Ankara’nın ve Ankara’daki  bürokrasinin taşra için ne denli önemli olduğunu sık sık vurgularız. Özelde Rizeliler genelde Karadenizliler bakımından bu durumu sorgulamaya değer buluruz.

Elbette bütün yönetim merkezleri çevre yönetim birimlerinin izdüşümlerini taşırlar.

Tersi de doğrudur: Benzer şekilde taşra yönetim çevreleri üzerinde de merkezi organizasyonun bir izdüşümünü yahut etki yansımasını görürüz.

Karşılıklı etki ve önem uyumu; bir yöre odağa alınınca dikkatlerden uzak tutulamaz.

Halk arasında meşhur bir  söz vardır:

Kul Allah’a nasıl bakarsa, Allah da kuluna öyle bakar. En azından diğer kulları arasındaki konumundan şikayet edebilme hakkını geçersiz kılar.

Tıpkı onun gibi çevre yönetim birimleri sakinlerinin Ankara’ya nasıl baktığı da, Ankara’nın oralara bakışını simgeler bir özellik sergilemek istidadındadır.

Ankara’dan yakınanlar, bön bön bakınanlardır. Ankara’da Estergon kalesine benzer bir ‘’su başı durak’’ sahibi olmayı önemsemeyenlerdir. Dahası Ankara’daki kendi izdüşümleri arasında harmonik bir yapılanmayı gerçekleştiremeyenlerdir. Ankara’nın çevreye bakışında etkili olma noktalarını seçip önemsemeyen çevre birimlerinin sakinleri sorumluyu başparmakları ile başka yerde göstermeye çalışırken aslında diğer üç parmaklarıyla  kendi kendilerini suçlama hedefi yapmak zorunda olduklarını unutmamalıdırlar. Tek tek ferdi sorumluluklarımızın gerçekleşme bileşkesi ortak sorumluluğumuzun ne derece gerçekleştirilebildiğini  ortaya koyar.

Ankara bürokrasisine  katılıp daha etkin görevlere tırmanan  hemşehrilerimizi bu açıdan herkese duyurmayı önemsemişimdir. Bu yansımanın daha da çok olması gerektiğini yine belirtmekte yarar görüyorum.

Türkiye Petrolleri A.O. Adıyaman Bölge Müdürlüğü’nden Genel Müdür Yardımcılığı ve Yönetim Kurulu Üyeliği görevine atanan Çayelili Besim Şişman’ı, yine taze bir şekilde Gümrük Müsteşarlığı Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı’na atanan Çayelililer Dernek Başkanı Fatih İslam Karaoğlu ve İbrahim Haberal ile birlikte kutlamaya  gittik. Aynı kurumda Genel Müdür  Yardımcılığı görevini yürüten Ahmet Adanır, Teftiş Kurulu Başkanı Ahmet Aslan ve baş müfettiş Metin Oktay Çetinkaya ile de yöremiz üzerine, Karadeniz’de petrol aranması konusunda sohbetlerde bulunduk.

Yine yeni olarak Türkiye Çevre Koruma Kurumu Başkanlığına asaleten atanan Ardeşenli hemşehrimiz Ahmet Özyanık’ı eski Tügsaş Samsun Genel Müdürü Ziya Güner ile birlikte kutladık.

Ortak sohbetimizde üç yıl önce dikkatime sunduğu konuyu tekrar gündeme taşıdı. Sayın Özyanık, Uzungöl ile Anzer’in, dolayısıyla İkizdere’nin en çok üç kilometre olacak bir tünelle birbirine bağlanmasını dile getiriyor, her mahfilde lobisini yapıyor. İşte Uzungöl, yılda 460.000 turist ağırlıyor ama ortalama kalış süreleri dört saat. Bunların  ilk adımda Anzer’e, İkizdere Ridos’a, ikinci aşamada ise iç bölgeden Handüzü Yaylası gibi Ayder’e geçebilme imkanlarını kolaylaştırırsak İkizdere gerçekten turizmden ekmek yiyebilir hale gelir. Ayrıca bu değişiklik Erzurum üzerinden İkizdere’ye gelen turistlerin de Uzungöl’e uğramayı ihmal etmemesini sağlar. 2010 Trabzon Üniversiad Oyunları ve 2011 Erzurum Kış Olimpiyatları bu değerlendirmenin ne kadar haklı olduğunu ortaya koyacaktır, ama elimizi çabuk tutarsak, keşke demeden erkenden semeresini görebiliriz.

Kocatepe Camii avlusunda Murat Karayalçın’ın annesinin cenaze namazından dolayı pek çok yerden Rizelilerin toplanmış olması da kayda değer. Rize’den gelen Karadenizvira Gazetesi editörü Metin Topçu, pek çok önemli kişinin aynı karelerde yer alması üzerine bir fotoğraf çekecek kişi bulamadığına hayıflandı. Tabii herkes karenin içinde kalmak isterse kimse deklanşöre basamaz.

Rize’de sadece övücülük üzerine değil, yeri geldiğinde yerici, kınayıcı, suçlayıcı modünde de bir yayıncılık yapabilme becerisini ortaya koyan Topçu’yu kutladım, buradan da aynı kutlamayı aleniyete dökmenin yararlı olduğunu düşündüğümden ifade ediyorum.

2009 arkasında pek çok hatırlamayı ve tekrarlanmasını istemediğimiz olayı bırakarak gidiyor.

Polemikler, tartışmalar, dinlemeden suçlamalar, sadece kendini iyi niyetli sanmalar gibi pek çok kötü alışkanlıklar inşallah geride kalır.

2010 yılında herkesin taze başlangıçlara yelken açmasını, irade yoğunlaştırmasını diliyorum.

Bunun için ortak bir manifestoyu paylaşmak istiyorum:

Yeni yılda güzel şeylerin daha fazlasını yapalım.
Ait olmaktan daha fazlasını yapalım, katılalım.
İlgilenmekten daha fazlasını yapalım, yardımcı olalım.
İnanmaktan daha fazlasını yapalım, anlayışlı olalım.
Düş kurmaktan daha fazlasını yapalım, çalışalım.
Öğretmekten daha fazlasını yapalım, ilham verelim.
Kazanmaktan daha fazlasını yapalım, kazandıralım.
Vermekten daha fazlasını yapalım, hizmet edelim.
Yaşamaktan daha fazlasını yapalım, büyüyelim.
Arkadaşlıktan daha fazlasını yapalım, dost olalım.
Denemekten daha fazlasını yapalım, başaralım.

Yeni yıl bütün insanlık için hayırlara vesile olur inşallah…

Selam ve saygılarımla…

Editör: HABER MERKEZİ