Muhsin Yazıcıoğlu, Habertürk’te yayınlanan Söz Sende'de Balçiçek Pamir'e konuk oldu. Alperen Ocakları ile partisinin ilişkisinden Dink cinayeti ile ilgili bakışına kadar pek çok merak edileni Balçiçek Pamir'e anlattı.

Hrant Dink cinayeti ile ilgili 1 yıldır fazla bir yol alınamadı. Niye sürekli diyorsunuz ki, 'BBP bu işin içine çekilmeye çalışılıyor'? 

Şimdi önce bir Muhsin Yazıcıoğlu var. Onu anlamaya çalışırsak daha doğru olacak. Lise yıllarında fikir hareketleri içinde bulunmuş bir ülkücü genç olara kavga dönemi içinde bulunmuş, 12 Eylül dönemini yaşamış, 5 yılını cezaevinde geçirmiş, 26 gününü işkencede geçirmiş ve bunların sonucunda da hiç ceza almadan dışarı çıkmış, siyasete atılmış, 3 dönem TBMM'de bulunmuş bir siyasetçi.

Şimdi bu çizdiğiniz portreye baktığınız zaman  'Ben de insanım' mı diyorsunuz? 

Elbette insanım. Ben bir kuşağı temsil ediyorum. Bir dönemin mağduru, bir dönemin mazlumu olduk.

Ama muhtemelen sizin hareketiniz de başkalarını mağdur etti.

Ben 'Sadece biz mağdur olduk' demiyorum ki, bir kuşak mağdur oldu. Devrimci ya da ülkücü farketmiyor. Bir mücadeleye girildi. Türkiye bir kavga döneminden geçmiştir. Bunun arka planını yıllarca tartıştık. Sonuçta gençlik bir kavgaya girdi. 'Niye kavga ediyoruz?' sorusunun cevap bulamadığı, feryatlarımızın karşılık bulamadığı bir dönem yaşadık. Sonra ihtilal oldu. Yıllarca hücrelerde ceza evlerinde kaldık. Biz en iyi şekilde kavgaların ne olduğunu, darbelerin ne olduğunu ve siyasal mücadelerde neyi çözüp neyi çözemediğini biliyoruz. Bütün bunların içinden geçtikten sonra diyoruz ki: Şiddet kullanarak varabileceğiniz bir hedef yoktur.

Sizinle görüştüğümüzde genelde 'Biz bu filmi daha önce gördük' dediniz. Gördük, hatta milliyetçi kimlikleriyle öne çıkan isimlerin kullanıldığını da gördük.

'Kullanıldı' kavaramını biraz ağır buluyorum. Çünkü o zaman o mücadelede samimi olarak yer alanlara haksızlık olacağını düşünüyorum. İstismar edildiğini söyleyebiliriz. Ben şunun altını çizmek istiyorum. Böyle bir dönemden geçmişiz ve bununla elde edinilen sonucun kendisine de ülkeye de faydası olmadığını düşünüyorum. Şimdi böyle der demez hemen bir kişi şunu diyebilir: 'Efendim, fayda-zarar muhasebesi yapıyor, demek ki ülkeye faydası olursa, buna evet diyor' Hayır, bizim demek istediğimiz şu: Bir ülke seven insan elbette ülkenin çıkarlarını kendi çıkarının üstünde tutacak. Ama cana kıyarak da hiçbir faydanın olmadığını da düşünüyorum. Böyle düşünen bir kişiyi siyaset alanında bir alan açmak istiyor kendisine. Ve 22 Temmuz seçimleri öncesine baktığımız zaman bir çıkış noktası yakalamıştır. Öyle bir anda biz bu cinayetle ilişkilendirilmeye çalışılarak önümüz kesilmeye çalışılmıştır. Bunu net olarak söylüyorum. Bugün de Türkiye'de yine birtakım operasyonlar yapılıyor, kapatma davası var, bu arada da BBP dingin, kendi içinde tutarlı, kaosun içinde zaman geçirmeden bir duruş sergiliyor.

Erhan Tuncel'le bir fotoğrafınız ortaya çıkmıştı...

Servis edilmiş bir fotoğraf.

Kim servis etti?

Bu cinayetle ilgili dosyalar açıldığında görüyoruz. Sağır sultan duymuş böyle bir cinayetin işleneceğini. Ama biz duymadık.

Trabzon'da özellikle duyulmuş.

Trabzon'da duyulmuş da devletin kurumları da duymuş. Yani vatandaş nereden bilecek. Ama devlet içindeki bazı şahıslar bunu duymuşlar. İddiaların ötesinde itiraflar da böyle. 'Trabzon'da Muhsin Başkan'ın programını yaptığı..' diye geçiyor. Bu bir gazetede açıkça itham olarak yazıldı. Bu basın ahlakına uygun değildir. Bir defa oradaki telefon konuşması benimle yapılmış bir konuşma değil. Emniyet içinde Erhan Tuncel'in ilişki kurduğu kişiyle yapılmış.

