Artemisbet
Rize
Kapalı
26°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Nilgün Toker: Barış Bildirisi İmzacısı Akademisyenin Hayat Hikayesi

Nilgün Toker: Barış Bildirisi İmzacısı Akademisyenin Hayat Hikayesi

12.06.2025 14:59

Felsefeden Siyaset Felsefesine Uzanan Akademik Bir Yolculuk

1961 yılında Afyon’un Dinar ilçesinde dünyaya gelen Nilgün Toker, üniversite eğitimine Orta Doğu Teknik Üniversitesi Matematik Bölümü’nde başladı. Ancak yönünü felsefeye çevirerek Ege Üniversitesi Felsefe Bölümü’ne geçti ve bu bölümden mezun oldu. Yüksek lisansını yine Ege Üniversitesi'nde “Doğal Hukuk Geleneğinde Locke’un ‘Yönetim Üzerine İki İnceleme’sinin Yeri” başlıklı teziyle tamamladı.

Toker, doktora eğitimini ise Fransa’da, Paris VIII Saint Denis Üniversitesi’nde sürdürdü. Doktora tezinde Hannah Arendt ve Jürgen Habermas üzerinden iktidar ve meşruiyet ilişkisini ele aldı. Akademik ilgi alanını siyaset felsefesi, toplumsal adalet ve kamu alanı kuramları oluşturdu.

Barış Bildirisinden İhraç Sürecine

Nilgün Toker’in ismi, 2016 yılında kamuoyuna yansıyan “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı Barış Bildirisi ile daha geniş kitlelerce tanındı. Türkiye’nin doğusunda süregelen çatışmalı sürece karşı barış çağrısı yapan bu bildiriye imza atan yüzlerce akademisyen arasında yer aldı.

Bu bildirinin ardından hükümet tarafından hedef alınan akademisyenlerden biri olan Toker, 7 Ocak 2017 tarihinde yayımlanan bir Kanun Hükmünde Kararname ile profesör olarak görev yaptığı Ege Üniversitesi Felsefe Bölümü'nden ihraç edildi. Bu karar, akademik özgürlük ve ifade hakkı tartışmalarının da merkezinde yer aldı.

İnsan Hakları Savunuculuğu ve Yayın Faaliyetleri

İhraç sonrası çalışmalarına ara vermeyen Toker, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Akademi bünyesinde faaliyetlerini sürdürdü. TİHV Yayınları’ndan 2019 yılında çıkan ve KHK’larla ihraç edilen akademisyenlerin yaşadıkları hak ihlallerini konu alan Akademisyen İhraçları: Hak İhlalleri, Kayıplar, Güçlenme Süreçleri adlı kitabın editörleri arasında yer aldı.


Aynı zamanda Toplum ve Bilim dergisinin eş editörlüğünü de yapan Toker, siyaset felsefesi ve etik sorumluluk üzerine yazılarını akademik dergilerde ve bağımsız platformlarda sürdürmeye devam etti.

Yayınlarıyla Eleştirel Düşünceye Katkı

2012 yılında İletişim Yayınları’ndan çıkan Politika ve Sorumluluk adlı kitabında ise siyasal düşünceye dair kaleme aldığı makaleleri bir araya getirdi. Kitap, bireyin kamusal alandaki sorumluluğuna ve siyasal kararların etik temellerine dair kapsamlı bir tartışma sunuyor.

Sesi Kısılmaya Çalışılsa da...

Nilgün Toker, akademik unvanı elinden alınsa da düşünsel üretimini sürdüren, insan hakları mücadelesinden vazgeçmeyen bir akademisyen olarak Türkiye’de ifade özgürlüğünün simge isimlerinden biri haline geldi.