Afrika –Müslüman ülkelerindeki hareketlilik demokratik bir hareket mi yoksa İslami bir direniş mi diye tartışılıyor. Çok fazlaca yorum var. Durum netleşmiş değil. Uluslararası belirsizlikten Mısırda bir ölçüde nasibini almakta.

Üzerinde mutabakat sağlanmış bir metin yok. Bir adım öne çıkmış olayları sahiplenecek ve doğru yolda ilerletecek bir lider de mevcut değil.

Mısırla ilgili söylediklerimiz diğer ülkeler içinde geçerli durumda.

Hep söylenir Osmanlının torunları olmaktan mülhem” Sizleri bekliyoruz. Nerdesiniz.”diye

Belki de bu sözün zamanı gelmekte. Yeni Osmanlıcılıktan bahsetmiyorum.

Elbette ki bu hareketler daha yaşanabilir daha demokratik bir ülke ortaya çıkaracaktır. Lakin görünen şudur. Bu ülkelerin mutlaka bir güçlü ve dünya politikasını yönlendirecek bir ülkeye ve lidere ihtiyaçları kaçınılmazdır.

Bu ülkenin Türkiye olduğu  gün gibi aşikârdır. Son birkaç senedir zaman zaman eleştirilse de dış politikamız  gerçeklerin görüldüğüne işaret eden bir yöntemle sürdürülmektedir. Türkiye tarzı da bu ülkelerde tartışılan  bir vakıa haline gelmiştir. Uluslar arası dayanışma ve önderlik politikası Ortadoğu’da sonuç vermiştir. Hatta bu ülkelerin yönetiminin oluşturulmasını da etkileyecek  derecede başarılı olmuştur. İç işleyişlerine karışmaktan kaçınmak elbette ki  diplomasi gereğidir. Fakat tarih ve komşuluğun gereği bir başka şeyde yanı başımızdaki yangına, komşumuz ve kardeşlerimizin derdine bu dar günlerinde destek olmaktır.

Sayın Başbakan  Erdoğan’ın açıklama ve müdahaleleri bunun ne kadar gerekli olduğunu göstermiştir. Şimdi bu minval üzere sivil toplum kuruluşlarına görev düşmektedir. Bu konuda çalışmış ve tecrübeli insanlara aktif roller almak düşmektedir.

 Haziran 2011 Milletvekili seçimleri sadece ülkemiz açısından değil Ortadoğu, Afrika hatta tüm dünya için hayati derecede önemlidir. Belki önümüzdeki yüzyılın ve daha sonrasının kurgulanması ile ilgili mihenk taşı olacaktır. Büyük çoğunluğun yekvücut davranmasını gerektiren tarihsel bir olay olacaktır.

Bir sonraki yazımızda neler yapılabileceği konusuna değinmek istiyorum.

Umarım yıllardır devam eden baskıcı yönetimler yerini daha saygın ve özgürlük içeren yönetimlere bırakacaktır.