sınavlarına girdim ve birincilikle kazandım. Daha sonra babama söyledim.

Babam benimle 8 ay konuşmadı. Ama bugün ki aklım olsa gene müziği seçerdim. Ben bana yakın gelen bütün melodileri dinlerim. Sadece şu müzik tarzı dinlerim diyenlere inanmıyorum. Örneğin Türkiye’de herkes İbrahim Tatlıses dinliyordur.  Çünkü özel bir ses. Ben bağlama çalarak müziğe başladım, daha sonra gitarla devam ettim konservatuarda da opera okudum. Müzik, melodilerin sana verdiği yaşattığı duygulardır. Bundan dolayı her türlü müzik tarzını dinleyebilirsin. Benim albümlerim tüm müziklerin harmanlanmış halidir.

Bir albümümde Türkiye’de ki yörelerden türkülere yer verdim. Albümlerinde genellikle bütün sesleri barındıran çoksesli müziğe yer vermeye çalışıyorum. Bu ticari açıdan kötü ama müzisyen olarak müzik anlamında beni doyuruyor.  Müzisyen olmasaydım pilot olurdum. Pilot olma hayalim vardı .Fakat çocukluğumdan beri hep müzikle iç içeydim. İyi müzik yapmak adına müzikle ilgilenmeye başladım. Sonra hayat beni buralara getirdi.

Karadenizli bir sanatçı olarak, Karadeniz türkülerinin/şarkılarının bulunduğu albüm yapmayı düşünür müsünüz?  Anadolu’dan dünyaya diye bir albüm yaptık. Orada iki tane Karadeniz parçasına yer verdim birisi “Koçari” diğeri de “Tabancamın sapını”. Hülya Polat’dan izin alarak Koçari’nin sözlerini değiştirip yeniden yazdım. Erkan Özarman bizim şarkımızın Fransa’da bir albümün içinde yer almasını sağladı. Biz o türküyle etnik müziklere çok önem veren Fransa’da müzik piyasasında ilk 5 girdik. Tabancanın sapını şarkısını stüdyoda yorumlarken horon ekibi davet edip onların doğal seslerini alıp değişik bir soundla izleyicinin dinlemesini sağladık.

Türkülerin farklı bir şekilde de yorumlanabilir olduğunu göstermek istedik.  Müzik yaşantınıza 9 albüm sığdırdınız ve daha da devamı geleceğini ümit ediyorum. İnternet albüm satışlarınızı nasıl etkiledi? ( Müziğin dijitalleşmesi) Bugünlerde müziğin dijitalleşmesi olumlu yöne doğru gitmeye başladı. Yeni müzisyen arkadaşlar bizim yaşadığımız kötü dönemleri yaşamadı. Biz korsan dönemini yaşadık. Fakat şimdi internetten istersen legal yollardan cuzi bir bedel ödeyerek tek şarkı indirebiliyorsun, istersen albümü internetten yarı fiyata satın alabiliyorsun.  Eskiden albüm içinde yer alan birkaç  şarkı iyi oldu mu insanlar albümü satın alıyorlardı. Fakat şimdi tek tek internetten yasal olarak indirme olunca artık her şarkıya özen göstermek gerekiyor. Ben son albümümü hazırlamak için bir buçuk yılımı harcadım.

Bundan sonra albümden ziyade tek şarkılık single dönemleri başlayacak. İleride artık cd satın alınmayacak arabalarda internet yer alacak  ve müziği indirebileceksiniz. Bizim ülkemizde farklı kültürlerden oluşmuş farklı melodiler var. Bizim insanımızda bunun bilincinde. Yaptığınız müzik o yüzden ulaşması gereken yerlere ulaşıyor. Müziğin beşiği İngiltere olarak görülüyor. Bunun nedeni müzik türlerinden değil dillerin tüm dünya ülkelerinde evrensel olmasından dolayı kaynaklanıyor.  Müzik kariyeriniz boyunca kimlerden etkilendiniz? Bu soruyu sadece bir müzisyenden etkiledim gibi düşünmeyin bazen bir şiir etkiler sizi bazen bulunduğunuz bir ortam)  Beste yaparken bir müzisyen olarak hemen hemen her şeyden etkileniyorsunuz. Sahneye çıkmadan yarım saat, bir saat önce stresten dolayı agresif olurum.  Sahnede insanlarla iletişim yakalarsam o stres geçiyor. Bir sanatçı sahneye çıkarken herşeyi bir kenara bırakabilmeli.

Mesela    2000 yılında çok önemli bir konserim vardı İzmir’e gittim  fakat babam hastaydı. Ablam aradı. Baban rahatsızlandı gel diye  ben malesef konserlerime devam ettim. Sahnede herşeyden bağımsız olmak gerekiyor. Çünkü oradaki insanlara ruh halinizi yansıtma gibi bir ihtimaliniz yok. Ya da o sahneye hiç çıkmayacaksın.  Dinleyicilerinizle iletişim halinde olmak amacıyla sosyal medya kullanıyor musunuz? Bunu size getirdiği avantajlar ve dezavantajlar nelerdir?  Sosyal medya’yı kullanmaya başladım.

Sosyal medya sayesinde karşındaki insanlarla çok hızlı iletişim kuruyorsun bu bir avantaj fakat  sosyal medyaya karşı olmamakla birlikte sosyal medya ya bağımlı bir hale gelmeyi de anlamıyorum.  Albümünüzde kendi besteleriniz yer alıyor. Başka sanatçılara da beste yapıyor musunuz? Bu sanatçılar kimlerdir?  Şuanda çok yoğun çalıştığım için başka sanatçılara beste yapamıyorum.

Fakat çok sanatçılara beste yaptım. Örneğin en bilinen isimler: Alişan ,Ebru gündeş, Aslı hüner Müzik yaşantınız da gelecek planlarınız nelerdir?  İleride Aranjörlük yapabilirim. Ben “var ya” şarkısını 1992 yılında yaptım tam 23 yıldır o şarkı dinleniyor. “Kıskananlar çatlasın” bütün statlara marş olmuştur. Bu şarkıların 10 milyon tıklanması hiçbir şey ifade etmiyor. Önemli olan kalıcı olmaktır. Bende bu sektörde kalıcı olarak yer almak istiyorum.  Müzik yaparken her şeyden etkileniyorsun. Bir şeyi öğrenmen için etkilenmen gerekiyor. Örneğin doğduğun zaman annenden babandan etkilenip konuşmayı öğreniyorsun.

Ben sahnede, televizyon programlarında da hep insanlara mesaj vermeye çalışıyorum. İnsanlar hayatta öğrendikleri şeyleri başkalarıyla paylaşmaları lazım. İsteyen insan paylaştığınız şeyi alır, İsteyen almaz. Biz çocuklarımızı spora ya da sanata yöneltmemiz lazım. Çocukların bir araya gelip dinleti yapmaları lazım, beraber futbol oynamaları lazım.   Son olarak şunu söylemek istiyorum. Rize Vakfı’ndayız çok güzel bir ortamdayız. Ayrıca çok güzel de bir memleketimiz var. İnsanlarımız lütfen o güzel doğanın içine beton yığınlarını gömmesinler. Ben bunu derken kendi evimi doğaya uygun ahşaptan yaptım mesela. Tahta evlerin kültürünün devam etmesi lazım. O güzelim memleketimize sahip çıkmalıyız. Teşekkürler.   

http://rizevakfi.com/

Editör: HABER MERKEZİ