Yazmak içimizi size açmak değil midir? Saklamadan,olabildiğince samimi…dertlerimizi,mutluluklarımızı,hüzünlerimizi,sevgilerimizi,yalnızlıklarımızı,hiç olmasını istemediğimiz nefretlerimizi….

Bu duygular her birimizin yüreğinde,hayatında var olan gerçekler. Zaman zaman kendi içime döndüğümde acaba dış dünyaya kendimi tam olarak ifade edemiyor muyum acaba diye düşünmekteyim!

Bunca zamandır sizinle bu sayfa vasıtasıyla beraberim. Beni okuyanlar,kendilerine saygıda bir an bile kusur ettiğim terettübünü yaşadılar mı acaba? Elbette ben kendi inandığım gerçekleri kaleme alıyorum ama bunu yaparken okuyucunun hassasiyetlerine de dikkat ediyorum,belki de söyleyemedikleri gerçeklere tercüman oluyorum!

Geçen yazım da “Hakikat ifadesin de yalan olmaz” diyerek kendi hakikatlerimden yola çıkarak,ülkemizde ki olup bitenlere kendi inandıklarım çerçevesinde bakmıştım…ve bugüne kadar yazdıklarım da kendi doğrularım etrafın da şekillendi…

Fakat,bazı okuyucu,dost ve arkadaşlarım tarafından bu düşüncelerim bir siyasi partiye karşı gelişigüzel kaleme alınmış itirazlar olarak değerlendirildi..

Öncelikle şunu bir kez daha ifade edeyim ki, ben kolay yolu seçerek, iktidara ve onun icraatlarına destek veren yazılar yazabilirdim! Ama daha önemli olanın,yapılan yanlışları aklı selimle eleştirerek,çözüm yolları konusun da karınca kararınca katkı sunmak olduğuna inandım, bugüne kadar…

Bugün ülkemizde yaşananları irdelerken de,asla yapılanlar başarılıdır onun için kıskanalım ve eleştirelim mantığı üzerine düşüncelerimi ifade etmiyorum. Aksine,yapılanların ve yapılmak istenenlerin bizi iyiliğe değil,çıkmaz sokaklara saptırdığını müşahede ettiğimden ve bugüne kadar ki yazdıklarımdan   haklı çıktığım gerçeğiyle karşı karşıya kaldım!

Ben bugüne kadar yazdıklarımın hep arkasın da durdum ve asla korkularım olmadı…benim korkum bu ülkenin geleceği ile ilgili..Bu düşüncelerim de yalnız olmadığımı da biliyorum.Şahsen,sıkıntılar yaşasam da, biliyor ve inanıyorum ki,bir kapının kapanması bir diğerinin açılmaması anlamına da gelmez!

Her dakika fikir değiştiren,düşüncelerine hakım olamayanlar zamanla öyle kontrolden çıkarlar ki,veremedikleri kararlardan dolayı hiçbir yönde yol kat edemezler! Belki iktidar olurlar,bürokrasinin en tepe noktasına kadar çıkabilirler,zenginlik içerisin de yüzebilirler ama küçük bir rüzgarda uykuları çok kolay kaçabilir!…

Ben,samimi olduğundan şüphe duymadığım arkadaş ve dostlarımın gerek özel maillerle gerek telefonlarla olan eleştirilerine toptan bir cevap vermek istedim! Bu eleştiriler bazen o kadar sıradanlaşıyor ki,dostlarımı üzmeme adına bayağı bir çaba harcıyorum! Ortak cevap veriyorum ve son kez diyorum ki; bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada,düşüncelerime pranga vurmayacak bildiğim yoldan dönmeyeceğim! Belki maddi dünyamız  haciz edilebilecek ama bilin ki,düşünce  dünyamızı hacız etmeye kimsenin gücü yetmeyecektir…

Giriş cümlem de ,yazmak içimizi size açmak değil midir diye sormuştum? Eğer kendimin olmayan düşüncelerimle size yazsaydım,huzur bulabilir miydim? Onun için benim yazdıklarıma inanmassanız bile bana inanın! Bir partinin ya da her hangi bir gurubun hassasiyetleriyle beni eleştirmeyin! Ben düşüncelerimle varım,onlarla mutluyum,hayata düşüncelerimle direniyorum ve her şeye rağmen sizleri de anlamaya çalışıyorum…

Görüşmek üzere,Allaha emanet olun….