Dilek ASLAN

Orhan Kemal’in 72.Koğuş adlı eseri gençlik ve Spor il Müdürlüğü Gençlik merkezi tiyatro ekibince Rize de sahnelendi.

2 perdeden oluşan ve 40 kişilik ekipten oluşan gurubun sahnelediği oyunda Yaşar Eroğlu (Yönetmen) Selen Hoşgör (Makyöz) Mehmet Köse (Işık Yönetmeni) Müstekim Büyük(Müzik Yönetmeni) Mehmet Ali Peker (Teknik Ekip) Mustafa Hanedar (Dekor) Emine Nar, Ahmet Çıkan, Mustafa Kemal Atış, Tuğba Sinem Hoşgör, Abdülkerim Terzi, Cüneyt Keskin, İbrahim Korucu, Muammer Turgut, Mehmet Kurtuluş, Gökhan Temizel, Sercan Çil, Cevat Can Öztürk, Yasin Eroğlu Adem Eroğlu Taşkın Çiçek Gülşen Pala Maksut Keskin Nimet Saral Çiğdem Ataç Ramazan Remzi Kanbur Kudret Başözmen Maksut Koto Murat Faiz Ferdi Civelek Oğuz Emiroğlu Melike Yılmaz N.Elçin Kazancı rol aldı. Gençlik ve Spor Şube Müdürü Cafer Küçükmustafa, Gençlik Merkezi Müdürü Zeki bakırcı, Gençlik Merkezi Eski Müdürü Mustafa Tiryaki’nin yanı sıra idareciler ve kalabalık tiyatro severin izlediği gösterim yaklaşık iki saat sürdü. 

Tamamı cezaevinde geçen oyunda 1941 yılındaki sefalet konu ediliyor. İnsan haysiyetinin düşebileceği en dip noktanın vurgulandığı oyuna yönetmenler farklı karakterler kazandırarak çeşitlendirdi. Üç gün süre ile devam eden oyunun finalinde birde yardım amaçlı gösterim gerçekleştirildi.

 

Özetle oyun şu şekilde sahnelendi:  
72. Koğuş' un mahkûmlarından Ahmet Kaptan, bileğine güçlü, mert bir adamdır. Mertliğinin yanı sıra saf bir dünyası olan Rizeli genç, bir gün hapishane müdürünün odasına çağrılır. Çok sevdiği anası, Ahmet Kaptan' a 150 Lira göndermiştir. O dönemin koşulları içinde, yani 1940' lı yıllarda bu, hatırı sayılır bir paradır. Ahmet Kaptan, paranın bir kısmıyla koğuşta kendine ranza ve döşek alır. Gariban mahkûm arkadaşlarına da yardım eder. Koğuşa soba kurdurur, karınlarını doyurur. Ancak, mahkûmlardan cezaevinin uyanık meydancısı Bobi, Ahmet Kaptan' ın paralarına gözünü dikmiştir. Kumar oynamasına ikna eder. Bu arada da Ahmet Kaptan' ın kadınlar koğuşundaki Fatma' ya tutkunluğunu bildiğinden yeni bir oyun kurar. Rizeli' nin çamaşırlarını Fatma' ya yıkatır. Kızın ona sevgisinden söz eder durur. Fatma'nın ağzından yazdığı uyduruk ve sahte mektuplarla yüreğindeki sevdayı iyice tutuşturur. Böylece de saf Rizeli' nin paralarını yavaş yavaş çekmeye başlar.

Bir yandan 2. Dünya Savaşı tüm şiddetiyle sürüp giderken öte yandan ortalığı korkunç bir kış bastırır. Kaptanın kumarda şansı döner, tüm elindeki avucundakileri yitirir. Yatağını, ranzasını, giysilerini, her şeyini kumarda Bobi' ye kaptırmıştır. Genç adam bu aptalca şanssızlığı yüzünden garibanların acıma dolu bakışları altında ezilmektedir. Hele tutkunu olduğu Fatma'nın bir başka cezaevine nakledildiğini öğrenince tam çılgına döner. Ahmet Kaptan, bir kavga sırasında camları kırılan o pencerenin önünden bir türlü ayrılamaz olur. Odun alacak parası da kalmamıştır ve kırık camlı o pencerenin önünde, Fatma' yı düşlerken bir sabaha karşı donarak ölür.  

Editör: HABER MERKEZİ