12 Haziran Pazar günü; İki elimiz kanda da olsa, Anne, baba, nine ve dede gibi büyüklerimizden sandığa gidemeyecek kadar yaşlı olanlar varsa bile, onları gerekirse sırtımıza taşıyıp sandık başına götürelim. Bir oydan ne çıkar demeden,  yaşlı, genç muhakkak oyumuzu kullanalım, kullandıralım. Çünkü bu Pazar yapılacak genel seçimler çok ama çok önemlidir.      Bu seçimlerin diğer seçimlerden çok daha farklı yanı, Ülkemize karşı; dış destekli büyük bir oyunun oynanmasıdır.

         Demokrasiye geçtiğimiz 1950 yılından beri Türkiye, 3 büyük siyası istikrar süresi ve kalkınma hamlesini gerçekleştirdi.

         Bunlardan 1. sı 1950 yılında iktidara gelip 10 yıl boyunca, büyük kalkınma hamleleri gerçekleştirerek, ülkemizi başarıyla yöneten, Adnan Menderes Liderliğindeki DP iktidarıdır. Bu dönem hiç kuşkusuz, Cumhuriyet döneminin ilk altın çağıdır.

         Dış güçler ve içerdeki menfaatperest statükocular, iş biriliği yaparak; DP iktidarını alçakça icra edilen bir askeri darbeyle iş başından uzaklaştırdılar. İktidarın lideri Menderes’ i de iki bakan arkadaşıyla birlikte idam ettiler. Adeta demek istediler ki; Ey Menderes, sen çok fazla oldun… Türkiye’ yi öngördüğümüz küçük ülke konumundan büyük ülke konumuna çıkardın. Böylece bize göre af edilemez büyük bir suç işledin ve cezanı kestik.

         2. dönem, 1983 – 1992 arası Özal İdaresindeki ANAP dönemidir. O dönemde de önemli işler yapıldı ve büyük kalkınma hamleleri gerçekleştirildi. Özal’ da Menderes gibi dış güçlerin ve yerli iş birlikçi statükocuların hışmına uğradı. Onlar tarafından zehirlenerek, ülkemize yaptığı büyük hizmetlerinden dolayı cezalandırıldı.

         3. dönem: Rahmetli Özal’ dan sonra ülke yaklaşık 10 yıl istikrasızlık içine düşerek sıyası ve ekonomik alanlarda zayıfladı, güçsüzleşti ve geri kaldı.  Nihayet 2002 Kasımında R. Tayip Erdoğan Liderliğinde AK PARTİ iktidara geldi. O günden bu güne kadar girdiği bütün genel ve yerel seçimleri da kazanarak hem siyası hayatımıza İstikrar ve halkımıza ümit getirdi, hemde büyük kalkınma hamleleriyle, Özal sonrası inişe geçen ülkemizi, tekrar, yükselişe çıkardı.  Büyüdük, büyüdükçe her alanda güçlendik. ‘2002 yılına kadar hasta adam gözüyle bakılan Türkiye, bugün yaklaşık 9 yıllık AK PARTİ iktidarında bölgenin lider ülkesi konumuna yükseldi.

         Daha da önemlisi bu dönemde; ilk defa “vesayet rejimine” ve onun oluşturduğu,  Ülkemizi geri bırakan, ilkel ve gerici “Statükoya” ya karşı, önemli mücadeleler verildi ve bu yolda büyük adımlar atıldı.

         R. Tayip ERDOĞAN’ da ülkemizi kalkındırdığı ve güçlendirildiği için, tıpkı rahmetli Menderes ve rahmetli Özal gibi, o da Diş güçler ve yerli iş birilikçileri nezdinde “Türkiye’ yi Kalkındırmak” gibi büyük bir suç işlemiş. Artık Türkiye ve onu bu hale yükselten Tayip Erdoğan ve AK PARTİ çok olmaya, sınırları, aşmaya başlamış. Onlara göre; Ülkemizin bu kalkınma ve yükselişine bir fren, bir engelleme yapmamanın zamanı gelmişti. İşte o zaman bu seçimlerdir diye düşünüyorlar. Sandıkta AK PARTİ ‘ yi başarısızlığa uğratıp, aslında Türkiye’ nin önü kesmeye çalışılıyorlar.