Telefon konuşmasında , 'Muhsin Başkan'ın uçağı 8'e çeyrek kala iniyor, partililerle yemekli toplantısı, partililerle görüşme, cuma namazı, sonra da sanayi de esnafla görüşme...'

Kime diyor?

Emniyetten birine..

Kim o? Muhbirlik yapan Erhan Tuncel'in varolduğu kişi. Çok gizli bir şey mi söylüyor? Hayır. Biz Türkiye'nin neresine gidersek, programımızı basına önceden fakslıyoruz. Benim programımı okuyor ve süreci takip edeceğini söylüyor. 'Görevimin başındayım' diyor yani.

Görev Emniyet'ten verilen bir görev?

Ben söylemiyorum, deliller böyle diyor. Ondan sonra bu fotoğraflar çekiliyor. Bu olay olduktan bir gece sonra bu fotoğraflar basına servis yapılıyor. BBP'nin program açıkladığı bir ortamda, yeni projeler üzerinde durduğumuz bir ortamda gündeme getiriliyoruz. Bunun açıkça bir ön kesme operasyonu olduğunu görüyorum.

Yasin Hayal'in 'En büyük başkan Muhsin Başkan..' dediği görüntüleri gördüğünüzde ne düşündünüz?

Hemen aklıma 'Bunlarla kim görüşüyor acaba?' dedim. Tutuklu değil mi, elbette birileri görüşüyordur. Kim ya da kimselerse şunu unutmasınlar ki, Muhsin Yazıcıoğlu provokasyonları boşa çıkarmış ve yılların badirelerini atlatmış ve hiçbir zaman şiddet yöntemiyle siyaset yapma kurallarını denemeyecek olan tezgahlanacak her türlü oyunu bozabilecek güce sahiptir.

Burada söylediklerinizi doğru kabul ediyorum ama şöyle de bir şeytanın avukatlığını yapayım. Belki de siz buna inanarak söylüyorsunuz ama sizin Büyük Birlik'iniz var. Herkesi de kontrol etmeniz mümkün mü? Kraldan çok kralcılar yok mu yani?

Bu her siyasi partide olabilecek şeylerdir. Siyasi partiler kamuya açıktır ve birisi üye olmak istediğinde adli sicil kaydını gösterdiğinde üye olur. Sonra Yargıtaya takip ediyor onları. Bizim dinamik bir gençliğimiz var. Tabii ki yılalrın o acı tecrübelerinden geçmiş bir hareketiz. Bunların bizim içimizde bir taşeron alanı olarak kullanılmak isteneceğini biliyoruz. Bununla ilgii tedbirler alıyoruz.

Yasin Hayal, Alperen Ocakları ile ne kadar bağlantılı olduğun hep konuşuldu, tartışıldı...Ama mesela Mc Donalds bombacısı olarak suçlu bulunan bir adamın Alperen Ocakları'na gidip gelmesi belki de engellenebilirdi diye düşünüyorum...

Bir şeyin mahkeme safahatı var. İlkesel olarak bir kişinin suçu sabit olana kadar suçsuz muamelesi görür. Bu kişinin bu olaydan sonra hareketleri, davranışları itibarıyla parti ilkelerine uygun davranmadığından ilişkisinin kesilmesi yönünde karar alınmıştır.

Evet ama sonrasında alınmış...

Netice itibarıyla bir karar alınmıştır.

Memurlar bile yargı aşamasında görevlerinden uzaklaştırılıyor.

Zaten görevli değildi. Görevi de olmayınca buna didkkat edilmemiş. Sonra bu olumsuz davranışları sürdürdüğü anlaşılınca parti organları bu kişi yasaklanmıştır.

Peki siz bu kişileri tanıyor musunuz? Biraraya geldiniz mi?

Hayır tanımıyorum. Ama biraraya gelmedim de... Şimdi buradan çıktığımda bir sürü fotoğraf çekilebilirim. Şimdi ısrarla söylüyor ki 'Ben Muhsin Başkanı takip edeceğim...' emniyetteki bağlı olduğu yere. Devlet içindeki insanlar komplo kurmaya kalkarsa...

Size mi komplo kurmuşlar?

Kurmuşlar. Devletin istihbarat birimleri yasa içinde kalmak kaydıyla herkesi takip edebilirler, beni de takip edebilirler. Hiçbir kaygım olmaz. Elbette güvenliğimiz için bu takibi yapacak. Ama yasadışına çıkarak, provokasyon amaçlı olarak bir siyasal hareketi bir yere çekmek maksadıyla bir organizasyon kurarak yaparsa buna devlet görevi denmez.

