İnsan karakterinin oluşumunda etkili olan sebepler arasında coğrafyanın (coğrafi şartların) etkisi bilimsel araştırmalarda ispatlanmıştır. Coğrafyanın, İnsanın fiziki gücünün de oluşumunda etkisi olduğunu bütün otoriteler kabul etmektedir. Bilim adamları karakter ve gücün coğrafyayla ilişkisi olduğunu söylüyorlarsa Rize insanının da neden cesur, güçlü, kuvvetli, öfkeli sinirli, tez canlı, sabırsız. Mücadeleci, dayanıklı vs olduğunu da anlamak pek zor olmasa gerek.

Rize insanının farklı kişilik özelliğini, Rize de değil de Rize dışında daha iyi fark edebiliyoruz. Çünkü Rize de yaşayan insanların çoğunun kişilik özellikleri birbirine yakın olduğundan çok fazla fark edilemiyor. Büyükşehirlerde çok farklı bölgelerden gelen insanların arasında hemen farklı kişilik ve karakter özelliği ortaya çıkıyor. Atılganlıkları, cesur oluşları, korkusuz olmaları, çabuk öfkelenmeleri, sabırsızlıkları hemen göze çarpmaktadır.

Zaman zaman haberlerde Rize de yaşanan bir anlık öfke sonucu cinayet ve yaralama haberlerini görmekteyiz. Aslında fındıkkabuğunu doldurmayan sebeplerden dolayı olan bu olaylar Rizemiz açısından çok üzücü gelişmelerdir. Çok önemli başarılara imza atmış Rizelilerin, özellikle son zamanlarda artış gösteren olumsuz örneklerle tanınması pek de hoş değil. İlginç olan, Rize dışında çok başarılı diye anılan, bilinen Rizeliler, acaba Rize de neden olumsuz olaylarla anılmaktadır. Eğitim de başarısız olması da ayrı bir sorun olan maalesef uzaklardan bakıldığında coğrafi güzelliğinin dışında çok da hatırı sayılır olumlu örnekleri yok.

Coğrafi özelliklerden bahsederken, diğer bölge insanlarının da farklı özelliklere sahip olduklarını unutmamak gerekiyor. Farklı bölgelerde yaşayan insanlar da bölgelerinin karakteristik özelliklerini yansıtmaktadır. Herkes doğasının gereğini yaşıyor. Rize insanı da doğasının gereğini yaşasın. Saldırgan olmasın, zararlı olmasın, karakterini bozmasın, gücünü hayırlı işlerde kullansın. Çocuklarının eğitimine çok önem versin. Çocuklarını hem okutsun, hem de kendisin de var olan, yardımlaşma, paylaşma, sevecenlik, sıcakkanlılık, güvenirlilik, mertlik özelliklerinin devamı için yeni nesli yetiştirsin. Egoist olmasın. Bencillik özelliğini ıslah etsin. Gururunu kontrol etmeli. Ama gurunu yok etmemeli. Dik duruşunu hiç kaybetmemeli. Masumlara ve, mazlumlara karşı değil, zalimlere karşı dik durmalı. Boyun eğmeyen bir yapısı var Rizelinin. Elbette boyun eğmemeli ama büyüklerine, ilim ehline karşı son derece saygılı olmalı, onlara boyun eğmeli.

Rizeli denince akla kabadayıların çok olduğu bir şehir değil, delikanlılarının çok olduğu bir şehir akla gelmeli. Ama delikanlısı da yeri gelince en güzel bir şekilde tavır koymasını bilmeli. Kabadayı diye bilinen gençlerimiz biraz eğitimden geçirilerek memlekete, ailesine, etrafına çok yararlı hale getirilebilir. Rize’nin yüz ölçümü bakımından belki çok küçük ama hacim bakımından çok ağır ve büyük olduğu unutulmamalı.

Rize dışında yaşayan Rizeliler memleketine sahip çıkmalı, eğitimden ticarete, siyasetten ulaşıma, kültürel çalışmalardan turistik hizmetlere, bilimsel çalışmalardan sosyal yardımlaşmalara kadar her alanda bölgesine destek olmalı. Büyükşehirlerde yaşayanlar birbirlerini sık sık ziyaret etmeli, irtibatlarını kesmemeli, ihtiyacı olanlara yardım edilmelidir.

Rize insanı Türk Milletinin bir ferdi olduğunu unutmamalı, asla bölgecilik yapmamalı, diğerlerini aşağılama, küçümseme gibi düşüncelere kapılmamalı. Türk Milletinin birlik ve beraberliğine en fazla ihtiyacı olduğu bugünlerde, tutkal görevini unutmamalı, ülkemizin çimentosu olduğunu bilmelidir. Türkiye’mizin her şehri de böyle olursa, böyle düşünürse, memleketimizde sorunlar ortadan kalkar, herkes huzur ve mutluluk içinde yaşar