İşte Erdoğan'ın açıklamalarından bazı başlıklar: 

MAL VARLIĞI TARTIŞMALARI

Erdoğan, TBMM Genel Kurulunda gün gece yaşanan ''mal varlığı tartışmalarını nasıl değerlendirdiği'' soruna karşılık, şunları kaydetti:

''Ben her yönüyle şeffaf bir liderim. Her şeyim şeffaf, her şeyim ortada... Eğer dürüst ve namusluysalar, aynı şekilde onlar da kendi liderlerine söylesinler, siteye bütün mal varlıklarını eşleriyle birlikte koysunlar.

Ben hayatımı memuriyetle geçirmedim. Benim hayatımda 17 yıllık iş adamlığı, özel sektör süreci var. Devlette çalışmışlığım, futbol oynadığım dönemdedir....

12 Eylül'den itibaren tamamen serbestim. Ama malum kişiler, iftira atıp, 'Acaba buradan bir şey tutturabilir miyiz' gayretindeler. Ama benim halkım,vatandaşım neyin ne olduğunu çok iyi biliyor. Bu iktidar yolsuzlukların iktidarı olsaydı, bu yatırımların hiçbirini gerçekleştiremezdi. Bizden önceki iktidarların yaptıkları ortada. Bizim 7 yıla sığdırdıklarımız ortada.''

'MODERN BİR TÜRKİYE İÇİN'

Halkım istifade edecek. Yani insandan daha önemli bir şey var mı? Ama bunlar insanın önüne başka şeyleri geçiriyorlar. İnsanın önüne hiçbir şey geçemez. Yani bir mabedi bile, bizim değerlerimizde Kabe'yi yıkarsın ama insan gönlünü yıkamazsın. Bu kadar önemli bu iş. Biz orada insanımızın geleceği için modern bir Türkiye, modern bir İstanbul için, İstanbul'un ulaşım sorununu çözmek lazım. Gelip orada tarihi çınar mı kesecek? Kesilecek, makiliktir... Bunların söyledi o... Makilik planda orman olarak geçer. 3. köprüyü en az hasarla en iyi nasıl yaparız, ona baktık.

'TOKİ' diyoruz adamlar çıldırıyor. 'Gelsin hesap versinler' diyorlar. Neyin hesabını vereceğiz sana ya... Eser ortada. Şu an 410 bin inşaat var. Bunun 300 binini sahiplerine teslim etmiş vaziyetteyiz. Çok çok merak ediyorsan ve bu işi de çok iyi biliyorsan, gelirsen samimi bir şekilde... Gel otur, sana anlatsın. Çok da anlamıyorsan gelir özel bir oturumda anlatılır. Bu öyle 3-5 dakikaya sığmaz.

Bizim hesabını veremeyeceğimiz hiçbir adım yoktur, rahat rahat veririz. Böyle kabadayı gibi; 'bunun hesabını gel ver... Bilmem ne hesabını ver'. Hesap vermeyenler, hesap veremeyenler hesap soramazlar. Bunlar hiçbir zaman hesap vermediler ki, veremediler ki neyin hesabını soruyorsun?''

Enerji ve dış politikada Türkiye'nin çok farklı bir yerde olduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, yaşanan gelişmelerin durup dururken olmadığını söyledi. Erdoğan, ''Ama bunlar konuşulmuyor. Hep böyle iftira üzerine oluşturulmuş gündemlerle gündem sapması yapılıyor. Biz burada 'Anayasa tartışalım' derken, Anayasa dışında her şeyi konuştular'' diye konuştu.