(Yayına telefonla katılan Dink ailesinin avukatı, Bahri Bayram Belen'in Yasin Hayal'in Muhsin Yazıcıoğlu ile ilgili sözlerini şaşırtıcı bulmadığını söylemesi üzerine) Niye şaşırtıcı değil?

Demek istediği belirli bir dönem içinde hareketin içinde bulunduğu için bu davayla bizim ismimizin beraber anılmasının pek şaşırtıcı olmadığını ifade ediyor. Ama neticede böyle bir ortamda, bu şartlar altında, böyle bir slogan atma ihtiyacı duymuş? Asıl şaşırtıcı olan bu.

Büyük Birlik Partisi ile Alperen Ocakları'nın ne bağı vardır?

Hukuken bir bağı yoktur. Alperen Ocakları BBP'nin resmi bir kuruluşu da değil. Fikri olarak sempati duyan bir gençlik hareketi, bir dergi.

Bir kulüp gibi bir şey mi?

O tarzda bir hareket. Dolayısıyla doğrudan doğruya BBP organizasyonu altında bulunan bir gençlik hareketi değil.

Peki sizin Alperen Ocakları'nın nasıl kurulduğuna ve neler yaptığına dair fikriniz var mı?

Var tabii.

Mesela Trabzon'da Alperen Ocakları nasıl kurulmuş biliyor musunuz?

Büyük ölçüde biliyorum. Tabii ki o gençlerin şiddetten uzak kalması, gençlerin şiddete yönlendirilmemesi ve daha çok Türk Milleti'nin değer yargılarıyla donanımlı olarak yetiştirilmeleri hususunda bizim de fikri katkılarımız oluyor. Bizim de onlar üzerinde etkilerimiz oluyor. Ama tek tek her ildeki, ilçedeki Alperen Ocağı'nı bizzat denetleyecek pozisyonda değilim. Ama benden etkilendikleri muhakkak ve biz onların daha milli, manevi değerlerle donanımlı olarak, demokratik değerlere bağlı olarak, hukuk kuralları içinde olmaları konusunda etkimi kullanıyorum.

Son 1 yıl içinde sürekli bilgi bombardımanı var. Yasin Hayal'in söyledikleri, Ogün Samast'ı getiren minibüsteki 'Ya sev ya terket' yazısı...

O bizim sloganımız değil.

Rahatsız oldunuz mu onu görünce?

Zaten bu sadece Muhsin Yazıcıoğlu'na yapılmış bir hareket değil. Türk milliyetçiliğini suç örgütü haline getirmek, savunulamaz fikir haline dönüştürmek üzere belirli bir süredir yürütülen kampanyanın sonucu.

MHP'ye yapılmıyor mu mesela?

MHP'ye de yapılıyor. Malatya davasında ona getirdiler son günlerde. MHP'yi de aynı ithamlarla zaman zaman karşı karşıya bırakmak istiyorlar.

Ergenekon Operasyonunun ismi sizi rahatsız etti mi?

Etti tabii. Ama böyle bir operasyon rahatsız etmedi, ismi rahatsız etti. Kimsenin suç işleme imtiyazının olmaması lazım.

Dink cinayetinin çözümü için siz ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Bununla ilgili zaten Meclis'te bir araştırma komisyonu kurulmuştur. Mahkeme bir yandan devam ediyor. Bununla ilgili bir bilgimiz varsa katkı sağlıyoruz zaten. daha önce bir heyeti Trabzon'a gönderdik. Bir rapor hazırladı ve onu gerekli yerlere sunduk.

'Hepimiz Hrant'ız sloganından rahatsız olmayanlardan mısınız?

Hayır, ben ondan rahatsızım. Niye 'Hepimiz Ermeniyiz' pankartları açacaksınız ki? O ayrı bir konu. Benim rahatsız olduğum tepkileri ifade ederken belli bir kesimi rahatsız edecek tepkilerden kaçınmamalı.

Dink davası çözülürse en çok siz mi sevineceksiniz?

Dink davası da karanlıkta kalmış bütün davaların da asıl arkasındakilerin çözülmesini bekliyoruz. Hangi maksatlarla, kimin tarafından yapıldığının açığa çıkması lazım. Türkiye'nin geleceğini kurtarmak adına bunu istiyoruz.

MHP Erciyes kurultaylarına son verdi ve siz üstlendiniz?

Hayır, üstlenmedik.

Alperen Ocakları üstlendi.

Hayır, onu da üstlenmedik. MHP'nin kendi kararı. Bizim Erciyes'in öbür yüzünde Kayseri teşkilatının yaptığı bir piknik var. Onu öyle yorumladılar.

Hatta sizi yeni başbuğ ilan ettiler.

Onu da doğru bulmuyorum. Ben BBP Genel Başkanıyım, Sivas Milletvekiliyim. Bu sıfatlarım bana yeter. Onun ötesinde bir yakıştırmayı kabul etmiyorum, doğru da bulmuyorum.

Editör: HABER MERKEZİ