Vatanım , milletim, dinim ,devletim ve inandığım davam, herşeyin üstünde yer alır.
Bu değerler benim yaşama sebebimdir.
Ailem, can kardaşlarım, arkadaşlarım , sevdiklerim , çevrem ve doğup büyüdüğüm yerler, elbetteki bu yaşama sebebimin içindeki en değerli kavramlardır.
Her insan doğduğu yörenin aşığıdır. Yani, öyle olmalıdır.
Ben, Recep Öztürk olarak,
Bütün ömrü boyunca , Türk - Müslüman ve Ülkücü kimliğine sahip olmuş olmaktan büyük bir şeref ve onur duymuş bir kardeşinizim .
Ve bir dördüncü onur duyduğum şey ise, Rize'li olmamdır. Öyle bazıları gibi, otuzbeş - kırkından sonra Rize'ye menfaat gereği uğrayıp " Rizeliyim " diyen çakma Rizelilerden değilim yani !
..............

Dün yazdığım yazıma kısmen de olsa eleştiriler geldi. Hepsinin başımın üzerinde yeri vardır.
Hemen belirtmeliyim ki, bazı kardeşlerim yazının bütününü okumadan veya konu ve maksada vakıf olmadan yorum katmışlardır. Bu kardeşlerimden ricam, mümkünse ve lütfen bahse konu yazıyı daha dikkatlice bir daha okusunlar.
Benim o yazıdaki hedef kitlem Rizeli değildi. Zaten olamazdı da. ..
Kimin hangi partiye oy vereceğinin tasarrufu bize ait olamaz. Herkesin tercihine elbetteki saygı duymak zorundayız.
Benim itirazım ;
Hem ülkücüyüm diyen ve oyunu başka partilere verenleredir.
Ülkücüyüm diyen, ülkücülüğün gereğini yapar. Başka partileri ve o partilerin genel başkanlarını övüp, o partilerin arkasından gidip, sonradan da " ben ülkücüyüm " diyemezsin. Böyle bir hakka sahip değilsin.
..........
Rize'de ülkücü hareketin tarihini , geçmişte neler yaşandığını bilenler, benim ne demek istediğimi çok iyi anlayacaklardır.
80 öncesi, Ülkü Ocakları, MHP, Büyük Ülkü Derneği ve birçok diğer kuruluşlar, bilhassa sol kuruluşlar bediye'ye ait olan bir binada idi. Ülkü Ocakları ' nı oradan taşımak istedik. Yıllarca yer aradık. Hiçkimse bize çeşitli sebeplerle Rize'de yer vermedi. Daha sonra, Rize Eğitim Enstitüsü solcuların eline geçti. Rize düştü. Marksist - Leninist capulcular Ülkü Ocaklarının camlarını kırarak ocağı işgal ettiler. Binayı ele geçirdiler. Altı arkadaş topluluğu yara yara, ocağa girdik. Hepsini dışarı döktük. Bizim o gün yaptığımızın mantıkla bir karşılığı yoktur. Eskiya şehrimizi haraca bağladı. Vaktiyle ülkücülere bir lokal yeri vermekten çekinenler , marksist - Leninist çetelere onsekiz dernek yeri verdiler !
Aynı durum Ordu - Fatsa 'da da yaşandı ...
Ancak, iş işten geçtikten sonra ülkücünün kıymedi anlaşılır oldu.
Tarih tekerrür ediyor.
Yine beklemedeyiz! Yine unutulanız ! Belli !...
.........
Rize halkı hep son anda reaksiyon gösteriyor. İş işten geçmeden bir türlü uyanmak istemiyor. Tabiidir ki, bunun sonucu da kendisi için ağır oluyor. Faturası yüksek oluyor. ..
..........
Rize, ülkücü hareket için önemli bir şehirdir.
İlçeleri, keza öyle.
Hemşehricilik faktörü, son yirmibeş - otuz yıldır Rize'de ülkücü hareketin birliğine ve yapısına büyük darbeler indirmiştir. Rize'de, " ben ülkücüyüm !" diyen elli yaş üzeri herkes, kendini bir vicdan muhasebesinden geçirmelidir ...
O zaman, dünkü yazım da bugünkü yazımda,
Dünümde , bugünümde daha iyi anlaşılacaktir diye düşünüyorum .
Selâm ve muhabbetle ...