Başbakanımız Recep Tayip Erdoğan, Londra da  yaptığı açıklamada ülkemizde kaçak işçi olarak bulunan yetmiş bin Ermeni vatandaşının yaşanan son güncel gelişmeler bağlamında sınır dışı edilebileceği ihtimalinden söz etti. Bu açıklamayı İsveç parlamentosunun 1915 olaylarını soykırım olarak tanıyan kararından sonra yapması Ermeni diasporasına misillemede bulunma amacıyla yaptığı ihtimalini akla getiriyor.

 Hangi sebeple bu açıklamayı yaparsa yapsın Ermeni diasporasının Türk-Ermeni ilişkilerinde takındığı olumsuz tavır düşünüldüğünde başbakanın bunu söylemesinde pek de haksız olmadığı anlaşılıyor. Peki, bu karar ne kadar doğru? Ermeni vatandaşlarının sınır dışı edilmesi Türkiye’ye ne kazandıracak? Bu iyice azıtan Ermeni diasporasını imana getirecek mi?

Şahsen bu kararı sıradan bir vatandaş olarak doğru bulmuyoruz. İki sebepten dolayı ki birincisi ceza sorumluluğunun şahsi olduğuna inancımız sebebiyle ikincisi de böyle bir uygulamanın tarihi geleneklerimizle bağdaşmaması nedeniyledir.

Şüphesiz hukuk sistemimiz bu konularda bakanlar kuruluna mukabele i bil misilde bulunma hakkını veriyor. Mesela ülkemize vize uygulayan devletlere karşı ülke olarak Türkiye de onlara vize uygulayabilir, uluslar arası kuruluşlarda veto yetkisini kullanan devletlere Türkiye de veto yetkisini kullanabilir, kendisini şikayet edeni ülkeleri o da uluslar arası kuruluşlara şikayet edebilir. Fakat bunları nasırına basanlara karşı yapabilir. Suç varsa elbette ki ceza olmalıdır ancak ceza suçluya karşı olmalıdır. Güçlü olması nedeniyle cezalandırılamayan kişilerin salt akrabaları olduğu için yakınlarının cezalandırılması aklın ve vicdanın kabul edebileceği bir durum değildir. Suçluyla değil suçla mücadele asıldır. Güçlü olduğu için suçlunun yerine yakınlarının cezalandırılması devlet haline gelememiş ilkel topluluklarda olur.

Ermeni diasporasının melanetlerini herkes az çok biliyor. Asala terör örgütü, diplomat cinayetleri, Kürt Bölücülere destek, Türkiye’yi karalama kampanyaları, sözde Ermeni soykırımını tanıyan yasa teklifleri onların zaten bilindik icraatları. Dahası ekonomik olarak güçlüler, siyasi etkileri ise büyük, dünya üzerindeki yayılımları da oldukça geniş. Diasporanın iddialarını çıkarları için kullanmaya teşne ülke yönetimleri de buna eklenince Türkiye’yi rahatsız eden bu gelişmeler ortaya çıkıyor.Fransa,Belçika,İtalya,Hollanda,Polonya, Litvanya, Vatikan,Yunanistan, Arjantin, Kanada ve Rusya Federasyonu gibi çok sayıda ülke 1915 olaylarını soykırım olarak çoktan kabul ettiler bile.Yenileri ise sırada bekliyor.Kabul etmeyenlerse yaşananların soykırım olduğuna inanmamalarından değil Türkiye ile siyasi ve ticari ilişkilerini bozmak istememelerinden kaynaklanıyor.Stratejik ortağımız ABD’nin bile yirmiden fazla eyaleti 1915 yılında Anadolu da yaşananların Türklerce Ermeniler uygulanan bir soykırım olduğunu kabul etmiş durumda. Bunda Ermeni diasporasının rolünü inkar etmek mümkün değil.

