Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Soçi'deki zirvenin ardından yurda dönüşünde uçakta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, açıklamalarının satır başları şöyle;

Rusya Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin’in davetine icabetle Soçi’ye yaptığım çalışma ziyaretini verimli bir şekilde tamamladık. Zaten sürekli telefon görüşmeleri gerçekleştirdiğimiz Sayın Putin’le uzun bir aradan sonra yüz yüze yaptığımız bu ikili görüşmede, ülkemiz ile Rusya arasındaki ilişkileri ve bölgesel konuları ayrıntılı şekilde ele alma imkanımız oldu. Hem ikili ilişkilerimize yeni ve güçlü bir ivme kazandırmak hem de bölgemizde yaşanan gelişmeleri ele almak için üç saati aşkın bir görüşme yaptık.

Bu çerçevede, bu senenin ilk 8 ayında geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 50’ye yakın artışla 21 milyar doları aşan ticaret hacmimizi, ortak hedefimiz olan 100 milyar dolar seviyesine ulaştırmak için atılacak adımlara odaklandık.

“Türkiye üç tane nükleer enerji santraline sahip olacak”

Stratejik bir iş birliği alanı olarak gördüğümüz enerji sahasında da mevcut iş birliğini ilerletme hususunda mutabık kaldık. TürkAkım ve Akkuyu Nükleer Enerji Santrali projelerine ilişkin durumu değerlendirdik. Malum, kısa bir süre önce Akkuyu Nükleer Enerji Santrali’ni ziyaret etmiştik. Burada 10 bin genç Türk mühendis çalışıyor. Bunun yanında 3 bin genç Rus mühendis çalışıyor. Bu sayıyı daha da artıracaklar. Nasip olursa 2023’ün Mayıs ayında birinci üniteyi bitirme sözünü kendilerinden aldık. Ondan sonra iki, üç, dört numaralı üniteler var. Tabi bizim üç nükleer santral yapma hedefimiz var. Sayın Putin’le “Bu iki nükleer santrali de sizinle birlikte yapabilir miyiz?” diye de görüştük. O zaman Türkiye üç tane nükleer enerji santraline sahip olacak. “Bu konuyla ilgili çalışalım” dediler.

Turizm, tarım ve diğer alanlarda iş birliğimizi geliştirmenin önemini de vurguladık. Turizmde Rusya bize çok ciddi destek verdi. Turizmde yaşadığımız sıkıntıları Rusya’dan gelen turistlerle ciddi manada aşmış bulunuyoruz.

“Afganistan’daki gelişmeler de ele aldığımız bir diğer güncel konu başlığı oldu”

Bunun yanında görüşmemizin odak noktasını bölgesel konular teşkil etti. Suriye, Karabağ, Libya ve Afganistan’daki gelişmeleri etraflıca değerlendirme imkanımız oldu. Aynı şekilde Azerbaycan konusunu değerlendirdik. Atılabilecek ortak adımlar hususunda samimi ve verimli görüş alışverişinde bulunduk. Özellikle Afganistan’daki gelişmeler de ele aldığımız bir diğer güncel konu başlığı oldu.

Özellikle İdlib başta olmak üzere Suriye ile ilgili konuları da ayrıntılı şekilde ele aldık. Uzun yıllardır süren Suriye krizi ülkelerimiz başta olmak üzere tüm bölgeye ağır maliyetler getirdi. İnsani dramlar yanında sürecin ekonomik yükü hepimiz için katlanılmaz boyutlara ulaştı. Kaldı ki Türkiye olarak şu an itibarıyla 4,5 milyona yakın mülteciye ev sahipliği yapıyoruz. Ayrıntıların ötesine geçip bu meseleye kalıcı, nihai ve sürdürülebilir bir çözüm bulma vaktinin geldiğini konuştuk. Bu konuda birlikte atacağımız adımların gerekliliği üzerinde durduk. Sayın Putin’le görüşmemizde, bu yöndeki her türlü gerçekçi ve adil adıma açık olduğumuzu özellikle belirttik.

Birçok aktörün sahada olduğu ve çetrefilli yönleri bulunan bölgesel konularda zaman zaman bazı fikir ayrılıkları da olmuyor değil. Ama bu ikili görüşmemizde hemen hemen bütün konularda bir birlikteliğin olduğunu gördük. Bu tabi işin sevindirici yönüdür.

Toplantımızı bu şekilde tamamlarken, Sayın Putin’den kısa zamanda bir iadei ziyaret istedim. Kendisi de olumlu yaklaştı. Bir de “Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantısını bu yıl bitmeden Türkiye’de yapalım” dedim. Ona da olumlu cevap verdi.

“Buralardan herhangi bir geri adım atmak söz konusu değil”

Türkiye olarak Suriye’de Rusya’yla birlikte kararlaştırdığımız her hususa bağlılığımızı sürdürüyoruz. Buralardan herhangi bir geri adım atmak söz konusu değil. Bütün mutabakatlara uymaya ve güvenlik koridorundaki radikal unsurların temizlenmesine de Türkiye olarak biz devam ettik. Bundan da taviz yok. Ama tabi aynı yaklaşımı muhataplarımızdan da bekliyoruz.

