AB’ye taahhütler içeren 3. Ulusal Program Taslağı’nın açıklanmasının ardından, 26 Ağustos günü kaleme aldığım yazı “Çay-Kur satış listesinde” başlığını taşıyordu.

Yazı çok ses getirdi. Birçok yayın organı tarafından kullanıldı. İnternet forumlarında tartışma konusu oldu. Toplumun çeşitli kesimlerinden açıklamalar geldi.

Yazının yayımlanmasının ardından AKP çevreleri bir yalanlama çabasına girişti. İlk açıklamayı yapan AKP Rize Milletvekili ve özel sektör çaycısı Ali Bayramoğlu’ydu.

Çayın tamamen özel sektöre geçmesi için proje hazırlayanların başında olan Bayramoğlu ne diyor? “Spesifik olarak yaş çayın işlenmesinin özelleştirilmesi AB tarım programı dahilinde olabilir. Ama Çay Kur’un özelleştirilmesi gündemimizde yok”

Allah aşkına ne anladınız bu açıklamadan. Var mı, yok mu? Yoksa niye programa koyuyorsunuz?

Ne diyor AKP Rize İl Başkanı Yılmaz Katmer: “Özelleşmeyecek diyemiyoruz. Bir gün özelleşecek. Belki 10 yıl belki 20 yıl sonra, ne zaman olacak bunu bilmiyoruz'

Katmer’in dediği kadar uzun süre beklenmeyecek.. Kuşkusuz ki AKP, seçimler öncesinde böyle bir hedefi açıklayacak kadar enayi değil. Hele şu yerel seçimler bir geçsin bakalım.

Son açıklama ise Çay-Kur Genel Müdürü Ekrem Yüce’den. Yüce, DPT, Hazine ve bakanlıklar nezdinde yaptığı girişimlerde, böyle bir hazırlığın olmadığının kendisine söylendiğini aktardı. Bu konuda çok fazla bir bilgi kirliliği oluştuğunu söyledi.

 

. İŞTE PROGRAMDA YAZANLAR

Keşke AKP’liler ve Genel Müdürün dediği gibi olsa.

Ama gerçek böyle değil. Elbet de programlarda henüz yok. Çünkü daha kabul edilmedi. Çünkü program taslak halinde.

Yalanlama yarışına giren iktidar politikacıları ve bürokratlar, okuma yazma bilmiyor mu? AB için hazırlanan 3. Ulusal Program Taslağı’nın, ekonomi başlığının özelleştirme bölümünü okuma zahmetinde bulunsalar, hükümetin bu konudaki niyetini de görmüş olacaklar.

Bir kez daha Ulusal Program’dan aktaralım:

Devletin tamamen çekilmeyi vaadettiği alanlar:

Bankacılık, hava ve deniz ulaşımı, lokomotif ve vagon üretimi, et-balık ürünleri piyasası, şeker, tütün ve çay ürünlerinin işlenmesi, petro-kimya sanayi, malzeme alımı, elektrik dağıtımı, şans oyunları, İMKB, altın borsası, otoyol-köprü işletmeciliği, çöp toplama, telekomünikasyon ve turizm.

Devletin kısmen çekilmeyi vaat ettiği alanlar:

Elektrik üretimi, su şebekesi, kanalizasyon altyapısı, sağlık, eğitim, savunma, radyo-televizyon yayıncılığı, doğalgaz piyasası, kömür ve diğer maden işletmeciliği.

 Program, Halkbank’ın özelleştirme deneyimleri ışığında Ziraat Bankası’nın satış stratejisi belirlenecek Aynı süreçte ve uzun vadede de Vakıflar Bankası satılacak.

Kim diyor bunu? AKP Hükümeti’nin hazırladığı Ulusal Program Taslağı.

Elbet de bu bir taslak. Yani tartışmaya ve düzeltilmeye açık

AKP’li milletvekilleri gerçekleri çarpıtıyor. Bürokratlar da AKP’yi kurtarma gibi üzerlerine vazife olmayan bir göreve soyunmuş görünüyor.

Bütün bu yetkili ağızlar şu soruya açık yanıt vermeli: Çay işlemeciliğinin özelleştirilmesi vaadi Ulusal Program Taslağı’nda var mı, yok mu?

 

. BÜYÜK OPERASYON

Çay sektöründe büyük bir operasyon yaşanıyor. Önce özel sektörde büyükler küçükleri alıyor. Ülker’in Oba ve Doğa Çay’ı, Coca Cola’nın Doğadan’ı alması buna örnek. Önümüzdeki günlerde bu satışların artması bekleniyor. Giderek güç duruma düşen özel sektörün küçük ve orta büyüklükteki firmaları, küresel çaptaki dev firmalar tarafından yutulacak

Ama asıl beklenti Çay Kur. Hem Türkiye’deki bazı büyükler ve özellikle ulusötesi çay tröstlerinin ağzının suyu akıyor.

Hesap büyük. Özel sektördeki operasyon tamamlandıktan sonra sıra Çay Kur’a gelecek. Özelleştirmeye karşı açık tutum alan Tek Gıda İş Sendikası’nın etkisizleştirilmeye çalışılması, üreticinin dışlandığı Ulusal Fındık Konseyi girişimleri, Ulusal Program Taslağı’nda devletin çay sektöründen tamamen çekileceğinin belirtilmesi, operasyonun en önemli ayaklarından. Çay lobileri siyasi iktidarla birlikte satışın zeminini hazırlama çabasında.

Çay sektörü tamamen ele geçirilince de üretici bu büyük tröstlerin serflerine dönüştürülecek. Tıpkı sömürge ülkelerdeki çay plantasyonları oluşturulacak. Uygulanan alım politikaları ile çaycının önemli bir kısmı bu alanın dışına atılacak.

Çay Kur’un özelleştirme kapsamına alınmaması, Ulusal Program’dan çıkarılması için sendikalara, kitle örgütlerine ve siyasi partilere çok büyük iş düşüyor.

Tepki ne kadar erken, büyük ve etkili olursa, Çay-Kur’un özelleştirme programına alınması o kadar zorlaşır.

 

Editör: HABER MERKEZİ