29 Mart yerel seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Çayeli Belediye Başkan Adayı O.Cem Kazmaz, gündeme ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Resmi bir ziyaret için Kıbrıs Rum kesiminde bulunan Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın “Kıbrıs’ta Türk işgalinin sona ermesini desteklediklerini” belirtmesi üzerine Kazmaz, “one mınute, klasik bir Arap ihaneti, Türk’ün makus talihi” olduğunu vurguladı.

İşte Kazmaz’ın gündeme dair sitemize yaptığı yazılı açıklama;

MÜSLÜMAN BOŞNAKLARI RAHMETLE ANIYORUZ
Asıl konumuza geçmeden önce bugün 14. Yıldönümü münasebetiyle Dünya’nın gözü önünde Hollandalı Askerlerin koruması altında ki Srebrenica’da katledilen binlerce Müslüman Boşnak ı rahmetle anmak istiyorum, ruhları şad, mekânları cennet olsun. Çoluk çocuk, yaşlı, genç, kadın, erkek denmeden katledilen bu binlerce Müslüman için hiç Avrupa Ülkesinden masala Fransa’dan, İsviçre’den, Almanya’dan, İngiltere’ den soykırım gününde kınama duydunuz mu? Parlamentodan geçirilen soykırım yasası konusunda bilgi sahibi misiniz? Doğal olarak böyle bir şey yok, çünkü onlar Müslüman ve katledenler Hıristiyan, o demokrasi, insan hakları masalları Türkler’in uğradıkları iftiralar için geçerli. İşte her talimatına baş üstüne dediğimiz AB’nin gerçek yüzü!

OSMANLI ASKERLERİNİ ARKADAN VURDULAR
Sanırım 1980 yılının sonlarına doğruydu, Türk Milliyetçisi Kimliğim, ülkücülüğüm nedeni ile aziz vatanımda kazandığım yüksek okulda ne yazık ki okuyamamış, Almanya’ya gitmek zorunda kalmıştım. Orada kaldığım üniversite yurdunda, ilk defa tanıştığım renkli televizyonda Alman Kanalında tesadüfen bir film takılmıştı gözlerime..’Lawrence of Arabia’ yani Arabistanlı Lawrance, izlediklerime inanamıyordum, film Birinci Dünya Savaşı yıllarında geçiyordu, bir İngiliz Ajanının anılarından alınmıştı, çil çil İngiliz Altınları ile mest olan Arap Kardeşlerimiz Mekke’de Kutsal Kabe’yi, Medine’de Yüce Peygamberimizin Kabrini koruyan Osmanlı Askerlerini arkadan vuruyor, İslam’ın bu kutsal kentlerini İngilizler’e teslim ediyor, hızlarını alamamış olacaklar ki bugünlerin o meşhur Gazze’sinde Türk Askerlerinin savunma hattının arkasına düşüyor, cephelerini yarıyor ve Kudüs’ü, Şam’ı almak için İngiliz Ordusu’nun yolunu açıyor, teslim olmuş binlerce Türk Askerini kıtır kıtır kesip, şehitlerimizin kutsal kanları ile sulanmış sokaklarda sevinç naraları atıyorlardı!

BU FİLM SENARYOSU GERÇEK OLAMAZ
Bu film senaryosu gerçek olamaz diye düşündüm önceleri kendi kendime, bunlar bize tarih derslerimizde öğretilmemişti, birinci Dünya Savaşı Arabistan Cephesi olayları karanlıktı, araştırmaya başladım, Alman ve İngiliz Savaş Arşivleri olayları teyid ediyordu, hatta İngilizler bile Arapların Esir Türk Askerlerine sergiledikleri vahşet karşısında ürkmüş, kendilerini yıllarca kollayan, Sürre Alayları ile altın yağdıran, İslam’ın Sancağını Viyana’ya kadar taşıyan Osmanlı’ya bunu reva gören bu Araplar nasıl bir millettir diye tarihe not düşmüşlerdi. Hatta esir Osmanlı Askerlerinin Şam’da vahşice katledilişine şahit olan, olayları fotoğrafları ile belgeleyen bir Amerikalı Gazeteci bunu tefrik etmiş, ama ölenler Türk olduğu her zamanki gibi Batılılarca için yaşananlar pek ciddiye alınmamıştı.

TERÖRİSTLERE KUCAK AÇTILAR
Beni en çok şaşırtan nokta ise altmışlı yılların başlarında çekilen bu filmin Türkiye’de yasak oluşu, gösterilmemesi ve Türk Gençlerinden bu gerçeklerin saklanması idi. Daha sonra yakın geçmişteki olaylar aklıma geldi, teröristlere kamplarında kucak açan, onları yetiştiren, binlerce insanımızın canına mal olan Filistinliler değil miydi? Terörist başının binlerce şehidimizin katillerini yetiştirdiği Mahsun Korkmaz Akademisi Filistinlilerin kontrolünde ki Bekaa vadisinde değil miydi? Başka ne aramaya gerek vardı? Yaser Arafat boşuna mı demişti galiba biz Osmanlı’nın vebalini ödüyoruz diye...

