Mantık

Yeryüzünde birbirine hiç benzemeyen milyarlarca insanın fiziksel görüntüsün farklılığı kadar, manevi farklılık gösterir. Değişken, sınırı, izi ve çizgisi belli olmayan, manevi bir mekanizma. İnsanı, yeryüzünde en değerli varlık kılan unsurların belki de en önemlisi… Mantık!

İnsanın hayata bakış penceresindeki “perdelerin” kaldırılmış halidir… Etkisiz, eksiz ve katıksız bir bakış açısıdır. Korkusuzluk ve cesaret de gerektirir çoğu zaman. Ruhlardaki, sağlam taşlarla örülü sabit ön yargı duvarlarının da en büyük düşmanıdır…

En önemli özelliğidir duygulardan etkilenmeyişi. Düşüncenin beyin süzgecinden saniyelerle bile ölçülemeyecek sürede süzülerek süzgeçten geçip dışa vurulmamış halinin ifadesini eder varlığın.

Nefsin ruh dünyası içindeki en büyük rakibidir. Mantık, düşünce adına başvurulacak en doğru ve en yakın yoldur birey adına. Bu arıtılmış düşünce sistemi kişinin karakteri ve beyin sınırları oranında eğilim gösterir. Mantık bu durumda belli olan eğilim düzeyinin almış olduğu en üst çizgideki karar seviyesidir…

Mantık duygulara alet olamadıkça insan için sermayesiz bir hazinedir.  Kurulan hayallerin sonucu, eğer mantık süzgecinden geçirilmeyecekse, birey için büyük bir zaman kaybı ve hiçlik ortaya çıkartır. Bu filtre sistemi kişinin ‘’hayal ettiği’’ fikirler için ana temel kıstası sayılabilir. Kurulan düşler muhakkak bu sistem ile ilişkilendirilmelidir. Öte yandan savunulan düşüncelerse duygulardan ve ön yargı duvarlarının soğuk gölgelerinden temizlenmeli mantık ışığının keskin parıltıları ile aydınlanmalıdır.

Atılan adımların tek dayanağı olmalıdır mantık. Geliştirilmelidir, gelişmelidir. Korkusuz ve hür olmalıdır.

Vicdan…

Ruhun sırdaşı olduğu tek vasıf! Harika bir doğal denetleme mekanizması. Manevi bir mükemmellik örneği. Herkeste kati şekilde var olan, fakat zayıflık gösterme derecesinde bulunabilen bir maneviyat sistemi. Bireyin yaşamış olduğu anlık veya uzun durumsal süreçlerde, atmış olduğu adımların doğruluğunu anlık zamanda sorup sorguladığı bireysel danışma merkezi…

Vicdana rağmen alının kararlar vardır. Eğer atılan adımların içeriğinde gerçektende ‘’rağmen’’durumu varsa, bireyin ölümüne kadar almış olduğu her nefeste bilinçaltı olarak kalacak olan bu kavram, bu mekanizmada kendi kendine sorgulanır. Bazen fiziki etkilerin veremeyeceği şekilde manevi etkiler bırakır insanda…

Mantık destekli vicdan anlayışı bireyin, alacağı anlık kararlarda muhakkak etkili olacaktır. Bu kavram, insan vasıf sistemimim tam olarak işleyişi ve sonuç vermesi bakımından en önemlisidir.

  

Ahlak…

Bireyin yaşam çizgisi ve bu çizginin hayata yansıyan ışıklarıdır… Bu ışıkların hayata yansıma çeşitleri milletlere, öte yandan en ufak toplum birimlerine kadar farklılık gösterir. Etkileşim bazında açık bir kavramdır.

En başta dinlerin baz aldığı bir sistemdir ahlak… Temel prensip olarak benimsenir çoğu zaman. Dinler, ahlak temelli yayılım göstermiş ve ahlak dinlerin bu şekilde aynası olmuştur… Mantığın benimsediği, vicdanın ise beyine yerleştiği noksansız insan tasvirinde, bu kavramın işleyişi hiçte zor olmaz…

Toplum bazında insanın kendisini yansıtırken en çok sezinlenen ve dışa yansıyan bu durum, bireyin etiketidir çoğu zaman… Ömrü süresince anılacağı olumlu veya olumsuz tüm hal-hareketlerin sorumlusu ahlaktır…

Birey, kendi düşünce dünyasında ahlak çizgisi üzerinde atacağı adımlarda “dinlerin yaymış olduğu ışıktan” faydalanma veya faydalanmama konusunda özgürdür. Din kavramından etkilenmeyip ahlak çizgisinde doğru adımlar atmak mümkün olabilir. Çünkü sistemin ilk iki vasfını sağlam benimsemiş birey bu konuda rahattır.

Fakat yinede zor olacak bu anlayış, nefis karşısında bireyi oldukça etkileyecek ve onu mağlup etmeye çalışacaktır. Nitekim dinler ahlak konusunda bireyin en büyük kaynağı ve yol göstericisidir.

 

İrade…

İnsan vasıflarının belki de işlevselliği bakımından en zayıfı, güçsüzü… Bireyin sahip olduğu potansiyeli kullanmasındaki başvuracağı önemli bir sistem. Güç kavramı ile özdeşleştirilebilecek olan irade vasfı, bireyin kendini ifade veya kanıtlamasında atacağı adımların en büyük sorumlusudur…

Özellikle gençliğin sürekli olarak karşı karşıya geldiği ve yine sürekli olarak kapısını çaldığı irade kavramı, bireyin tembellik seviyesine göre cevap vermektedir. Zorluk derecesinin bir aynasıdır belki de bu kavram. Hayat çarkının insanoğluna sunmuş olduğu döngünün içeriğinde ki her aşamanın alt yapısını teşkil eder.

Çoğu zaman, hedeflenen başarının da ana kaynağıdır… İyi terbiye edilmiş ve olgunluk taşları yerine sıkı oturmuş iradeli birey, amaçladığı her çizgide mutlu sona ulaşmıştır.

Mantıkla atılan adımın hareketini rahatlıkla onaylayan vicdan, ahlak ışığıyla aydınlanmış irade… Asıl hedefe ulaşmadaki dört ana prensibi bireyin... İyi niyet çerçevesinde takip edilen bu yolun şaşma derecesi sıfırdır.

Bireyde başlayan bu sistem anlayışının toplum bazında kitlesel olarak işlevsellik göstermesi ise en büyük arzumdur. Mantıkla yaklaşan birey, vicdanı rahat insanlık… Ahlaklı toplum ve iradesi güçlü ve hür millet…


Peki, bunlar neden bu kadar önemli… Ve ne için bu amaç?

 

Mutluluk…

Mutluluk…
Ulaşılmasında izlenilen yollar bireye göre değişken fakat ulaşılması doğrultusunda benzer çabalar harcanan sonuç kavramı…

Noksan-ı vasıf prensibi ile varlığından şüphe duyulmayan insanın hak ettiği hayat-i haz duygusudur...

Bu kavrama ulaşmada yardımcı olarak birkaç kaynakta söz konusu olabilir. Başta zaman ve sabır… İyi niyet ve tabikide dua…



Vasıfları noksan olmayan ve insanlığından zerre şüphe duyulmayan bireylerin var olması ve bu bireylerin oluşturduğu milletlerin yeryüzüne hâkim olup bu prensiplerde yaşamasının bir ütopya olarak kalmaması dileğiyle…

 
2006 Temmuz/2007 Ekim   

www.gokhankasarci.com