         Başta ABD olmak üzere İngiltere, İsrail ve Siyonist dış güç odakları ile içerdeki çeteler, Ergenekon ve benzeri karanlık odaklar; AK PARTI’ nin sandıkta zayıf bir sonuç alması için harekete geçtiler.

         Seçim öncesi de CHP'ye ABD'den destek geldi. The Economist Dergisi ve New York Times Gazetesi "Ak Parti'ye oy vermeyin" çağrısı yaptı. Ardından Türk seçmeninin sandıkta CHP'ye oy vermesi istendi. Bunlara Reuters de eklendi”. (Emin Pazarcı 6 Haziran 2011 Takvim)

         Bu arada Koç Gurubu Yön. Kur. Baş. nı Mustafa koç’un, Geçen sene ABD Büyük elçisine AK PARTI hakkında söylediği olumsuz sözler basına yansıdı. Kısa bir zaman önce de Koç ailesinin damadı İnan Kıraç, Cumhuriyet gazetesinden C. Arcayürek’e  Sizinle bahse girerim, CHP bu seçimde birinci parti olacak!” dedi.

         İç ve diş güç odaklarından sirayet eden bütün bu açıklamalar, sizce tesadüf veya masum bir görüş bildirmesimidir?  Elbette ki hayır.

         Ayrıca yıllardır sağ kulvarda siyaset yapan Demirel’in CHP’ yi desteklemesi, CHP ‘nin de PKK nın desteklediği BDP ile çok içli dışlı olması,  CHP’ nın ve onu destekleyen medya gurubunun MHP yi hiç eleştirmemesi hatta sempatiyle bakması…

PKK destekçisi Yalçın Küçük, Ergenekon zanlısı, başörtü karşıtı Engin Alan’ ı Bahçeliye aday yapmak için tavsiye adıyor. MHP cenahından bu konuda hiçbir yalanlama gelmeden şahıs önce üye sonrada milletvekili adayı yapılıyor. Açıkça söyleyebiliriz ki, bu seçimde; CHP, MHP, BDP, PKK, Demirel ve Ergenekon AK PARTİ’ ye karşı İttifak kurdu.   Bu ittifaka ABD ve AB de destek gelmekte… Bütün bunlar sizce neyi ifade ediyor?.

Bütün bunlar; Türkiye’ ye karşı oynanmaya çalışılan uluslar arası bir büyük oyunun gözüken küçük fotoğraf kareleridir. Bu gözüken kareleri yan yana koyduğumuzda büyük fotoğrafı ve dolaysıyla; oynamak istenen büyük oyunu rahatlıkla görebiliriz.

Oynanmak istenen iç ve diş ayağı olan bu oyun şudur:

1. Yaklaşık 9 yıldır, Siyası istikrar içinde ülkemizi kalkındırıp güçlendiren AK PARTİ’ nın yeniden iktidara gelmesi demek; Türkiye’ nin çok daha fazla kalkınması, büyümesi kısaca güçlenmesi demek. Bu durum başta ABD olmak üzere bütün batılı ülkeleri yanı Emperyalist Haçlı dünyasını endişelendirmektedir.

2. İçerdeki, “Askeri vesayet rejiminden” yana olan statükocu güç odakları için, bu seçim: AK PARTİ İktidarının yok etmeye çalıştığı;  Demokratikleşmeyi, normalleştirmeyi, çetelerle ve cuntalarla mücadeleyi durdurmanın, rantiyeciliğe, devleti hortumlamaya geri dönebilmenin son fırsatı olarak görülüyor.

Görüldüğü gibi iç ve dış odaklar, belki zaman zaman bir birlerine karşı gözükse de, AK PARTİ’ ye karşı siyası menfaatleri çakışmakta ve bunun için, mücadele birliği içindeler.  

Bu iç ve diş odakların nihai amaçları; AK PARTİ’ nin İktidardan uzaklaştırılması, onun yerine CHP ağırlıklı bir CHP + MHP koalisyonu kurmaktır.

