İktidarın,“17 Aralık yolsuzluk operasyonu” ve arkasından gelen olaylar karşısında ki tutumunu dilimizin döndüğü ölçüde iki makale ile sizlere anlatmaya çalıştım!

Bugün geldiğimiz nokta;iktidar ve destekçilerinin yeni bir mağduriyet ortamı meydana getirerek “komplo”ya uğradıklarını ve hükümeti alaşağı etmek için “devlet içinde paralel bir yapının oluştuğunu” dillerine doladıkları vahim bir noktadır!..

Milletten aldıkları yetkiyi çeşitli bahanelere kurban ederek meseleleri her geçen gün katmerleştiren iktidar bana göre bütün bu olup bitenlerin tek müsebbibidir!

Günlerdir yazılan-çizilen ve konuşulanların can alıcı noktası şudur; Ülkemizi idare eden akıl, meselelere çözüm bulmak yerine“ipe un sererek” yeni bir mağduriyet edebiyatına sarılmış olmasıdır!..

Bütün bu olup bitenlere “hakem” olması gereken “hukuk sistemi” bu iktidarın eliyle etkisizleştirirken,dün anayasa değişikliğine “evet”diyen vatandaşlarımız kandırıldığının bile farkında değildirler!..

Bugün, dünden daha derin ayrılıklarımız var artık!

Kim ne derse desin iktidar,”mağdur edebiyatı” yaparak bu meseleleri çözemeyecektir! Yazılarımı dikkatli bir gözle takıp edenler çok iyi bilecektir; her dönem mağduru oynayanların bu defa siyasi manevralarla işin içinden sıyrılamayacağını,günü geldiğinde bu yapılanların hesabının sorulacağını ifade etmiştim…O günleri yaşadığımızı rahatlıkla söyleyebilirim artık!..

Fakat bütün bu olup bitenler karşısında hayretle müşahede ettiğim bir gerçeği de buradan ifade etmek isterim doğrusu…

Hala bir kesim insanımızın, bunca tahribatı görmesine rağmen,suskun ve teslimiyetçi bir üslupla güce boyun eğerek zaaf göstermelerine gönlüm razı olmuyor!

Daha önce ifade etmiştim; bizim toplum olarak en büyük eksikliklerimizden bir tanesi de; güç kimdeyse o haklıdır ve diğerleri bu gücün karşısında peşinen kaybedenlerdir düşüncesinde olmasıdır!

Ülkemizin sözde aydınları ve entelektüellerimiz de bu güce ram olmaya devam ediyor! Özellikle iktidar yalakası olan basın-yayın organlarında ki yazar-çizer takımının tavrı tam bir “kraldan çok kralcı” tavrıdır!

Burada enteresan olan bir durum da,“ne istediniz de vermedim” sözünün muhatabı olan cemaatin yazarlarının üç yüz altmış derece dönmüş olmalarıdır!...Dün kendileri gibi düşünmeyenlere karşı iktidarla kol kola girerek “linç kampanyaları”yapan cemaat yazarlarıyla iktidar kalemşorlarının kavgaları ibretle izlenmesi gereken bir durum dönüşmüştür…

Bir yazımda ifade etmiştim; cemaat inkar etse de,siyasette,ekonomide,bürokraside,basın-yayın alanında,kısaca her sahada etkinliğini bu iktidar dönemin de giderek artırmıştır, diye…Ama o gün bıyık altından bize gülen iktidar severlerimiz bugün bizim eleştirilerimize rahmet okutan bir üslupla cemaate belden aşağıya vurabilmektedir!..

Şimdi tam burada,“paralel devlet yapısı” ve “komplodan” bahseden iktidara sorularımızı soralım ve cevaplarımızı itirazı olanlardan almaya çalışalım!

Eğer söz konusu olan devlet ya da devletler kimse bunları açıkça ifade etmeli ve gereğini artık yapmalıdır…

Eğer stratejik ortağımız dediğiniz Amerika değilse bu bahsedilen ülke, hangi ülkedir?

Savunma sanayimizi  teslim ettiğiniz İsrail midir bu ülke?

Yoksa sıfır sorun üzerine kurmaya çalıştığınız komşu ülkelerden hangisidir?

Daha önce serbest dolaşım sağladığınız ve dostunuz olan, şimdilerde azılı düşmanınız  Suriye’midir?

Bir zamanlar Dışişleri Bakanının Abi diye hitap ettiği daha sonra Diyarbakır’da ağırladığınız Barzani’nin Devletçiğimidir?

Ya da içine girmek için bin bir takla attığınız Avrupa Ülkelerinden her hangi birisimidir?

Bu ülke, enerji alanın da anlaşmalar yaptığınız ve vizeyi karşılıklı kaldırdığınız Rusya’mıdır?

Bütün Dünyayı karşınıza almaktan çekinmediğiniz ve ekonomik alanda her türlü yardımı yaptığınızı söylediğiniz İran mıdır?

Yoksa bizim adını sanını bilmediğimiz ta uzaklarda başka bir ülkemidir!

Evet, kimdir bu ülke ve paralel devlet kurmakla suçladığınız kimlerdir, sorma hakkımızın olduğunu düşünüyorum!

Yoksa, çaresizliğinize-beceriksizliğinize kılıf aramanın başka bir yolumu bu “paralel devlet yapılanması” hikayeniz?

Eğer böyle bir ülkenin varlığına inanıyorsanız ve gereğini yapmıyorsanız,”mağdur edebiyatı” yapmanız bu sefer iktidarınızı kurtarmaya yetmeyecektir!

Geldiğimiz nokta çok vahimdir! Bu durumu selamete kavuşturacak milletin kendisidir. Ve inanıyorum ki; milletimiz derin ferasetiyle bu sefer şuuruna geçirilen zincirlerden kurtulacaktır!..

Görüşmek üzere, Allah’a emanet olun…