Allah'a sonsuz şükürler olsun ki nasip oldu ve bir Ramazan Bayramına daha ulaştık. Daha nice bayramlara ulaşmayı Rabbimizden niyaz ediyoruz.

Hemen her sene bayram kutlamalarında eski günlere hasret duyulur ve "Nerede o eski bayramlar" diye konuşulur, tartışılır. Bu defa gerçekten de "Nerede o eski bayramlar?" denilecek bir bayram idrak ettik ve ediyoruz.

Virüs salgını sebebiyle Ramazan ayımız da farklı oldu, bayramımız da. Bir bakıma akla gelmeyenler başımıza geldi. Düşünün ki teravihler için camilere gidemedik, iftar davetleri olmadı ve hepsinde de farklı olarak Ramazan Bayram namazını dahi evde kıldık. Acaba böyle bir Ramazan ve bayram idrak edeceğimiz akla gelir miydi?

Tabii ki Ramazan ayının farklılığı bir yönüyle de öğretici oldu. Her işte bir hayırlı netice olduğu gibi bu musibetten de ders ve ibretler ortaya çıktı. Belki de daha önceki Ramazan aylarına nisbeten daha çok Kur'an okundu ve ibadetler yapıldı. Bundan önceki Ramazan aylarında çeşitli davet ve programlar sebebiyle teravih namazlarını tam olarak kılamayanlarımız vardı. Bu Ramazan ayında ise ekseriyetle evde olduğumuz için Allah'a şükür teravihlerimiz aksamadı. Camilere gidemedik ama bir bakıma evlerimiz 'mecsid' oldu, daha fazla cemaatle namazlar kılındı. Ramazan ayını bu şekilde uğurlarken bayram sabahında da bayram namazlarını cemaatle evlerimizde kılabildik. Bu yönüyle bakıldığında "Nerede eski Ramazanlar" demekten önce "Nerede geçen seneki Ramazan ayı" dahi demek mümkün. Hakikaten çok farklı bir Ramazan ayı ve neticesinde bayram idrak ettik ve ediyoruz. 

Düşünün ki, bayramların vazgeçilmesi olan ziyaretleri dahi bayram sonrasına ertelemiş durumdayız. Bütün Türkiye bayramı evinde idrak ediyor.

Ramazan ayı boyunca her gün yapılan dualar hürmetine inşallah üzerimizdeki salgın musibeti sona erer ve mümkün olan er erken vakitte hayat 'yeni normal'a döner. Tabii ki hem bayram günlerinde hem de sonrasında "Acaba ne gibi yanlışlar yaptık ki bütün dünya olarak böyle bir musibete maruz kaldık?" diye düşünmek de gerekiyor. "Dünyaya hükmetme" iddiasında olan insanların gerçekte gözle görünmeyen bir virüse mağlup olması herkesi ve hepimizi uyandırmalı ve düşündürmeli. Dünyaya gönderiliş gayemizin "Allah'a kulluk" olduğunu unutabilir miyiz?

Gazetecilik açısından da farklı bir bayram idrak ediyoruz. Uzun yıllar sonra ilk defa 3 gün boyunca (24-25 ve 26 Mayıs 2020) hiç bir gazete basılı olarak yayınlanmayacak. Çünkü bütün Türkiye bayramı 'ev hapsinde' geçiriyor. Gazete basımı da, dağımızı da yok. Belki bundan sonra da eski yıllarda olduğu gibi bayramlarda gazeteler yayınlanmaz. Önümüzdeki günler bakalım nelere şahitlik edecek.

Bu düşüncelerle idrak ettiğimiz Ramazan Bayramının insanlığa ve İslam alemine huzurlar getirmesini Allah'dan (cc) niyet ediyoruz. Bayramınız ve bayramımız mübarek olsun inşallah.