Virüs salgını bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de sağlık çalışanlarını gündeme taşıdı.

Meslekî çalışmalarını Amerika’da (San Diego, CA) devam ettiren Prof. Dr. Mehmet Çilingiroğlu’nun Türkiye ile Amerika kıyaslaması ve benzeri konulardaki beyanları yeni tartışmalara da sebep oldu.

Prof. Dr. Çilingiroğlu’nun ATV’ye bağlandığı esnada yaptığı bir yorum boş övünmelerin işe yaramadığını akla getirdi. Dr. Çilingiroğlu’nun yorumu şöyle: 

“Ben Türkiye’ye çok sık gelirim. Geçen gün biri (ismini söylüyor) beni kastederek, ‘Sen memleketini şimdi mi sevmeye başladın?’ diye ukalaca sormuş. Ben memleketimi ve ülkemi doğduğumdan beri sevmiş bir insanım. Maalesef Türkiye’de araştırma imkânları Amerika’daki kadar yok. Bu bir gerçek. Buraya bilim yapmaya geldim. Diğer Türkler gibi. Biliyorsunuz bir diğer Türk de (Aziz Sancar’dan bahsediyor/fç) Nobel Ödülü aldı. Aldığı ödülü Amerikan Cumhurbaşkanına mı götürdü? (...) Bak şimdi adamdan ses seda duyulmuyor. Demek ki bir şey yaptı biri. Ben orada (Türkiye’de) bir üniversiteye girip de profesör olmam. Ama yardım ederim. İhtiyacım yok ki. Geldiğimde yazıhanemi açarım, kimi teyzem yumurta getirir, kimisi başka bir şey Allah’ıma bin şükür. Neden bu şekilde itham ediyorsunuz? Ben bilim için araştırıyorum, bakıyorum. Hiçbir çıkarım yok. Hiçbir partiye katılmam. Hiçbir şeyden de beş kuruş para almam. Bunu anlamak neden zor? Böyle kendini bilmeyenler Amerika’ya gelir afedersiniz tuvalet temizler. Biz sevilen sayılan bilim adamlarıyız. Bunu (her halde eleştirileri/fç) aynı zamanda hekim arkadaşlarımız da yapıyor. Neymiş, tutturmuşlar bir EIT indeksi. Yazıyorlar bir tane makale. Ondan sonra asistanına diyor ki ‘Sen bu makaleyi referans al, benim notum yükselsin profesörlük alayım ve gideyim yazıhanemde hasta yolayım’ diyor. Bilmiyor muyuz biz? İnsanı çileden çıkarmayın. (...) Bana çok gençler geliyor. Gençler gece gündüz yazıyor: Hocam biz bu ülkeden gitmek istiyoruz. Biz Türkiye’den gelelim, yanınızda eğitim alalım diyor. Beyin göçü diyorsunuz ondan sonra. Beyin göçü olur tabi. (...) Adam demiş ki (bir üniversite rektörünün ismini söylüyor) ‘İlk 500’de 6 tane üniversitemiz var. İlk 500’de 6 tane üniversite diyeceğine ‘ilk 100’de şu üniversitemiz var de ve çık karşıma. Hangi ilâcı buldun? Hangi teknolojiyi buldun?”

(Video, şu adresten deşifre edildi: indyturk.com/node/175331, 7 Mayıs 2020)

Tabiî ki ülkeler arasındaki kayaslamalar tartışmalı konulardır. Bazı ülkeler bazı noktalarda iyi durumdayken, başka noktalarda kötü durumda olabilirler. Önemli olan ‘ortalama’ların yüksek olmasıdır. Ülkemizde araştırma imkânlarının Amerika’daki kadar olmadığı her halde sır değil. Ancak Amerika’da çalışan bir öğretim üyesinin Türkiye’deki bir üniversitede görev almam diyecek noktada olması ülkemizi idare edenleri düşündürmesi icap eder. Hele hele gençlerin durumunu ortaya koyan, “Hocam biz bu ülkeden gitmek istiyoruz. Biz Türkiye’den gelelim, yanınızda eğitim alalım diyor” beyanları idarecileri bin defa düşündürmeli. Ne oldu da ülkemiz bu ölçüde beyin göçüne kapıldı? Bu anlayışla ‘beyin göçü’ durdurulabilir mi? 

İdarecilerimiz övünmeyi bir yana bırakıp bu sorulara cevap bulsa çok daha iyi olur vesselâm.