Evet-Hayır ikilemi içerisinde gidip gelen halkımız, bu mübarek günlerde iktidarın ve yandaşlarının kara propagandasına teslim olmuş gibi!

Bu kara propagandanın birincisi sırasında, devletin televizyonu var… Ve bütün kanalları bu kara propagandaya alet olmuştur… Öyle ki, referandumda ne kadar “evet” diyecek yazar, gazeteci, akademisyen, sanatçı, aklınıza kim gelirse gelsin, her akşam devlet televizyonunun bir kanalında boy gösteriyorlar…

İkinci sırada, iktidarın tarafı olan TV kanalları ve gazeteleri…İnanılmaz şeyler oluyor bu kanallarda..Bir tanesini anlatayım ne demek istediğimi anlarsınız. Adını da vereyim kanalın. Ülke TV ve orada bir sağlık programı yapılıyor. Konuk doktor ne için o programda olduğunu unutarak nasıl hakaret ediyordu “hayır” oyu vereceklere inanamazsınız! Bir ara o kadar coştu ki; MHP ye kandan besleniyorlar bile dedi!

Son zamanlarda başbakanı ağırlayan gazeteci çakmalarını anlatmama zaten gerek yok takıp ediyorsunuz! Ama şunu diyeyim özellikle,Yiğit delikanlının Başbakanı ağırladığı programı, karakterim müsaade etmediği için seyredemedim!...

Üçüncü sırada iktidarın kendisi ve sözcüleri… Öyle ki her fırsatı değerlendiriyorlar. Zaten sayın başbakan il il dolaşıyor ve bu normal bir şey diyeceğimiz yok elbette… Ama devlet idare ederken ve hizmet götürülürken bu propagandaya hiç de gerek yok! Mesela Başbakan bir ilde konuşma yapacak değil mi? İşte kurnazlık burada başlıyor ve o ilde yapımı tamamlanan her hangi bir tesisin açılışı bahane edilerek Başbakanın “evet” için yapacağı propaganda konuşmasına zemin hazırlanıyor… Rize İkizdere’de ki HES santralının açılışında olduğu gibi…

Zaten akşamları iftar sofraları kara propagandanın en yoğun yapıldığı yerler oluyor!

Geçen gün Ak Parti Beşiktaş İlçe Başkanlığının iftarında konuşan Bağış soy isimli bakan şöyle diyordu; hayır oyu verenlerin aklına şaşarım ve bunlar asla vatansever değillerdir!

Dördüncüsü ise daha enteresan… İnternet üzerinden öyle şeyler paylaşılıyor ki, akıllara zarar veriyor. Bir bakıyorsun muhalefetle ilgili ipe sapa gelmez bir iddia ya da bir asker emeklisi için ses kaydı gibi ucube şeyler özellikle çalışan kesim üzerinde büyük bir propagandaya dönüşüyor… Buradan şunu da ifade edeyim aynı şekilde hayır oyu verecek kişilerde aynı yolu deniyorlar ve hiç de şık olmuyor tabii…

Pekala bütün bunları neden anlattım ya da böyle bir tasnif yaptım.

Şunun için sevgili dostlar. Baştan da yazdım şu mübarek günlere referandumu sıkıştıranların asıl amacının, insanımızın manevi tarafını sömürerek geçmişle hesaplaşmak için bu anayasa maddelerine evet vermeniz gerektiği noktasında daha olumlu sonuç nasıl alabiliriz kaygısı yatmaktadır.

Doğrusu bunda da başarılı oldular diyebilirim…

Birkaç gün önce kuzenlerime uğradım, İzmir’de iş çıkışı… Benden sonra içeriye bir bey girdi. Selam verdi oturdu ve sitem etmeye başladı. Şöyle diyordu; bu MHP artık tamamen gözümden düştü. Artık onlardan bir şey olmaz geçmişlerini inkar ediyorlar yazık bu mücadeleyi veren eski ülkücülere! Başbakan 12 Eylülcülerden bunların intikamını almak için çabalıyor ama onlar destek çıkmıyorlar!

Mealen böyle söyleyen beyefendiye bir dakika dedim. Siz MHP ye daha önce oy verdiniz mi? Ya da bu hareketin için de bulundunuz mu? Öyle ya siz MHP‘yı eleştirmeniz için daha önce oy vermiş ve bu harekete hizmet etmiş olmanız gerekirdi? Bana ne derse beğenirsiniz o beyefendi. Ben MHP’ne hiç oy vermedim bugüne kadar. Ak parti gelmeden önce ANAP oy veriyordum! Ona çok şey söyledim elbette ama söylediklerimden bir tanesini de burada sizlerle paylaşayım. Demiştim ki; hayatınız boyunca hakaret ettiğiniz, uzak durduğunuz bir siyasi partiye karşı bugün üç beş oy uğruna yakınlaşma çabanız var. Bu yakınlaşmayı da eleştiri ve hakaret üzerinden yapıyorsunuz. MHP siyasi bir partidir. Kendine ait düşünceleri ve dünya görüşü olan bir partiye oy vermediğiniz halde bu kadar hakaret etmeniz neyin eseridir?. Siz ve sizi yönlendirenler MHP yı sanıyorum İktidar partisinin gençlik kollarıyla karıştırıyorsunuz!

Hem Sayın Başbakan 12 Eylülcülerden intikam almayı bıraksın kendi hükümetine muhtıra veren generali yargılasın da görelim! Ama bu söylediklerim o vatandaşı bir milim bile geri adım attırmadı bunu da itiraf edeyim!...

Nihayetinde iktidarın ve yandaşlarının bu referandum süresince uyguladıkları ”kara propaganda” halk nezdinde karşılık bulacak mi hep birlikte göreceğiz.

Ama asıl önemli olanın, şu mübarek günlerde insanımızın ruhunda oluşturulan kirlilik ve kırgınlıktır diye düşünüyorum… Bu milleti kamplara ayıran zihniyeti buradan kınıyorum ve üzüntülerimi belirtiyorum… Uzun vade de evet de hayırda telafi edilebilir ama maalesef gördüğümüz gibi bu zihniyet ülkemizi bölünmenin eşiğine de getirebildi!  Umarım sağduyu hakim olur ve bu karanlık günlerden en kısa zamanda kurtulabiliriz…

Görüşmek üzere Allaha emanet olunuz…