''GEL MEYDANDA ANLAT''
Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin ''Bugün son bir oylama var, bu konuda bir endişeniz var mı? sorusuna, ''Öyle bir şey beklemiyorum'' karşılığını verirken, aynı gazetecinin ''bugün süreç tamamlandıktan sonra muhtemelen referandum süreci başlayacak' sözleri üzerine de değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

''Bizim bundan sonraki sürecimiz hemen kampanya. Şu anda hazırlıklarımızı başlattık. Biz, millete gideceğiz. Çünkü millet diyor ki 'gel bana, Mecliste bağırıp çağırmayın. Bu işin asıl sahibi benim, oradaki vekillerin bağırıp çağırmasına bakmayın, bana gelin' diyor. Bunlar millete gitmekten korkuyorlar. Biz de diyoruz 'hadi gidelim millete, millet versin akarı' bu işin asıl sahibi onlar değil mi? Biz, vekiliz onlar asıl... Gidelim milletimize anlatalım. Burada bu kadar madem kabiliyetlisiniz, bu kadar kürsüleri bırakmıyorsunuz. Bana az söz verdiniz diyorsunuz. Git milletin karşısında istediğin kadar konuş. Kararı, millet versin. Gel meydanda anlat.''

İRAN ZİYARETİ

Erdoğan, bir gazetecinin, ''İran Devlet Başkanı Mahmud Ahmedinecad'ın açıklaması vardı, İran'daki zirveye sizin katılacağınıza dair'' sözlerine karşılık ''İran konusuyla ilgili olarak... Şu an gidip gitmeyeceğim noktasındaki durum. Bizim buradaki gelişmelerle ve benim o tarihlerle ilgili Gürcistan ve Azerbaycan ziyaretlerim var. Önceden belirlenmiş'' dedi.

Gürcistan ve Azerbaycan'daki temasları hakkında bilgiler veren Başbakan Erdoğan, ''Arkadaşlar 'bunu teyit edelim' diye bir şeyin içindeler ama süre de daraldı. Onlara karşı doğru olmaz düşüncemiz var. Arkadaşlar bugün yarın o görüşmeleri yapıp nihai kararımızı vereceğiz. Şu anda bu konuda nihai karar verilmiş değil'' şeklinde konuştu.

Bir başka soru üzerine de TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun kedisinden randevu isteyerek ziyaretine geldiğini anlatan Erdoğan, ''fevkalade bir durum olmazsa bu ayın 22'sindeki genel kurula katılma niyetinde olduğunu'' söyledi. ''Sizin önerinize bir cevap verdiler mi?'' sorusuna, Erdoğan, ''olumsuz cevap vermiyor kendine göre. Kayserili pratiği yapıyor...'' karşılığını verdi.

''TARİHE NOT DÜŞMEK''

Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı'nın ''Engizisyon mahkemesinde yargılanıyorum'' şeklindeki açıklamasının sorulması üzerine, Erdoğan, ''Yargıda olan bir süreci bize sormayın. Şu an o yargıda... Bizimle hiç yakından uzaktan alakası yok. Biz yürütmeyiz'' dedi.

Erdoğan, Anayasanın Geçici 15. maddenin yürürlükten kaldırılmasına ilişkin soru üzerine, muhalefetin tavrını anlamanın mümkün olmadığını belirterek, ''Her şeyi illa 'bu zaman aşımına uğramıştır' diye değerlendirilmez ki... Bazı şeyler de vardır ki tarihe bir not düşmektir. Onu bir defa tarihe karşı sorumluluğu gidermek anlamında anlamlıdır. Yani zaman aşımına uğradı şöyledir, bu önemli değil'' diye konuştu.

NAZIM HİKMET VE AHMET KAYA

Sohbette, Nazım Hikmet'e vatandaşlık verilmesi konusuna kimse cesaret edemezken, kendilerinin cesaret ettiğini anlatan Erdoğan, bunun bir iade itibar olduğunu söyledi. ''Ahmet Kaya meselesinde biz niye bu kadar cesaretle hareket ettik?'' diye soran Erdoğan, Kaya'yı belediye başkanlığı döneminde tanıdığını anlattı.