DAVOS KAHRAMANI BİR BAŞBAKAN
Yıllar geçti Türk Milleti Davos Kahramanı bir Başbakan yetiştirdi, Gazze’de İsrail katliam yapıyordu, olaylar insanlık dışıydı, Başbakanımız Davos’da İsrail Cumhurbaşkanı’na bir posta koydu ki sorma, dünya sallandı, havai fişekler attık, her ne kadar aynı Başbakan tavrım İsrail Cumhurbaşkanı’na değildi, sunucuya karşıydı dediyse de, onun sözleri Perez’e çeviri esnasında tercüman tarafından sansürlense de olsun kahramanlık kahramanlıktı, ecdadımız İstanbul’un Fethi, Preveze Deniz Zaferi, Kıbrıs’ın alınması için kutlamalar yaparken biz Davos Fatihimiz için yeri göğü inlettik, paralı sunucuya atılan fırçayla kendimizden geçtik... ey kahraman dedik...

ONE MİNUTE DEDİK YA...
Gazze’de bombaları atan İsrail Pilotları Konya’da eğitim alıyorlardı, 510 km’lik Suriye Sınırımızda ki eşsiz iki Kıbrıs adası büyüklüğünde ki organik tarım arazisini Danıştay iptal etmeseydi Ahmet’leri çalıştırsın diye Isaac’a teslim edivermiştik, aman Isaac’ın hakkını teslim edelim diye Meclisi gece gündüz çalıştırmış formülü geliştirmiştik, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin teröristlere karşı kullandığı insansız uçak ve bilgi akışı İsrail’den alınmaktaydı, en önemli savunma projeleri İsrail’e verilmişti, İsrail ve o meşhur bağlantıları olan Bilderberg Toplantılarına Başbakanımız ve Bakanlarımız büyük bir gururla iştirak ediyordu ama olsun biz One Minute dedik ya... Davos Kahramanıydık !!! Nasıl gününü göstermiştik ama!!

PEKİN’E GELMEM DİYE REST ÇEKEN YOK...
Bu arada dünyada bazı önemsiz olaylar oluyordu, malum basının satır aralarında bile yer almayan Türk Milleti için ehemmiyeti olmayan olaylar... Irak’ın Kerkük ve Telafer Kentlerinde yüzlerce Türkmen katlediliyor, Azerbaycan haklı davasında yalnız bırakılıyor, yüz binlerce Azeri Türkünü katleden, evsiz barksız bırakan, sınırlarımızı tanımayan Ermenistan ile kucaklanılıyordu. Bu arada bir de Uygur derdi çıkmaz mı! Malum Uygurlar ne yazık ki Türk, Arapça konuşmuyorlar, Müslüman olmaları onları kurtarmıyor, onlar hunharca katledilirken mecburiyetten biraz ses çıkıyor, Uygur Türklerini acımasızca katleden Çinlilere kimse ‘ One Minute! Siz insan öldürmeyi iyi bilirsiniz diye posta koyan yok, bir daha Pekin’e gelmem diye rest çeken yok... bilakis mutlu mesut ziyaret yapıp ilişkileri geliştiren gül yüzlü devlet büyükleri var, hani binlerce Türk’ü katledip pişkince atıp tutan Ermenistan’la kucaklaşıp özür dileyenlere destek veren. Bir laf vardır ya onu şöyle söylemeli durdum AB’ye durdum İsrail’e uydum diye, kaldı derdim Heybeli Ada Ruhban Okulu! O kadar başarılı icraatımız oldu ki ülkede çığ gibi artan kiliselerin papaza ihtiyacı var. Bu önemli sorunu biran evvel çözmeliyiz. Çünkü Yunanistan Batı Trakya’da ki Türklerin hiç haklarını çiğnemiyor, onlara her türlü özgürlüğü veriyor, hatta onlara Türk demeyip Müslüman Yunanlılar diyerek onurlandırıyor!

GAZETELERDE HABER OLMADI
Şimdi gelelim bütün bunların arasında Arab’ın teşekkürüne, bir haber düştü internet sitelerine, ben Alman Haber Ajansında gördüm, ama her ne hikmetse bizim basında cılız kaldı, anılmadı, duyulmadı bile, hiçbir büyük gazetede haber olamadı, bu haber sahte Davos Kahramanlığını ortaya seren, patlayan balonu anlatan, yalancının mumu yatsıyı bile bulamadı dedirten cinsindendi.

Hani o bizim o sahte Davos Kahramanının resimlerini taşıyan Filistinlilerin Başkanı Abbas varya o Kıbrıs Rum Kesimini ziyaret etmiş, krallar gibi karşılanmış, ne demiş zatı muhterem.