         Eğer bu gerçekleştirilemiyorsa; AK PARTİ’ nin oylarını, en aza, indirerek sandıktan zayıflatılmış bir iktidar haline düşürmek. Böylece T. Erdoğan ve partisi çok az bir ekseriyetle iş başına geleceğinden, değil anayasa değişikliği yapması, normal önemli kanunları bile çıkarmakta zorlanacak. Ayrıca halk desteği de azaldığı için Ergenekon ve benzeri çetelerle, mücadelesi zayıflayacaktır. Gardı düşürülmüş bir boksör gibi eli kolu bağlı ve güçsüz kalacaktır.

Hemen şunu da ilave edeyim, bu büyük oyundan; kendilerine iktidar yolunu açmaya çalıştıkları, CHP ve MHP lı yöneticilerin çoğunun beklide hiç haberleri yoktur. Zaten olması da gerekmemektedir. Zamanı gelince onlardan diyet borcu istenildiğinde zaten haberleri olacaktır. Bu işler anladığım kadarıyla böyle yapılıyor.

İç ve diş güçlerin,  bu gaye ye ulaşabilmek için izledikleri yol şudur:

CHP ve MHP nin oylarını mümkün mertebe artırmak. AKP den oy çalabilecek; Saadet Partisi, HAS Parti. BBP ve DP nin oylarını da önemli ölçüde artırıp AK PARTİ oylarını azaltmak.

Ak Parti üzerinden Türkiye’ yı istikrarsızlaştırmaya, zayıflatmaya, güçlü ilerlemesini durdurmaya matuf bu büyük oyunun bir parçası olamamak, bu beynelmilel oyuna alet olmamak için; Saadet Partisi’ ne, Has Parti’ ye, DP’ ye ve BBP’ ne oy vermeye hazırlanan kardeşlerimize büyük sorumluluk düşüyor.

Yukarıdaki bu 4 partiden birine oy vermeye hazırlanan kardeşlerim iyi düşünün!

Vereceğiniz oyların bu partilerden hiç birine hiçbir faydası olmayacaktır. Oylarınız boşa giderken, hem halk iradesinin TBMM’ de temsil oranı düşecek dolaysıyla istikrarımızı bozmak isteyenlerin eline malzeme vermiş olacaksınız, hem de oynan büyük oyuna bilemeden, istemeden hizmet etmiş olacaksınız?  Gerçekten bunu yapmak istermisiniz?

 Ayrıca aynı çağrım MHP’ li kardeşlerim içinde geçerlidir. BDP ile bu kadar içli dışlı olan bir CHP’ nin adeta küçük ortağı gibi çalışan Bahçeli, yönetimdeki MHP ye oy vermenin ne demek olduğunu, nere bilmeden hizmet etmiş olacağınızı, iyice düşündünüz mü ?.  lütfen iyice düşünün elinizi vicdanınıza koyun… Oynanmak istenen; içinde CHP, BDP, PKK, ABD AB olan bu büyük oyunun bir parçası değil karşıtı olmaya çalışın…

Tekrar ediyorum, unutmayalım; bu seçimde mücadele edecek iki blok var.

1. Blok:  Ülkemizi kalkındırmaya, siyası istikrar ve gücümüzü artırarak devam ettirmeye çalışacak, iç ve diş odakların oynamak istediği oyunu bozacak, vesayet rejimi ve statükoyu tamamen yok edecek yerine tam demokrasiyi getirecek, tek Parti AK PARTİ’ dir.

2. blok ise; AK PARTİ’ yi iktidardan uzaklaştırmak veya yapılanmıyorsa zayıflatmak isteyen, bu amaçla yukarıdaki büyük oyun olarak anlatmaya çalıştığım hedeflere ulaşmak isteyen iç ve dış güçlerin desteklediği Partiler: Bunlar CHP, MHP, BDP dir.

Sevgili okurlarım: Yârin hangi partiye oy verecekseniz verin; Kullanacağınız oyun, gerekçesi ne olursa olsun… Siz hangi ulvi amaçlarla oy kullanacaksanız kullanın,  adayınız kim olacaksa olsun, isterse evliya olsun… Vereceğiniz oyla:

Ya  AK PARTİ’ ye oy vererek, yukarda kısaca belirttiğim 1. Blok  hedeflerine destek vererek, ülkemize büyük bir hizmet etmiş olmanın, haklı gururunu ve onurunu yaşayacaksın.