Erdoğan, şunları söyledi:

''Dünya görüşlerimiz farklı olabilir ama ben ne zaman davet etiysem sağ olsun gelmiştir. Ali Sami Yen'de davet ettiğimiz konsere katılmıştır. Ben belediye başkanlığından düşürüldüğüm zaman, Kazlıçeşme'de yaklaşık 1 milyon insanın katıldığı veda töreninde çıkıp oradaki hitabı benim için çok anlamlıdır. Farklı dünya görüşüne sahip olmamıza rağmen orada farklı düşünceye nasıl sahip çıktığını göstermesi bakımından bunlar önemlidir.

Aynı sanat dünyasının içinde olan insanların ona verilen ödül töreninde takındıkları tavrı da ben gözlerim yaşlı izledim... O gün ona çatal, bıçak, tabak fırlattıkları o tabloyu ben unutamıyorum. Bu mudur demokrasi? Bu mudur temel hak ve özgürlüklere saygı? Buralarda bir defa biz sanatçının kafasındakine değil icra ettiğine bakayacağız. İcra ettiğine de saygı duyacaksın. Olaya da böyle bakıyorum. Her şeyden önce insan olarak bakıyoruz.''

Erdoğan, Ahmet Kaya'yı dinler miydiniz'' sorusuna ''Tabii, evet'' karşılığını verdi. Hangi şarkılarını sevdiğinin sorulması üzerine, Erdoğan, ''Ben hem çalışıyorum, hem dinliyorum'' dedi.

''SİZ KENDİNİZİ ZENGİN GÖRÜYORU MUSUNUZ?''

''Siz kendinizi zengin görüyor usunuz?'' sorusuna ise şu karşılığı verdi:

''The Economist'in Türkiye temsilcisi Amberin Zaman, Anadolu Ajansı'na ayrıca açıklama yaptı. Açıklamayı da arkadaşlarım Meclis'te gündeme getirdiler. Dünyadaki 192 ülkenin siyasi liderinin mal varlıkları benim bilgim dahilinde değil ama bizim Meclisimizin içinde bir beyefendi var ki... Bu mal varlıklarını yakından takip ediyor herhalde. Sonra öyle The Economist'in söylediğine göre, bilmem neye göre bunlar ifade edilmez. Bunlar böyle çakma mantıkla ortaya konulmuş şeylerdir.

Benim bütün mal varlığım internet sitemde vardır, eşimin hepsi vardır. Diğer liderler de mal varlıklarını gelsinler açıklasınlar koysunlar sitenin içerisine. Herkes oradan güncelleştirerek sergilesinler. Ben güncelleyerek sergiliyorum ve bu noktada görevli olan arkadaşım, sürekli onu günceller ve orada bunu açıklar. Diğer genel başkanlar da aynı şekilde koysunlar. Niye koymuyorlar?

Benim kardeşimin, kız kardeşimin, oğlumun oturduğu yerleri kalkıp da bana tapulamaya, zimmetlemeye kimin hakkı var? Artık hepsi belli yaşa gelmiş insanlar. Kardeşimin şu an kendi işi var, eniştemin kendi işi var. Oğlum belli bir işte çalışıyor, bana olan borcu var. E, olur? Bir babanın, oğlunu borçlandırmasından ki bırakın borçlandırmayı baba kalkar evladına icabında karşılıksız da verir. Ama bunlar bu işi çok ilerilere götürdüler.''

'8.MADDEYE OY VERMEYENLER DÜŞÜNSÜN'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa değişikliği teklifinin parti kapatmayla ilgili 8. maddenin reddedilmesi konusunda ''8. maddede olan olmuştur. O maddeye oy vermeyenler düşünsün. Biz bugüne kadar o maddenin bize sağladıklarıyla yürümedik. Bundan sonra da aynı şekilde yolumuza devam edeceğiz'' dedi.

