Fatih Sultan Kar / İSTANBUL

12 Eylül 1980 darbesi esnasında Çayeli’nde yaşananlar kitap oldu.

12 Eylül 1980 darbesinden sonra Çayeli’nde gözaltına alınan ve bir gün Çayeli Emniyetinin bodrum katın­da tutuklu kalanların hikâyesi aynı kaderi paylaşan Yazar Sebahattin Arıcı tarafından 'Bir Günlük Gözaltı Bekleyişi' ismi ile kitaplaştırıldı.

Dernek mi kurmaya kalkarsınız tutuklusunuz

Yıl 1980......12 Eylül askeri darbesi öncesi ve sonra­sında yaşanılan çok gerilimli ve çok sıkıntılı bir dö­nem.....Rize'nin Çayeli İlçesindeki bir avuç aydın birey,Çayeli'ndeki siyasi gerginlikten kuşku duymaktadırlar. Bu kuşku nedeniyle, İlçede aktif gençler karşıtı diğer kesim siyasi görüşlü gençlerin kontrol altına alınması ve ilerde doğabilecek sokak eylemlerine karışmamalarını sağlamak amacıyla ne yapabilecekleri konusunda ken­di aralarında bilgi alışverişinde bulunmaktadırlar. . Kuracakları dernek,henüz kişilik kazanmamıştı. Ancak bilinen tek şey, Belediye Başkanının hazırladığı kurucu üyele­rin listesi Emniyet yetkililerinin eline geçmişti...?

Darbe sonrasında Asker- Polis işbirliği ile tüm Türki­ye'de sosyal kültürel amaçlı dernek ve benzeri kuruluş­ları kapatıp, kurucu ve yöneticilerini Gözaltına almaya başladılar. Çayeli de pek tabi-i böyle bir uygulamaya tabi tutulacaktı....

Bir Günlük Gözaltı Bekleyişi isimli kitabın Yazarı Sebahattin Arıcı (sağda ), kitabın ön sözünü yazan Çayelili ünlü müzisyen Dursun Karaca ile

29 yıl sandıkta saklanan anılar

Yazar Sebahattin Arıcı tarafından hazırlanan 'Bir Günlük Gözaltı Bekleyişi' isimli kitap işte bu döneme ışık tutuyor. Çayeli’nin yakın tarihinde yaşanmışlıkları göz önüne seren kitabın ön sözü o dönemler Çayeli Belediyesi’nde çalışmakta olan Müzisyen Dursun Karaca tarafından kaleme alındı. Karaca o dönemi ve kitabı şöyle anlatıyor : O gerilimli günlerin gecelerinden birinde ve tam saat 01.30 da evimin kapısı çalındı. Kapıyı açtığımda, kar­şımda Polis Memuru Mehmet'i gördüm. 'Hayrola Me­mur Bey...!' diye merakımı gidermek için sorunca Meh­met'in yanıtı kısa oldu: 'Abi, karakola kadar gideceğiz' dedi. Emniyet Müdürlüğüne vardık. Nezarethane olarak kullanılan bodrum kata indirdi­ler. Gençlerden yaşlısına kadar salon orta derecede do­luydu. Giderek de gece yarılarına doğru dolup taştı. Sa­bah herkes evinden battaniye, yastık, mont ve havlu is­tiyordu. Ben de küçük bir televizyon istedim. Sebahattin Arıcı ise; defter, kâğıt, silgi ve kalem siparişi veriyordu.İlgili yerlere dilekçe yazarak hukuki taleplerde bulunacağı yada anılarını yazacağı konusunda ikilemdeydim. Nezaret anılarını yazıyor olduğunu anladım. Anılarını 29 yıl sonra neşretmesini Arıcı, siyasi bez­ginliğe dayandırmaktadır. Yine de anılarımızda tarihi bir sayfayı açması ve bizleri 29 yıl öncesinin unutulmaya­cak sonradan tatlılaşan anılarına götürerek bir nostalji yaşattığı için kendisine teşekkür borçluyuz.