Veya CHP yada MHP ye oy vererek 2. Bloku oluşturan yerli ve yabancı güç odaklarının istediğini yapmış olacaksın. Belki de hiç istemediğin halde, memleketimizi sıyası istikrasızlığa, geri kalmaya, ekonomik küçülmeye, refah seviyemizin düşmesine, ıssızlığın artmasına, dış dünyaya karşı zayıf ve cılız bir ülke olmaya sebebiyet vereceksin. Aynı zamanda çetelerin güçlenmesine, ülkemizi, yeniden ahtapot gibi kollarının arasına alıp perde arkasından yönetmesine destek vermiş olacaksın.

Yahut ta; Saadet Partisi, Has Parti,  DP ve BBP’ inden birine oy vererek: Hiç istemediğin halde, beklide en az AK PARTİ’ li seçmen kadar karşı olduğun halde; 2. Blok partilere ve o Blok hedeflerine dolaylı da olsa hizmet etmiş olacaksın.

Açıkça görülüyor ki, Bu seçimlerde; İki blok arasında geçecek mücadelede, Özellikle MHP ve SP (saadet Partisi) li seçmene büyük iş ve tarihi görev düşmektedir.

Özellikle SP’ ye (Saadet Partisi) oy vermeye hazırlanan kardeşlerim… Rahmetli Erbakan’ ı iktidardan düşürüp onu 5 arkadaşıyla birilikte sıyası yasaklı yapan, cuntacılarla, çetelerle, vesayetçilerle kim ve hangi iktidar bu kadar etkin mücadele etmiştir. Onların gelip  Türk adaletine hesap vermelerini sağlayan Bu günkü iktidar değimli?  2002 den önce böyle bir şey hayal bile değildi. Şimdi sizler:

Hayalini bile yapamadığımız bu çetelerle, cuntalarla Mücadelede, bu hususta en büyük mağduriyeti olan sizler; Boşa gidecek oyunuzla istemeden 2. Blok takı güç odaklarına hizmet mi edeceksiniz? Bu yolda AK PARTİ’ ye dolaysıyla bu mücadeleye sırtınızı mı çevireceksiniz?

Yarın, 12 Haziran Pazar günü yapılacak genel seçimlerde kullanacağımız oyla:

Yapılan tarihi büyük hizmetlere, güzel kazanımlara, güçlü kalkınma hamlesine, artan refah ve mutluluğumuza ya devam yahut ta dur diyeceğiz.

İstikrara, kazanılan demokratik hak ve özgürlüklere , ümit ettiğimiz, anacak AK PARTİ’ nin yapabileceği daha nice hayallerimize ulaşmak için yapılacak çalışmalara ya devam yahuttu dur diyeceğiz. Ya Öz yurdunda garip, öz vatanında parya!(her türlü hakları elinden alınmış 2. Sınıf vatandaş”  konumuna tekrar düşeceğiz yahut ta bize bunları laik görenlerle demokratik hukuk kuralları içinde mücadelemize devam edeceğiz.

Vereceğimiz oylarla; Ya ekonomimiz büyümeye devam edip dünyanın ilk 10 ekonomileri arasına girme hedefine ilerleyeceğiz yahut ta ekonomimiz yanlış yönetim ve krizlerle küçülecek ve özellikle dar ve sabit gelirli insanımız daha da fakirleşecektir.

Sonuç olarak kısaca: Devam eden siyası istikrar ve kalkınmamızın, çetelerle ve cuntalarla mücadelenin devamı için.. Türkiye’ mizin güçlenmesini durdurmak isteyen dış güçler ve onlara hizmet eden tüm dâhili güç odaklarına karşı… Vesayet rejiminin, milli ve manevi değerlerimizin yeminli muhalifi statükocukların tamamen ortadan kalkması için…

Çıraklık ve kalfalık döneminde ülkemize kazandırdıklarının çok daha fazlasını, ustalık döneminde de daha büyük bir başarıyla, daha fazlasıyla memleketimize kazandıracağına olan inancımızın gereği… Hadi bir daha, bir daha… Oylarımız büyük ustaya ve onun partisine olsun.  

Yüce ALLAH (c.c.) bu güzel ülkemize halisane hizmet etmek isteyenlerin yar ve yardımcısı olsun.