İkinci ''Ergenekon'' davasının tutuklu sanığı Prof. Dr. Mehmet Haberal ''Bülent Ecevit ile ilgili şahsıma ve Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi'ne yönelik iddialar gerçek dışı ve iftiradır'' dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada tedavi gördüğü İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü'ndeki odasından video konferans sistemiyle ifadesi alınan Haberal, Kent otel toplantıları ve merhum Başbakan Bülent Ecevit'e yapılan tedaviye ilişkin iddialara yanıt verdi.

Haberal, diyalog grubu tarafından Kent Otel'de düzenlenen çaylı ve kuru pastalı toplantılarda herkesin fikrini söylediğini, bunların gizli, kapalı toplantılar olmadığını ifade ederek, ''Buradaki amaç ülkenin sorunlarına acaba nasıl katkı sağlayabiliriz, ülkeyi yönetenlere katkı sağlayabiliriz düşüncesidir'' diye konuştu.

Bu toplantıların daha sonra Gölbaşı'ndaki Patalya Oteli'nde devam ettiğini dile getiren Haberal, bu otelde bazı siyasi partilerle birlikte birçok dernek ve vakıf tarafından da toplantılar düzenlendiğini anlattı.

Haberal, bu toplantıların her demokratik toplumda olması gereken faaliyetler olduğunu belirterek, bu grubun daha sonra Milli Egemenlik Hareketi olarak isim değiştirdiğini, Anayasal hak çerçevesinde olan bir sosyal oluşum olduğunu kaydetti. Yapılan bu toplantılar sonrası basına da bilgi verildiğini ifade eden Haberal, bu toplantıların kapalı kapılar ardında gizi olarak yapılmış gibi algılanmasını üzüntüyle karşıladığını vurguladı.

Merhum Bülent Ecevit'i her zaman rahmetle andığını belirten Haberal, Atatürk'ün söylediği gibi ''Beni Türk hekimlerine emanet edin'' düşüncesiyle Ecevit'in tedavisini yaptıklarını, kendisini emanet eden Ecevit'i de şükranla andığını söyledi.

Kendi branşı olmadığı için diğer doktorların Ecevit'in tedavisini gerçekleştirdiklerini anlatan Haberal, tadaviyle ilgili heyet raporunu Başbakanlık müsteşarına elden verildiğini, yine Ecevit'in eski koruma müdürü milletvekili Recai Birgün'e de sunduklarını kaydetti.

Haberal, tedavi devam ederken de kontrol raporlarını Başbakanlığa sunulduğunu dile getirerek, o dönemde çıkan iddialarla ilgili Ecevit'in bunları yalanlayarak tedavisine katılan doktorlara teşekkür ettiğini vurguladı.

356 GÜN SONRA HER SORUYU CEVAPLANDIRMAYA HAZIRIM

Recai Birgün aleyhine açtıkları ceza ve hukuk davalarının devam ettiğini belirten Haberal, ''Ecevit taburcu olduktan sonra 7 ay Başbakanlık yapıp, 4,5 yıl daha yaşamıştır. Ecevit ile ilgili şahsıma ve Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi'ne yönelik iddialar gerçek dışı ve iftiradır'' şeklinde konuştu.

Recai Birgün'ün Ergenekon soruşturması kapsamında verdiği ifadede de ''Ecevit'in evine gizli olarak doktor getirttik, seyyar röntgen cihazı getirttik'' sözlerine dikkat çeken Haberal, evde çekilen röntgen sonucunda da Ecevit'e yapılan tedavinin doğru olduğunun belirtildiğini kaydetti.

Mahkemeden bir talebi olduğunu söyleyen Haberal, ''Bana herşeyin sorulması ki, 356 gün tutuklu kalmama sebep olan, hakkımda verilen tutuklama kararına sebep olan kuvvetli suç şüphesi neymiş ki açıklasınlar ki, ben öğrencilere, doktorlara, bilim adamlarına anlatayım, onlara hesap vereyim. Şimdi 356 gün sonra bana yöneltilen her soruyu cevaplandırmaya hazırım'' dedi.

Haberal'ın savunmasını tamamlanmasının ardından söz alan avukatı Köksal Bayraktar, müvekkilinin gözaltına alındıktan 3 gün sonra 16 Nisan 2009'da emniyette ifadesinin alınmasına başlandığını, ifade verme işleminin ertesi gün adliyede devam ettiğini kaydetti. Bayraktar, Haberal'ın ifade verme işleminin toplam 16 saat 45 dakika sürdüğünü ifade ederek, 70 yaşına yaklaşmış bir öğretim üyesinin ifadesinin CMK'daki yorma kavramına girdiğini kaydetti. Bayraktar, ifadenin, bedenin fizyolojik ve psikolojik olarak son derece yorgun olduğu bir ortamda alındığına dikkat çekti.

Duruşmada, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün Haberal'ın daha önce alınan ifadelerini okumaya devam ediyor.

Editör: HABER MERKEZİ