KIZILELMA , son günlerde, birdenbire popüler bir kavram haline geldi. Büyük bir piyasa yaptı. Kapış kapış gidiyor. Âdeta yok satıyor. Hele de
birileri varki, mal bulmuş Mağribi gibi, bu sihirli kavrama sarılıverdiler. O'nunla yatıp, O'nunla kalkıyorlar. 
Oysa ki, bu çevreler, dün, KIZILELMA diyen Ülkücüleri ırkçılık ve kafatasçılıkla ithâm ediyorlardı. Daha da ileriye giderek, Türk Milliyetçilerine, kızıl komünistler gibi, bunlarda 
" faşist " damgası vurmada âdeta onlarla yarışa giriyorlardı. 
Ne oldu da , dün ağızlarından salyalar akıtarak saldırdıkıları "KIZILELMA" , bugün paha biçilmez bir değer oluverdi?
Bu durum, başlıbaşına ilmin ve siyaset tarihinin incelemesi gereken bir durumdur. Buradan çıkacak sonuç, Türk Siyasetinin son yıllarda ne denli paspaye ve aşağılık zeminlerde temsil edildiğinin tescili olacaktır. 
Siyaset, lağım çukuruna düşürülmüştür !
Toparlanmasının ise, kisa vâdede tahakkuk etmesi asla mümkün değildir.

Kızılelma, bir hedeftir. Bir mefküredir.
Türk'ün nihaî ülküsünün adıdır. İlimde, medeniyette , sanatta ve hayatın diğer bütün alanlarında, varılmak istenen yerdir.
Zaman ve mekânda sonsuzluktur. Durmak ve yorulmak bilmemektir.

Kızılelma, Türk 'ün varoluş felsefesidir. 
Ezelden ebede değin sürecek olan vazgeçilmezidir. 
Kizilelma bir hedeftir dedik.
İşte bu hedef ;
Atilla'da Vatikan'dır,
Alparslan'da Anadolu bozkırlarıdır.
Fatih'te İstanbul 'dur. 
Kanuni'de Viyana ve ötesidir. 
Yarınlar da ise bu hedefin neresi olacağını, yine,
yarının sahipleri belirleyecektir.

Şurası muhakkaktır ki, 
Belirleyen irade, Türk 'ün öz evlatları olan yigit ülkücüler olacaktır.
YAŞASIN KIZILELMA ÜLKÜMÜZ!