Cumhuriyetin ilanının 84 yıldönümü bütün yurtta değişik etkinliklerle kutlanıyor.İlçemiz Çayelinde de  farklı kurumların ve vatandaşların iştirakiyle bu bayram kutlandı.İlk ve ortaöğretim kurumlarına bağlı bütün okullarda tören yürüyüşleri yapılıyor,oyunlar oynanıyor ve şiirle okunuyor.Vatandaşlarımızda bunlara katılarak onların coşkusuna ortak oluyor.Böylece  toplumsal bütünleşme anlamında ortaya güzel bir manzara çıkıyor.

Bu tür milli ve din bayramların ortak özelliği insanlar arasındaki farklılıkları örterek aynı ya da benzer noktaları ön plana çıkarması dolaysıyla milli birlik ve beraberlik duygusunun altını dikkatle çizmesidir ki bu duyguya her zaman ihtiyaç duyduğumuzdan bunlar önemli etkinliklerdir.Artan terör saldırıları ve olası sınır ötesi harekatın gölgesi altında gerçekleşen 29 Ekim  etkinlikleri Alevisiyle Sünni’siyle,laikiyle şeriatçısıyla doğulusuyla batılısıyla bir bütün halinde Türk milletinin seksen dört yıl önce bugün Kurtuluş Savaşını vererek cumhuriyeti ilan eden muzaffer bir millet olarak kollektif hafızasını tazelemesine imkan veriyor.

1923 den günümüze milletimiz aynı birlik ve beraberlik ruhunu koruyarak büyük işlere imza atmayı başarmıştır.Eğitimde devrim niteliğinde dönüşümler yaparak okur yazar oranını yüzde beşlerden yüzde doksanlara çıkardığı,iğneden ipliğe nerdeyse her şeyi yurt dışından ithal eden bir ekonomiyi televizyon,otomobil,traktör,gemi ve uçak ihraç eden dinamik bir ekonomiye dönüştürmeyi başardığı,kişi başına düşen milli geliri cumhuriyetin ilk yıllarıyla kıyaslanamayacak ölçüde artırarak beş bin dolar seviyesine çıkardığı,sosyal güvenliği yaygınlaştırdığı, enflasyonu düşürdüğü,demokrasiyi tesis ederek onu halka mal etmeye çalıştığı atlanamayacak detaylardır.

Kendi iç istikrarını koruyarak hem kendi bölgesindeki anlaşmazlıkları gidermek için çaba sarf etmesi hem de dünya barışına NATO şemsiyesi altında birçok katkılar yapması,kendi bölgesi için model ülke olmayı başarırken bütün dünyaya İslam ile demokrasinin iç içe olabileceğini ispat etmesi onun özellikle vurgulanması gereken başarılarıdır.Bugün her tarafı savaş ateşiyle yanarken onun bir huzur adası olarak kalabilmesi cumhuriyetinin ve onun içini dolduran demokrasi çabalarının bir sonucudur.


Ülkemizin hala azaltılması gereken yüksek işsizlik oranı,kapatılması gereken cari açığı,düşürülmesi gereken enflasyonu, yeni reformlarla güçlendirilmesi gereken demokrasisi ve mutlaka yenmesi gereken etnik terörü vardır. Ayrıca refah ve zenginliği tabana yaymada sorunlar yaşarken toplumun bütün kesimlerinin üretimden hakça pay almasını sağlayıcı önlemler almada daha çok eksiği vardır.

Ancak ülkemizin 1923 ten günümüze bir Türk mucizesinden söz ettiremese de büyük bir başarıdan söz ettirdiği  bir gerçektir.Üstelik bu başarıyı kökleri dışarıda Ermeni terörü, Kürt terörü, Kıbrıs sorunu, soğuk savaş koşullarında artan askeri harcamaları, darbeler, muhtıralar, faili meçhul cinayetler, ekonomik krizler, yaşanan Adapazarı ve İstanbul benzeri büyük depremlerin sebep olduğu sosyal travmalar,devasa yolsuzluklar ve banka hortumlamalarına rağmen başarması ayrıca kayda değerdir.

Onunla aynı koşullardaki kaç ülke dağılmadan ve bölünmeden bunları başarabilmiştir? Böylesi sıkıntıları hiç kayıp vermeden ya da sağduyusunu koruyarak atlatan onun gibi kaç millet vardır? Tüm bunları saymasak bile Birinci Dünya Savaşından sonra bağımsızlığını kazanan ve cumhuriyet idaresini benimseyen ülkelerin kısa zamanda faşizm, militarizm ve komünizm gibi aşırılıklara sapmaları, iç savaş aşamaları, bölünmeleri ya da komşu bir ülkeye savaş açarak onlara unutulmaz acılar yaşatmaları bugün hala barış içinde yaşamaktan başka bir arzusu bulunmayan milli birlik ve beraberlik ruhunu özenle koruyan aziz milletimiz için büyük bir başarıdır.

Televizyonlardan yansıyan ve ellerindeki Türk bayraklarıyla sokağa dökülen insanların görüntüleri “Türk-Kürt kardeştir,ayrım yapan kalleştir”ya da “şehitler ölmez vatan bölünmez” sloganları bir gerçeğin artık iyice anlaşılmasını sağlamıştır. O da Türk milleti bu görüntülerden dışarıya yansıyan milli birlik ve beraberlik duygusunu koruduğu müddetçe ayrılıkçı ya da bölücü amaçlar gütmesi fark etmeksizin etnik terörü er ya da geç mutlaka yenecektir.

Editör: HABER MERKEZİ