Sıkıntılı günler

Yazar Sebahattin Arıcı 12 Eylül 1980 sonrasının ülkemizden neler götürdü­ğünü, o olayın içinde yaşayanlar, olaylarla ilgili aileler, basın yayın çevreleri ile araştırmacı akademisyenler ve siyasetle uğraşanlar çok iyi bilmektedirler. Ama 12 Ey­lül olaylarıyla doğrudan ilgili olmayanlar, aradan geçen otuz yıla yakın bir süre içinde, o döneme ait sıkıntılı ve acı çektiren birçok uygulamaları unuttuklarını belirtiyor ve o döneme ışık tutacak hatıralar aktarıyor : Ancak 12 Eylül 1980 darbesinden gerek önce ge­rekse sonrasında ülkemizde meydana gelen olayları yaşamış birisi olarak yüzeysel de olsa konulara, 'Bir Günlük Gözaltı Bekleyişi' çalışmalarım içinde yer ver­dim. 1980 yılında Çayeli Emniyetinin bodrum katın­da kaleme aldığım bu anılarımı neden ancak 25 sene sonra derleyebildim...!? Bu konularda piyasada çok da­ha detaylı ve ağır işkenceli olayları yazan cesur araştır­macılar da bulunmuyor değil.... Bizim memur oluşumuz ve korkaklığımız, bunu etkilemiş olabilir. Bana göre en büyük etken, Darbelerin ülkeyi 25 sene, Muhtıraların ise en az 20 sene geri ittiği gerçeği olmalıdır

'Bir Günlük Gözaltı Bekleyişi' nin kahramanları

Abdullah Kaya (Askeri Kaymakam ), Ercüment Kâhyaoğulları, Mahmut Güler ( Çayeli Hakimi ),Sabri Bayraktar ( Çayeli Belediyesi Eski Başkanı ), Mustafa Kaşıkçı ( Çayeli Halk Eğitim Müdürü ),Sebahattin Arıcı ( Avukat ), Dursun Bayraktar ( Doktor ), Yusuf Kantar ( Öğretmen ),  Dursun Karaca ( Belediyeci, Eski Sporcu, Müzisyen ), Nevzat Sağlam ( Çayeli Müftüsü ), Yeltekin Çakır, ( Çayeli Lisesi Öğretmeni ), Ahmet Çolak (İşsiz ), Zafer Köylü Süleyman ( İşçi ),  O. Nuri Kara ( Öğretmen ), Mehmet Ballım ( İşsiz ), Yaşar ( Ahmet Çolak'ın arkadaşı ), Ömer Efendi ( M.H.P. İlçe Başkanı ), Mustafa Bayraktar (Muhasebeci ),Atıf Özdemir ( Öğretmen ), Adem Altun ( Öğretmen ),Yılmaz Özdemir ( Çaykur İşçisi ), Raif Güçlü ( Lise Mezunu ), Mustafa (Adliye Mübaşiri ), Mustafa Sandıkçi (Çayeli Belediyesi Eski Başkanı ), Enes Enesoğlu (Esnaf ), Hafuz Kalyoncu ( Esnaf ),  Zeki Albayrak ( Memur ), Dursun Sarıçam ( Esnaf ), Muhammet Kocal ( Esnaf ), Yaşar Engin. ( Öğretmen ), Ali Çepni (Adliye Kâtibi ),Yusuf Sandıkçı ( Çevreci ),  Hamit Demirci ( Öğretmen ), Nejdet ( Emniyet Müdürlüğünde görevli Bekçi ), Saim Özdemir ( Çaykur İşçisi ),  Bayramali Kısır ( Serbest Meslek ), Sarhoş Abdoş ( İşsiz ), Hamdi Sözer ( Esnaf ), Orhan Şahinkaya ( Esnaf ), Nuri Yazıcı ( Çayeli Lisesi Edebiyat Öğretmeni ), Enver Okur (  Öğretmen ), Ali Yelkenci ( Belediyeci )

Editör: HABER MERKEZİ