Ahmet YAVUZ (Zaman)

Yatırımın artırılması ve tüm ülkeye yaygınlaştırılması için yapılan mevzuat düzenlemelerinden daha önce bahsetmiştim. Konu ile ilgili olarak Kurumlar Vergisi Kanununda Bakanlar Kurulu'na teşviklerin neler olduğunu belirleme yetkisi verilmişti. Bakanlar Kurulu bu yetkisini kullanarak 2009/15199 sayılı kararı çıkardı.

Bu karardaki teşviklerin uygulama şekil ve şartlarının neler olduğuna dair tebliği de Hazine Müsteşarlığı geçtiğimiz günlerde yayınladı. Birçok teşvik unsuru taşıyan bu tebliğe göre münhasıran tekstil, konfeksiyon ve hazır giyim, deri ve deri mamulleri sektörlerinde faaliyette bulunanlardan üretim tesislerini Bakanlar Kurulu'nca belirlenen illere, 31.12.2010 tarihine kadar nakleden ve en az 50 kişilik istihdam sağlayan mükelleflere taşınma masraflarını karşılama dahil birçok teşvik avantajı getirildi.

Taşınma desteğinden tekstil, konfeksiyon ve hazır giyim, deri ve deri mamulleri sektörlerinde I. ve II. bölgede üretim faaliyetinde bulunan mükelleflerden bu imalathanelerini IV. bölgeye taşıyanlar faydalanabilecek. Taşınmanın 2010 yılı sonuna kadar tamamen yapılması gerekiyor. Taşınan tesislerde, taşınmadan sonra en az 50 kişinin çalıştırılması şart. İmalat tesislerini I. ve II. bölgeden IV. bölgeye taşıyan mükellefler taşınmayı takip eden dönemden itibaren 5 yıl boyunca Kurumlar Vergisi oranını yüzde 5 olarak uygulayacak. Ayrıca taşınmadan sonra ilave yatırım yapmayı düşünen teşvik belgesi sahiplerine yatırım yeri tahsis edilecek. Çalışanların asgarî ücrete tekabül eden sigorta primi, işveren hissesinin tamamı taşınma tarihinden itibaren beş yıl süre ile bütçeden karşılanacak. Tesislerin taşınma işleminin 2009 yılı sonuna kadar tamamlanması halinde nakliye giderlerinin tamamı yeminli mali müşavir raporlarına istinaden bütçeden karşılanabilecek.

I. bölge:
İstanbul, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli, İzmir, Bursa, Eskişehir, Bilecik, Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Yalova, Ankara.

II. bölge: Balıkesir, Çanakkale (Bozcaada, Gökçeada hariç) Aydın, Denizli, Muğla, Antalya, Isparta, Burdur, Adana, Mersin.

III. bölge:
Konya, Karaman, Hatay, Kahramanmaraş, Osmaniye, Kırıkkale, Aksaray, Niğde, Nevşehir, Kırşehir, Manisa, Afyonkarahisar, Kütahya, Uşak, Kayseri, Sivas, Yozgat, Zonguldak, Karabük, Bartın, Samsun, Tokat, Çorum, Amasya, Gaziantep, Adıyaman, Kilis.

IV. bölge: Kastamonu, Çankırı, Sinop, Trabzon, Ordu, Giresun, Rize, Artvin, Gümüşhane, Erzurum, Erzincan, Bayburt, Ağrı, Kars, Ardahan, Iğdır, Van, Muş, Bitlis, Hakkari, Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli, Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin, Batman, Şırnak, Çanakkale ili Bozcaada, Gökçeada ilçeleri.

İç denetçilik sınavında fiyasko

Son yıllarda, geleneksel kamu yönetimi anlayışından çağdaş anlayışa geçme yönünde adımlar atılıyor. Bu girişimler çerçevesinde iç denetim anlayışı oturtulmaya çalışılıyor. Sadece denetim yapmayan iç denetçiler, kurumun menkul, gayrimenkul varlıklarından haklarına, mali ve idari anlamda yapılan tüm faaliyetlerinden kurumda geçen birçok bilgi akışına kadar tüm işlemleri kontrol etmek durumunda. İç denetimi devletin kurumları yönlendirmek maksadıyla yetişmiş eleman görevlendirmesi şeklinde ifade etmek mümkün.

İç denetçi kadrolarına 2007 yılı sonuna kadar sınavsız atamaların yapıldığını gördük. Bu süreçte 202 kamu kurumuna 782 iç denetçi atandı. Sonrasında iç denetçilerin sınavla alınması yoluna gidilecekti. Bu sınava girmek de bazı şartları taşımaya bağlı. En az dört yıl süreli eğitim veren yükseköğretim kurumlarından mezun olmak, mesleğe yarışma sınavına tabi tutulmak suretiyle alındıktan sonra yapılan yeterlik sınavında başarı göstermek kaydıyla kamu idarelerinde denetim elemanı olarak en az beş yıl, uzman veya müdür olarak sekiz yıl çalışmak ve yabancı dil bilgisinin KPDS veya ÜDS'den en az elli puan almış olması aranan başvuru şartları. Ayrıca kurul tarafından yapılan sınavı kazanmış olmak için 40 yaşını aşmamak ve en az 70 puan almak gerekiyor. Geçtiğimiz haftalarda bu şartları taşıyan kişilerin müracaatıyla yapılan sınav tam bir fiyaskoyla sonuçlandı. Çünkü 219 kişinin müracaat ettiği sınavda hiç kimsenin 70 alamadığı açıklandı. Konu ile ilgili ne İç Denetim Koordinasyon Kurulu ne de ÖSYM herhangi bir resmî açıklama yapmadı. Zaten kurul üyelerinin çoğunun süresi tamamlanmış durumda. Yerlerine kimse atanmadığı için bu kişilerin üyelikleri devam ediyor ama asıl görevleri bu üyelik olmadığı için bir sahipsizlik duygusu hâkim. Çünkü her üyenin aynı zamanda kendi kurumunda idari bir görevi var. Bu durumda yeni açılan kadrolarla birlikte 700 civarındaki kadronun kısa sürede dolması mümkün görünmüyor. 2007'de yapıldığı gibi sınavsız atama yoluna gidilmeli ve iç denetimin ciddi manada oturtulması gerekir. Sınavsız iç denetçi alımı ile ilgili geçici maddenin süresi uzatılırsa bu kadrolara uygun adaylar bulunur.

Editör: HABER MERKEZİ