TBMM bahçesinde parlamento muhabirleriyle sohbet eden Erdoğan, partiyi kurduktan sonra hakkındaki dosya sayısının kabardığını ve 65'e yükseldiğini belirterek, bunlara 2-3'ü hariç beraat ve takipsizlik kararı verildiğini söyledi. Diğer dosyaların milletvekili olduğu için kaldığını hatırlatan Erdoğan, ancak kendisiyle aynı dosyada bulunan diğer kişilerin hepsinin beraat ettiğini kaydetti.

Bu sırada Devlet Bakanı Hayati Yazıcı'nın, ''Sizinle ilgili olay Siirt'e kadar gidiyor. O davanın iddianamesinde 'Geleceğin Başbakanı olduğu havası var'' denildiğini ifade etmesi, gülüşmelere yol açtı.

Erdoğan, Yazıcı'yı kastederek, ''Bir de bir akşam bunlar bana bir hüsran yaşattı. Avukatlar da bir gariptir. Beni ifadeye çağırdılar. İsmini vermeyeceğim o savcının. Ben de gittim tabii ifade veriyorum. Hayati Bey, Bülent Bey falan onlar da yan taraftaki odada duruyorlar. Girerken, 'buradan bir şey çıkmaz' falan diye konuşulurken, ifadeyi verdik, bunların rengi, ruhsarı falan kaçtı. Nedir filan? 'Bu adam işi iyice saptırdı' dedi. Bir de baktım, idamla yargılanıyoruz. Ben başbakan değilim o zaman. Belediyeden filan çıktık hani. Kılıçdaroğlu'nun elini öper, o dosyaları ona vermek lazım'' diye konuştu.

Yazıcı da olayı anlatırken, Başbakan Erdoğan'ın 2002 yılında Rize'de yaptığı bir konuşma yüzünden yetkili olan Erzurum DGM'de inceleme başlatıldığını söyledi. Buna rağmen, Ankara DGM'den Başbakan Erdoğan'a bir celp gönderildiğini ve polis zoruyla mahkeme çağrıldığını kaydeden Erdoğan, DGM savcısının 1 saatten fazla ifade aldığını ve TCK'nın 146. maddesi uyarınca idam talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk ettiğini anlattı. Yazıcı, nöbetçi hakimin kendisini içeriye almadığını söyledi.

Başbakan Erdoğan, ''O zaman da bir sıfatımız yok. Genel Başkanım. Avukatım falan yok, yalnız giriyorum içeriye '' dedi.

''FİRE LİSTESİ'' İDDİASI...

Erdoğan, Ankara Milletvekili Faruk Koca ile ilgili iddiaların sorulması üzerine, şunları söyledi:

''Arkadaşımız gerekli açıklamayı yaptı. Ben de arkadaşlarımdan açıklamayı aldım. Arkadaşlardan özür diledi. Böyle bir şeyi yapmak, düşünmek bizim açımızdan asla mümkün değil. Böyle bir şeye zaten şahsen ben fırsat vermem, veremem.

8. maddede olan olmuştur. Ondan sonra 18, 23 ve diğer maddelerde de olanlar olmuştur. İnşallah, birliğimiz, beraberliğimiz aynı şekilde bugün de devam edecektir.''

Erdoğan, ''Anayasa mahkemesine gidecek misiniz, kapatma davası için'' sorusuna karşılık, ''Yok, yok o hukuken olmuyor. Arkadaşlar çalıştı, olmuyor'' karşılığını verdi.

Siyasi partilerin kapatılmasının paketten düşmesiyle ilgili soruya karşılık ise Erdoğan, ''O maddeye oy vermeyenler düşünsün. Bizim artık düşünecek hiçbir şeyimiz yok. Biz bugüne kadar o maddenin bize sağladıklarıyla yürümedik. 7,5 yıllık hizmetimizi o maddenin varlığı altında yaptık. Bundan sonra da aynı şekilde yolumuza devam edeceğiz'' dedi.
HT 
Editör: HABER MERKEZİ