Abbas’tan Rum Halkının ‘Mücadelesine’ Destek 10 Temmuz 2009

Resmi bir ziyaret için Kıbrıs Rum kesiminde bulunan Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile Rum lider Dimitris Hristofyas dün yaptıkları görüşmenin ardından düzenledikleri ortak basın toplantısında birbirlerine karşılıklı destek beyanında bulundu. Abbas Türk işgalinin sona ermesini desteklediğini söyledi. Basın toplantısında Hristofyas, Filistin Yönetimi’nin Rum halkının “mücadelesine” verdiği destekten ve Rum yönetiminin tezlerini İslam Konferansı Örgütü’nde gündeme getirmesinden dolayı Abbas’a teşekkür etti.

MAHMUD ABBAS'TAN RUMLAR’A DESTEK
Filistin Devlet Başkanı Abbas, Rum Meclisi Başkanı Marios Garoyan ve Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Hrisostomos'la da ayrı ayrı görüştü. Garoyan, görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, Abbas ile Kıbrıs sorununu, Orta Doğu'daki son durumu ve Filistinlerin Orta Doğu'da barışın sağlanması için yaptıkları çalışmaları ele aldıklarını belirtti. Başpiskopos Hrisostomos da görüşmede Filistinlerin en yakın zamanda kendi devletini kurulmaları dilediğinde bulunduğunu söyledi. Kıbrıs Rum Ortodoks Kilisesi'nin Filistinlere destek vermeye hazır olduğunu ifade eden Başpiskopos Hrisosotomos, “Filistin ve Kıbrıslı Rumların ortak mücadele verdiğini” savundu.

Türkler’e karşı Filistinli Kardeşlerimizle Rumlar’ın Endişe ve Tedirginlikleri ortakmış, Türk İşagali bitmeli, Türkler Adadan gitmeli imiş. Kıbrıs’da katledilen Türkleri biz kendi kendimize katlettik herhalde.... Burada şaşacak birşey varmı? Bence yok, Abbas konuyu biran önce İslam Konferansı Örgütüne götürsün, Kıbrıs’da Soydaşları Müslüman Türkleri Rum katliamından kurtaran Türkiye’yi kınatırsın, Türk İşgali konusunda Rum Kardeşlerine tam destek versin, hatta bizi İslam Örgütünden ihraç ettirsin! Çünkü bizim başka türlü uyanacağımız, kendimize One Minute diyeceğimiz yok.

Yüce Türk Büyüğü’nün dediği gibi Tarihlerini okumayan, Tarihlerinden ders çıkarmayan Milletler yok olmaya mahkûmdur, biz tarihimizi ve olayları unuttuk, gençlerimize öğretmeyi bıraktık, bıraktırıldık, artık titremeli ve kendimize gelmeliyiz, kendi yaptıkları onca katliama, daha on, on beş yıl önce Avrupa’nın göbeğinde yüz binlerce Müslüman Boşnak’ın katledilmesine göz yuman, Hocalı vahşetini anmayan, Cezair’de yaptıklarına iç işimizdi diyerek bize şart koşmaya kalkan pişkin iki yüzlü batılı politikaların önünde eğilmekten vazgeçmeliyiz, gerçekten dik durmalıyız, Ulu Bilge Kağan’ın başka bir Çin katliamından kurtardığı Ulusuna söylediği sözleri, Yüce Önder Atatürk’ün felaketin eşiğinden döndürdüğü Milletine bıraktığı fikirleri asla unutmamalı, unutturmamalıyız. Her şeyden önce artık uyanıp ekonominin rekor oranda küçülüp üç ayda negatif büyümede dünyada dördüncü olunan ortamda kriz teğet geçti diyenlere, çayı perişan edenlere, tarımı bitirenlere, halkı sadaka kültürüne muhtaç edenlere, belge velvelesi ile sahte gündem yaratıp milletin dikkatini bu olaylardan uzaklaştıranlara, şahsiyetsiz dış politikaları ile Türk Milletini Osmanlı’nın düyunu umumiye günlerini arar hale getirenlere, AB Yalanı, BOP Masalı ile ülkemizi Türk Dünyasından koparıp, kardeşlerimize sırtımızı döndürerek yolu Hamas’a çıkaranlara, demokrasi havarisi kesilip ama kendi teslimiyetçi politikalarını red eden Kıbrıs Türkü’nün seçilmiş hükümetine çifte standart uygulayarak şehit kanıyla sulanmış vatan toprağı nedir bilmeyenlerle kol kola girenlere bir daha ki seçimde biz ONE MINUTE diyerek uçurumun kenarında ki ülkemizde iktidarı artık Türk Milliyetçilerine teslim etmeliyiz, bunu Türk Dünyasına, merhametsizce katledilen Uygur Türklerine, acımasızca öldürülen Iraklı Türkmenlere, bizden işaret bekleyen Azeri Kardeşlerimize ama her şeyden önce çocuklarımıza ve torunlarımıza borçluyuz.