İdlib’de güvenliğini sağladığımız bölgelerde zaman zaman bazı sıkıntılar yaşanmıyor değil. Ama bu sıkıntıları aşmak için ilgili birimlerimiz muhataplarıyla görüşmek suretiyle bunu da çözmenin gayreti içinde oluyorlar. Bu konuda da birlikte hareket etmenin önemine vurgu yapıyoruz. Bundan sonraki süreçte de özellikle liderler düzeyinde telefon diplomasiyle, bunun yanında dışişleri ve savunma bakanlarımızın, istihbarat örgütlerimizin müşterek çalışmalarıyla bunları çözmenin gayreti içerisinde olalım dedik ve bu konuda da mutabakatımızı ortaya koyduk.

“Suriyelilerin güvenle topraklarına dönüşü için gerekli çalışmaları aralıksız sürdürüyoruz”

Tabi bölgede ateşkesin sağlıklı bir şekilde devamı, özellikle Türkiye’den geri dönüşleri hızla artıracaktır. 400 bini İdlib bölgesine olmak üzere 1 milyondan fazla kişi evlerine, topraklarına dönüş yaptı. Bu olumlu bir gelişme. Bu rakamı artırmak ve ülkemizde misafir ettiğimiz Suriyelilerin güvenle topraklarına dönüşü için gerekli çalışmaları aralıksız sürdürüyoruz.

“Terörle mücadele konusuyla ilgili dayanışmamızı daha da artırmamız gerekir”

Benim özellikle üzerinde durduğum bir diğer konu da PKK/YPG’nin Moskova’da olmasıydı. Bunu kendilerine hatırlattım. Aynı şekilde bu örgüt ABD’de de Beyaz Saray’da ağırlandı. Burada da bunlara ilgi, maalesef ileri derecede. Malum Amerikalı McGurk denilen bir adam var. Bu adam terör örgütlerinin adeta sevk ve idaresini yapıyor. “Terörle mücadele konusuyla ilgili dayanışmamızı daha da artırmamız gerekir” dedik.

Terör örgütü PKK/YPG’nin Mütnbiç ve Tel Rıfat’ta varlığının sonlandırılmasıyla ilgili, daha önce varılan mutabakatların gereği yapılmalıdır.

Tabi bu görüşmemizde bölgedeki mevcut durumu değerlendirmekle birlikte, bizim gündemimizi ağırlıklı olarak Türkiye-Rusya ilişkilerini daha da geliştireceğimiz hususlar, savunma sanayiinden siyasi ve askeri konulara kadar atabileceğimiz ortak adımlar ve beraber yapabileceğimiz yatırımlar oluşturdu. Bu konularda Sayın Putin çok açık ve net yapabileceğimiz yatırımları gündeme getirdi. Örneğin Akkuyu’nun yanı sıra ikinci ve üçüncü nükleer enerji santralleri konusunu, savunma sanayiine yönelik atılabilecek adımları görüştük.

“Uzayla ilgili atılabilecek adımlarla ilgili de heyetlerimizi, ekiplerimizi çalıştıracağız”

Tüm bunlarla beraber mesela Türkiye’nin uzay çalışmalarını konuştuk. Sayın Putin, uzayla ilgili Türkiye ile beraber çalışmaya var. Uzayla ilgili atılabilecek adımlarla ilgili de heyetlerimizi, ekiplerimizi çalıştıracağız. Yapılacak çalışmayla da bunun zamanlamasını, yol haritası belirleyeceğiz. Ona göre de inşallah ilerleyeceğiz. Yani uzay çalışmalarında da çok daha ileri boyutta bir teklif var. Bir tane karada, bir tane denizde platform oluşturmak suretiyle, buradan uzaya roket fırlatma çalışmalarını beraber yapabileceğimizin teklifini sağ olsun yaptılar. Bu konuda da ilgili arkadaşlarımızı görevlendirerek çalışacağız.

“Geri adım atmak gibi bir şey söz konusu değil”

Bir defa S-400 konusunda bizim sürecimiz devam ediyor. Geri adım atmak gibi bir şey söz konusu değil. Bu yararlı görüşmemizde tabi ki bunları da etraflıca konuştuk ve bunları daha ileri boyutlara nasıl taşıyacağımızı görüştük. Hatta uçak motorları yapımında ne gibi adımlar atacağız, savaş uçaklarıyla ilgili ne gibi adımlar atacağız; bunları da yine etraflıca konuşma imkanımız oldu. Allah nasip ederse uçak motorları konusunda da aynı adımı atacağız. Bir diğer konu, gemi inşasında da yine beraber birçok adım atabiliriz. Denizaltılara varıncaya kadar, burada da yine Rusya ile müşterek adımlarımız inşallah olacaktır. Çalışacağız. Durmak yok yola devam.

“Alternatifler tükenmez”

Almanya Reis serisi denizaltı işini biraz gevşekten alıyor. Almanya eğer bu işte bize verdiği sözü yerine getirmezse yapacağımız iş, alternatifleri bulmaktır. Alternatifler tükenmez.

Editör: HABER MERKEZİ