Buna rağmen Türkiye de ekmeğini kazanmak için çalışan Ermeni vatandaşlarını bundan dolayı sorumlu tutmak doğru gelmiyor. Yurt dışındaki Ermenilerin tepkisi yüzünden değil insani nedenlerden. Onların kaygısı Ermenistan’daki çoluk çocuğuna ekmek götürmek, yani onların nafakasını çıkarmak aileleri için hayat kavgası vermek. Siyasi rant kavgası hiç değil. Hatta Türk-Ermeni ilişkilerinin iyi yönde evirilmesi için katalizör işlevi gördükleri bile söylenebilir. Onları temizlikçi, hamal, çocuk bakıcısı ya da işportacı olarak gördükçe bilinçaltımızdaki önyargılar yerini gerçeklere terk ediyor. Ermeni imajı şekil değiştiriyor, muhayyilemizden ayakları yere basan gerçeğe dönüşüyor ve dünyevileşiyor.

Dahası varlıkları hazır işgücü demek. Rize de  evini taşırken ya da tarlasında çay keserken insanların başvurduğu işgücü kaynağı bu insanlar. Türk insanı genelde yerlilerden çok yabancıları tercih ediyor. Ermeni ya da Gürcü oldukları için değil, daha anlayışlı ve çalışkan oldukları için. Aslında onları en iyi bizim anlamamız lazım, zira vaktinde bizim de akrabalarımız Almanya da bu durumlara düşmüşlerdi. Tuvaletçilik, bulaşıkçılık, temizlikçilik yapan insanlarımızın hatıraları hala tazedir. Şimdi ise Almanya da onların varlığı Türk-Alman ilişkilerinin en önemli dinamiklerinden birisi haline gelmiş durumdalar. Yurt dışında en büyük ticari ortağımızın Almanya oluşu tesadüf değil.

Şayet başbakanın sözünü ettiği ihtimal gerçek olur da yetmiş bin civarında Ermeni vatandaşı sınır dışı edilecek olursa Ermeni diasporasını değil onlara mesafeli duran ve güncel gelişmelerle hiç ilgisi olmadığı gibi Türkiye ye de ekonomik olarak bağımlı bir grup insanı cezalandırmış olacağız. Dahası onların ailelerini de cezalandıracağız. Ermenistan demokratik bir ülke olsa bu insanların faturayı Ermenistan hükümetine keseceğini düşünüp bir nebze teselli bulcağız fakat değil.

Kendi insanımız dururken onlara iş vermemiz elbette mümkün değil. Bu anlaşılır bir mazeret. Ancak onlar Türkiye koşullarında iş bulabiliyorken bizim insanlarımız niye iş bulamıyor? Onları gönderdiğimizde yetmiş bin insanımız iş güç sahibi mi olacak? İşsizlik rakamları son on yılın en düşük rakamlarına mı gerileyecek?

Eğer ülkemizde kaçak olarak bulunan Ermeniler sınır dışı edilecekse bu uluslar arası yönleri olan siyasi bir mesele yüzünden değil sadece kendi iç hukuk düzenimiz yüzünden olmalıdır. Yasalarımız buna izin vermediğinden, ülkemiz gerçeklerinin kaçak işçileri kaldıramadığından, bunun sosyo-ekonomik dengeleri tehdit ettiğinden olmalıdır. Kaçak işçileri konusunda ortada insani bir durum söz konusudur.

Böyle bir uygulama ülkemizin tarihi gelenekleriyle de bağdaşmaz.Atalarımız hangi tarihte hangi olay yüzünden kendi kapısına sığınan insanları kapısından geri göndermiştir ki biz geri gönderelim. Macarlar, Polonyalılar,Yahudiler, Çingeneler ve Ruslar değişik tarihlerde Türkiye ye sığındığında onları en iyi şekilde ağırlayan bu ülke değil miydi?. Kendi topraklarımıza göz diktiği için Yunanlılarla savaşmamıza rağmen onlara ikinci dünya savaşında Alman işgali yüzünden mağdur olduklarında kapılarını açan,Afganistan’ın Sovyetlerce işgali üzerine Afganlıları ağırlayan,Körfez savaşında yüz binlerce Kürt insanını Silopi de misafir eden ve Bosna iç savaşında yüzlerce Boşnağı Tekirdağ’da konuk eden Türkiye değil miydi?Bunları hatırlayalım

Editör: HABER MERKEZİ