Sabah sayfama düşen Amcaoğlu Osman’ın  “Ulan iki video yükledik az daha Ergenekon’dan içeri alınacaktık” cümlesi beni, acı acı tebessüm ettirmekle birlikte bir gerçeğin altını kalın harflerle çizmesi nedeniylede bugün ki Türkiye’nin durumunu hicveden bir mana da taşıyor aslında!  

Daha önce birkaç yazı kaleme almış ve demiştim ki; bakın görün hiçbir şey çıkmayacak… Ortaya çıkacak durum, mevcut iktidarın biraz daha güçlenmesi için muhaliflerine verilen gözdağından öteye geçmeyecek! Meğer bende yanılmışım bu konuda. Bugün geldiğimiz nokta, toplumun bir kesiminin diğer bir kesimi üzerinde ki baskısının ayyuka çıkması olarak da ifade edilebilir! 

Sade bir vatandaşın bile iktidarı eleştirmesi karşısında ki tedirginliğini nasıl izah edeceğiz! Hele yazı yazan ,düşünen ve olup bitenler karşısında susmayanların neler yaşadıklarını hep beraber yıllardır görmüyor muyuz?! 

Ve kim ne derse desin, ben bu konuda ki iddia sahiplerinin ortaya attıkları argümanlara bakarak kesinlikle diyebilirim ki; Türkiye Cumhuriyetinin siyasi tarihin de dinin bu ölçüde siyasallaştığı bir zaman dilimini ne okudum ne de yaşadım! 

Olayın en vahim tarafı da budur aslında!  Seslendirdiğimiz her itiraz karşısın da, iddia sahiplerinin tutundukları tek dal maalesef Mukaddes Dinimiz olmaktadır! Ve üstelik sen nasıl Müslümansın ve olup bitenleri nasıl göremesin diye de çıkışlara muhatap olmaktayım! Ferasetimizin kapalı olduğundan dem vurarak bize acıdıklarına da şahit oluyoruz doğrusu! 

Yıllardır muzdarip olup şikâyet ettikleri ne varsa bugün kendilerinin başına gelmiş olması da tarihin bir cilvesi olsa gerek! 

Bugüne kadar şikâyet edilen konuları bir bir sayacak değilim elbette… Ama sanırım en önemli olan “Atatürkçülük istismarıydı” ve bugün iktidarda olan dünya görüşü haklı gerekçelerle bu istismara karşı çıkmış ve bu konularda bedelde ödemiştir! 

Aslında yazımın  “istismarı” başka açılardan irdeleyen değerlendirmeler içeriyordu bugün ki durumumuzla ilgili ama gel gör ki, Merhum Erbakan Hocanın vefatı üzerine Başbakan Tayyip Erdoğan’a atfedilen bir video görüntüsü üzerine canımı sıkan durum üzerine biraz mecra değiştirmiş oldu! (Bu video görüntüsü işgüzar bir vatandaş tarafından hatıra olsun diye gizli çekildiği her halinden belli ve sesin Sayın Başbakana ait olduğu da tartışmalı ama bu bizim konumuz değil elbette) 

Bu konuda beni üzen en önemli durum da şu; eli kalem tutan mürekkep yalamış dostlarımın da bu” istismar korosuna” katılmış olmalarıdır! Hatırlarsanız referandum sürecinde itirazlarımı seslendirdiğim birkaç yazım vardı ve o yazılarımdan bir tanesinin başlığı “kara propaganda” idi… Aynen bugün olduğu gibi, din alimleri ve siyasetçilerin milletin dini duygularını sömürerek ortaya attıkları argümanlar sonucu kara propaganda tutmuş ve bugün yaşadığımız “kaos” ortamının da alt yapısını oluşturmuştu! 

Ben arkadaşlarla olan tartışmalarımda da ifade etmiş ve demiştim ki; yapmayın etmeyin, bu durumdan Sayın Başbakan da hoşnut değildir. Bu yapılan düpedüz din istismarıdır! Ama öyle cevaplarla karşıma geldiler ki doğrusu onların adına çok üzüldüm! Neymiş efendim, bugüne kadar gelip geçen hiçbir Başbakandan her hangi bir Kuran Süresi okuduğunu duydunuz mu? Bu ülkemiz için bir devrimdir, işte Kuran okuyan bir başbakanımız var daha ne istiyorsunuz gibi basit sıradan ve bir o kadarda şuurlu her mümini üzen karşı itirazlara muhatap oldum! 

Şimdi bu noktada iki tespit yapmak istiyorum… 

Birincisi şu, Cumhuriyet tarihi boyunca hiçbir Başbakanın Kuran-i Kerim okuduğunu duydunuz mu gibi sığ düşünceye vereceğim cevap… Pekâlâ, siz Cumhuriyet Hükümetlerinde din âlimi Başbakanlarımızın olduğunu duydunuz mu ve biliyor musunuz? 

İkinci tespit ve yorumumda şu; bugün hamiliğine soyunduğunuz Arap ve Ortadoğu Ülkelerinin Liderleri kendi dillerinden olan Yüce Kitabımızı sanırım çok daha kıraat ve tecvide uygun okuyorlar değil mi? E o halde, bu ülkeler, güzel Kuran okuyan liderleri var diye bir adım ilerimi gidiyorlar yoksa birilerinin oyuncağı olup halklarına kan mı kusturuyorlar! 

Bu konuyu daha fazla uzatmak istemiyorum doğrusu… Nurettin TopçuKimi küçük çocuklar için masal olacak meseleler bunların sermayesidir. Lakin esas meseleleri ticaret yapmaktır demişti

 Ben doğrusu bugün ticaret ve oy kaygısının iç içe geçtiği bir Türkiye’ de yaşadığımızı düşünüyorum! Ve bunun için de Yüce Dinimizin istismarının yapılması beni, şuurlu her mümin gibi derinden üzmektedir… Dinimizin ve Atatürkçülüğün  “istismar korosuna” katılmayan, tenezzül dahi etmeyen bu ülkenin vatandaşlarını saygıyla selamlıyorum… 

Görüşmek üzere Allaha emanet olunuz…